Yaşar Nuri Öztürk’ün “Allah ile aldatmak” deyimi bu dönem ve bu iktidar için yapılabilecek, üç kelimelik kısa ve muhteşem bir tanımlama…
Meşreplerine uygun olarak yüzyıllarca insanları aldatan din bezirganları; iktidarın her yanından akan pislikleri zemzem ve miski amber olarak halka yutturmanın peşindeler her zaman olduğu gibi…
Uygar dünyanın ve aydınlanmış beyinlerin kolaylıkla farkına vardıkları AKP yolsuzlukları, bu din şarlatanları tarafından yoksul halkımıza susuz yutturulmak isteniyor açıkça…
İğrençlik seviyesindeki din istismarlarına bakar mısınız?
Neymiş efendim?
Biri sormuş alime hanıma; “Kaset doğru olsa ne derdin?” diye. O da demiş ki; “Dindarlar zekatını yoksullara ulaştırmak için Başbakan’a vermiş olabilirler"
Ne ulvi bir görev yapmakta zatı şahane... Oysa biz münafıklar ne kadar kötü niyetliyiz! Bizim için kendini vakfeden böyle mübarek bir insana dil uzatmışız. Külli kafir olduk, hafazanallah!
***
Fetvalarıyla halkımıza “büyük hizmetler bahşeden” ünlü bir hoca da;
“Bu iktidar ekonomiyi batırmadı, maddi ihtiyaçları olabildiğince karşıladı, barış sürecini başlattı ve 'İmam Hatiplerin önündeki engelleri kaldırdı, başörtüsü zulmüne son verdi, okullara seçmeli Kuran, Peygamber’imizin Hayatı ve Temel İslam Bilgisi' derslerini koydu ise -ki, evet bunları yaptı- ona cephe almaya Allah ve Resulü'nün razı olacağını sanmıyorum.”
sözleriyle, ümmeti Muhammed’i büyük bir hataya düşmekten, Allah ve Peygamber’den referans alarak kurtarmış oldu!
Allah razı olsun muhterem hocadan! Allah korusun. Ya bir hata yapıp oylarımızı AKP’ye vermemeye kalkışsaydık, ne olurdu halimiz? Bu günahın vebalini nasıl öderdik ahrette!
Tövbe, tövbe…
Bu muhterem hoca, büyük fakih, Başbakan’ın son kasetinden önceki “hayır işleri” için verdiği bir fetvayla da;
“Hayır işlesin diye teşvik ve sevk ettiğiniz kimseler Müslüman iseler ve siz istemeseniz bu yardımı yapmayacak idiyseler ve/veya bir daha iş ve ihale alamam diye bu yardımı yaparlarsa bundan ecir (sevap) alamazlar. Ama kayıtlı ve şeffaf olmaları şartıyla hayır kurumları bundan istifade edebilirler; çünkü onların bir zorlamaları ve baskıları söz konusu değildir, verenin de baskı altında verdiği bilgisine sahip değillerdir.”
diyerek, devletten aldıkları ballı ihaleler yoluyla “milletin ..ına koyanlara” hem mallarını helal hale getirmek, hem de cenabetlikten çıkmanın yolunu göstermişti.
***
Biz münafıklara söz düşmez. Bunu anladık.
Ama bu, alemi sersem sanan müritlerle şeyhin uçması çok zor.
Bunlar şeyhi düşürür.
Hoş, şeyhe malumdur ya…
Benden söylemesi.