Avukatın isyanı : Herkesin Barosu Kendine...

~ 28.01.2016, Yeni Yaklaşımlar ~

Avukatlık mesleğinin  giderek derinleşen ve çözümsüz kalan sorunları var.  Mesleğin sorunlarının çoğalmasına bizzat baroların  duyarsızlığı  ve avukatların kendisi sepep oluyor.

Avukatların Reklam yasağına uymayan  web sayfaları  yıllardır  faaliyette ve yenileri de daha da cüretkar şekilde yayına giriyor. 

Avukatları şikayet  etmek  avukatlık ücreti ödememenin  yerine geçmiş durumda.  Adalet bakanlığı  olur olmaz bütün şikayetlere  soruşturma izni veriyor.  

Baro disiplin kurullarında binlerce dosya bekliyor  ama bu arada mesleğin kurallarına isteyen uyuyor  canı isteyen kural mural tanımadan faaliyetlerine devam ediyor. 

Tüm bunlarla birlikte dağ gibi büyüyen ve  giderek bataklığa dönüşen mesleğin  bu  sorunları  karşısındaki baroların  duyarsızlığı ve suskunluğu   en sonunda  Av.Serhat Çetin'nin yanında Avukat Bülent Turhan Gündüz isyanına  konu oldu.  

Facebook sayfasında yazdığı yazıda  sorunları  dile getiren  Av. Bülent Turhan Gündüz'ün  son derece haklı tespitlerini  içeren  yazısı aynen şöyle: 

“Ankara, İstanbul gibi metropollere tek baro yeterli değil” diye düşünmeye başladım.

32 yıldır Ankara Barosu’na kayıtlı avukatlık yapıyorum. Baronun bana zerre kadar yararı olmadığı gibi, maddi olarak sürekli zarar verdi. 

O, insana aykırı ek binaya, duruşmaya gittim. Sizleri uyarmak isterim, asansörler bana hiç güven vermedi. Duruşma salonunda, mübaşirin bile koltuğu vardı, avukatlara ayrılan yerde, sandalye bile yoktu. İlgiyle avukatları izledim, “acaba biri itiraz edecek mi?” diye... Umurlarında bile değildi, umurlarındaysa bile, yargıca hissettirmemek için mutlu ve umursamaz görünüyorlardı. 

Duruşma başladı, yargıç konuşmaya başladı, ben sözünü kestim ve “bu, insana aykırı binada ve avukat için bir sandalyenin bile çok görüldüğü duruşma salonunda, duruşma yapmaya mecbur bırakılmam tavrının sorumlularını protesto ediyorum, sadece müvekkilim zarar görmesin diye duruşmaya devam edeceğim” dedim.

Yargıç önce özür diledi, mazeretlerini sıraladı, sonra da; “Baro’ya bir bildirseniz bu durumu...” dedi.
Düşündüm de, “kelin merhemi olsa, başına sürerdi...” Mahkemelerin ek binaya taşınmasını, taşınmadan sonra, on kişi ile protesto ettiğini sanan baro, benim için ne yapabilir ki? 

Düşünüyorum da, belirli bir dünya görüşüne sahip, belirli sayıda avukatın bir araya gelmesi ile yeni barolar (elit) kurulabilir, pekala... Hiç değilse, ödediğimiz aidatları ve TBB ödentilerimizi (hak etmeyen birilerine aristokrasi kazandırmak için değil), kendimize hizmet için kullanırız.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

hukukmedeniyeti

Hits: 1172