TÜRKİYE 'DE YARGIÇ OLMAK!

~ 12.03.2012, Nuh Hüseyin KÖSE ~

Son birkaç yıl içinde ülkemizde öyle sosyal ve hukuksal değişimler yaşandı ki; kimin dost, hangi kurumun müttefik, neyin doğru olduğunu karıştırır hale geldik. Bu kafa karışıklığının başlıca sebepleri arasında, elbette basındaki iktidar lehine tekelleşme olgusunun doğurduğu propaganda amaçlı bilgi kirliliği en başlarda gelse de,hukukçular ve özelde yargıçlar ve savcılar açısından, seçilmişlerle atanmışlar arasındaki iç içe geçmişliğin ciddi bir rolü olduğu yadsınamaz.
Yıllardır yargı için çözüm olacağı konusunda , otoritelerin, uygulayıcıların, muhalefet partilerinin üzerinde uzlaştıkları konularda bile; HSYK gibi, oluşumunda yargıç-savcı oylarının büyük etkisi olan bir kurumun temsilcisini , yürütmenin işini kolaylaştırıcı söylemlerde bulunurken görmek yukarıdaki yargıyı güçlendiriyor.
Bizler adli kolluk kurulsun derken, kurulun bürokrasi kökenli üyeleri buna gerek olmadığını söyleyebiliyorlar. ’’Yargıç ve savcılara er statüsünde askerlik yaptırmak , büyük bir emek israfıdır, zira; otuz bin yargıç ve savcının işini zaten on iki bin kişiye yaptırıyoruz ‘’ dediğimizde, kurula içimizden seçilen kimi meslektaşlarımız ‘’hakim-savcılar da normal askerlik yapmalı’ deyiveriyorlar. Yargıç ve savcı aylıklarının hesaplanmasında bile sevgili kurul üyelerimizi yanımızda göremediğimiz gibi, bu konuda harekete geçen meslektaşların bireysel çabaları, HSYK tarafından ilgili meslektaş hakkında soruşturma açılarak bertaraf edilmeye çalışılıyor. Dahası,Başbakanlık danışmanlarının mahkemeleri arayıp, sürece hukuksal olmayan yöntemlerle katılmaları da görmezden gelinerek.

Son olarak kamuoyuna yansıyan bir haber,bu konudaki kaygılarımızın haklılığını ortaya koyması açısından çarpıcı bir örnekti.
HSYK 1. Daire Başkanı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uygun dava açmayan ve karar vermeyen savcı ve yargıçların terfilerinde, bu durumun dikkate alınacağını söylemiş.
Biz de sayın Başkana soruyoruz:
-Avrupa’da yargıç adayları , sınav kazanıp yargıç olabilmek için politikacıların kapısını aşındırırlar mı?
-Avrupa'da savcının, bir şüpheliyi çağırmasından dolayı emniyet görevlilerini görevden alan bir sistem var mı? Yani soruşturmaların patronu Avrupa’da polis midir?
-Avrupa'da,kendi imzaladığı uluslararası sözleşmelere aykırı iç hukuk düzenlemeleri yapan ülkeler var mı?
-Avrupa’da bir savcı, maaşına etki eden bir yasal düzenlemeyi araştırmak için dava açtı, Başbakanlık müsteşarının maaşını sordu diye soruşturulur mu?
-Avrupa’da yargıçların telefonları dinlenir mi? Dinleme sonucunda, şüphelenilen suçu işlemediği saptandığı halde,yargıca , konuşma içeriklerinde ‘ayıp kelimeler’ var denilerek soruşturma açılıp,ağır idari cezalar verilir mi?
-Dinleme kararlarının süresi bittikten sonra olaydan haberdar olan yargıç,dinlendiğini kamuoyu ile paylaştığı için ‘gizliliği ihlal' ettiği iddiasıyla mahkemede yargılanır mı?
-Avrupa’lı yargıca verilen cezalar yargısal denetime tabi değildir, denilebilir mi?
-Avrupa'da başbakanlık müşaviri hakimi arayıp telkinde bulunabilir mi? Avrupalı yargıç böyle bir telkine boyun eğer mi?
-Avrupa da yargıç ve savcılara sendika kuramazsınız denebilir mi?
-Avrupa’lı yargıçların sendikaları kapatılır mı?
-Avrupa'da bir yargıç, teftişten, başsavcıdan, şikayet hastası delilerden, siyasetçiden, gazeteciden... çekinir mi?
-Avrupa'lı bir yargıç,ücra dağ kasabalarında çalışmış mıdır? Yıllar sonra istediği şehre atanmışken, her kararnamede adının geçip, isteği dışında başka bir yere atanacağı korkusu yaşamış mıdır?
-Avrupalı savcı,geçim derdi çeker mi?
-Avrupalı hakime bir müfettiş yıllar önce kötü not verdi diye, dönem arkadaşlarından daha az maaş verilip,yıllarca istemediği yerlerde çalışmaya zorlanır mı?
-Avrupalı bir yargıç, er olarak askerlik yaptığı yerde mübaşirlik yapmaya, rütbeli askerlere çay servisi yapmaya zorlanır mı?
-Avrupa'lı yargıç, haftanın üç günü günde 40 dosya ile duruşmaya çıkıp, haftada ortalama 350 kişiyi dinleyip, günde 15-20 karar vermeye zorlanır mı?

Tüm bu soruları yanıtlamak ve yargıç ve savcıların kafa karışıklığını gidermek için çözümün kendi kuracakları sivil bir örgüt, bir sendika olacağı kanısındayım. Yargı politikaları konusunda yasama organına uygulayıcı görüşleri ile güç verecek, hukukun temel ilkelerinin Türkiye’de yaşayan tüm insanlara da eşit ve tarafsız olarak uygulanmasını sağlamak için çalışacak, yargıyı gerçek anlamda bir erk haline getirmenin, yargıç ve savcıların özlük haklarının maliye bürokratlarına bırakılmayıp, onların sorunlarının bir devlet erkinin mensuplarının sorunları gibi ele alınmasını sağlamak… için güçlü,tek bir sendika şarttır.

Nuh Hüseyin Köse
Yargıç

Nuh Hüseyin KÖSE | Tüm Yazıları
Hits: 5416