HEMEN baştan belirteyim, yakında kanunlaşacak olan 4. Yargı Paketi’nde, tutuklu askerlerin durumunu olumlu etkileyecek bir düzenleme yok. Çünkü yasadışı örgüt tanımında bir değişiklik yapmıyor. Paket sadece propaganda suçlarının tanımını daraltıyor.
Paket, “askerlikten soğutma” suçunu da adli para cezasına çeviriyor.
Bunun dışındaki hükümler usul hukukuyla ilgili, savunma işlemlerini kolaylaştırıyor.
İŞTE O İKİ MADDE
Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMY) 6/2. maddesi halen şöyle:
“Terör örgütlerinin bildiri veya açıklamalarını basanlara veya yayınlayanlara bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.”
Şimdi terör örgütlerinin bütün bildiri ve açıklamalarını değil, sadece şiddet içeren bildiri ve açıklamalarını yayınlamak suç olacak. Maddenin yeni şekli, italik harflerle yazdığım eklemeyle şöyle:
“Terör örgütlerinin cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösteren veya öven ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik eden bildiri veya açıklamalarını basanlara veya yayınlayanlara bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.”
Böylece PKK’nın şiddet içermeyen, tehdit etmeyen, terör yöntemlerini savunmayan açıklama ve bildirileri yayınlanabilecek. Zaten yayınlanıyor, değil mi? Kandil’le yapılan röportajları hatırlayın...
VE 7. MADDE
TMY’nin 7/2. maddesi halen şöyle:
“Terör örgütünün propagandasını yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır...”
Bu suç basın ve yayın yoluyla işlenirse, ceza artırılıyor.
Yeni pakette bu suçun tanımı önemli oranda değişiyor, sırf örgütü (veya liderlerini) övmek değil, örgütün şiddet yöntemlerini övmek suç oluyor. Maddenin yeni hali şöyle:
“Terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini alenen meşru gösteren veya öven ya da bu yöntemlere başvurmayı alenen teşvik eden kişi bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır...”
Bu suçun basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde cezası artırılıyor, suçun işlenmesine katılmamış olsalar bile yayın sorumluları hakkında “bin günden beş bin güne kadar adli para cezası” uygulanması hükmü getiriliyor.
Yani hâkim, sorumlu yazı işleri müdürlerine gün başına 20-100 TL arasında adli para cezası verebilecek.
BAŞKA NE VAR?
İşkence suçlarında zamanaşımı kaldırılıyor fakat bu geriye yürümez. Kanun yayınlandıktan sonraki işkence suçlarına uygulanır.
Paketin önemli bir yönü, tutukluluğa yapılan itirazlar bugüne kadar sadece dosya üzerinden karara bağlanıyordu. Paket yasalaştıktan sonra tutuklu sanık veya
avukatının da savunması alınacak. Tutuklu sanıkların her otuz günde bir çağırılıp dinlenmesi gerekecek.
Paketteki bir yenilik de şu: Tutukluluğun devamını isteyen Cumhuriyet savcısının görüşünün alınması bugüne kadar yeterli sayılıyordu. Paket yasalaşınca, savcının bu görüşü şüpheli veya sanığa ve avukatına tebliğ edilecek, onların savunması alındıktan sonra mahkeme bir karar verecek.
Pakette bunlardan başka, adli yardım kolaylaştırılıyor. Haksız tutuklama ve haksız yakalama durumunda tazminat alınması da kolaylaştırılıyor.
HANGİ DAVALAR ETKİLENİR?
Bunlar AİHM içtihatlarına uygun düzenlemelerdir. ‘Evrensel hukuk’ diyorsak, ceza mevzuatına yansıması böyle olacak.
Bu paket, Ergenekon ve Balyoz davalarını etkilemeyeceği gibi KCK davasında örgüt yöneticisi ve üyesi olmakla suçlananları da etkilemeyecek. Bundan, propaganda suçuyla yargılanan KCK’lılar yararlanabilecek.
Bu çerçevede, yasadışı örgüt üyeliği ve darbeye teşebbüs suçlamasıyla yargılanan tutuklu askerleri de etkilemeyecek. Ancak tutukluluğa itiraz konusunda savunma usullerinin güçlendirilmesi, kanun koyucu tarafından yargıya verilmiş bir mesaj olarak görülmelidir.
Umarım, yasa koyucunun verdiği mesaj bu defa yargı tarafından alınır: Sağlık şartları, ileri yaşları ve İlker Başbuğ gibi “terörist” ve “darbeci” diye suçlanması hukuka da, kamu vicdanına da uymayan tutuklular hakkında tahliye kararı çıkmasını temenni ediyorum.
(Hürriyet)