Suriye Hakkında Neler Biliyoruz?

~ 23.08.2011, Mustafa PAMUKOĞLU ~
17.4.1946 tarihinde Fransa’dan bağımsızlığını alan Suriye Arap Cumhuriyeti dünyanın ve Türkiye’nin baş gündemi. Bu ülke ile savaşacak mıyız, bizi savaşa mı sürüklüyorlar, bu ülke üzerinde neler dönüyor, bunlar çok ciddi merak konusu. Peki bu komşumuzu biz yeterince tanıyor muyuz? Pek sanmıyorum. Bu nedenle sizlere Suriye’yi rakamlarla tanıtmaya çalışacağız.
Suriye 1956 yılında Mısır’la Birleşik Arap Cumhuriyeti’ni kurdu. Bu birleşik cumhuriyet 1961 yılına kadar devam edebildi. Bu tarihte Mısır’dan ayrılan Suriye ayrı bir cumhuriyet olarak dünya sahnesinde yerini aldı. 1970 yılından beri sosyalist Baas Partisi tarafından yönetilen Suriye’de en son seçim 2007’de yapıldı. Oyların yüzde 97.6’sını alan Beşşar el Esad başkanlığına devam ediyor.
107.4 milyar dolar GSYİH ile dünyanın 67’nci büyük ekonomisi. Kişi başına milli geliri 4.800 dolar. GSYİH’nin yüzde 17.1’i tarım, yüzde 27.3’ü sanayi, yüzde 55.7’si hizmetlerden oluşmaktadır. Yoksulluk oranı yüzde 12’dir. 2010 büyüme oranı yüzde 3.20 ile dünyanın 69’uncu sırasında yer almaktadır. Sanayi büyüme oranı daha yüksek olup yüzde 6’dır ki bu Suriye’yi dünya sıralamasında 72. sırada göstermektedir.
Suriye’nin 22.5 milyon olan nüfusun %35.2’sini 0-14 yaş grubu, % 61’ini 14-65 yaş grubu oluşturmaktadır. Nüfus artışı binde 9’dur. En büyük şehirleri Halep 2.9, Şam 2.5, Humus 1.2, Hamah 0.9 milyon nüfusa sahiptir. Nüfusun yüzde 90.3’ü Araptır. Geri kalan yüzde 9.7’lik grupta Ermeni ve Kürtler önemli bir paya sahiptir. Sünni Müslüman oranı yüzde 74, Alevi, Şii gibi diğer mezhepler yüzde16, Yahudi ve küçük gruplar yüzde10’dur. Nüfusun yüzde 56’sı kentlerde yaşamaktadır.
Okuma yazma oranı yüzde 80 civarındadır. Eğitime yapılan harcamalar GSYİ’nin yüzde 4.9’unu oluşturmaktadır. Cep telefonu kullanan insan sayısı 10 milyon, internet kullanıcı sayısı ise 4.5 milyondur.
Yüzölçümü 185.180 km2 olup sahil şeridi uzunluğu 193 kilometredir. Suyla kapalı alan 1.550 km2, İsrail işgali altında bulunan alan 1.295 km2’dir. Çöl iklimin hâkim olduğu Suriye’de en yüksek nokta Hermon Dağı olup 2 bin 814 metredir. Toplam alanın yüzde 24.8’i tarıma elverişlidir. Ekili alan yüzde 4.47 olup diğer alanlar yüzde 70.73’tür. El Safa ve Türk sınırında isimsiz bir volkan pasif durumdadır. Kum fırtınaları en büyük doğal felaketlerini oluşturur.
Suriye’nin brüt sabit yatırımı GSYİ’nin yüzde 18.7’sini oluşturmaktadır. 2010 bütçe gelirleri 12.29, bütçe giderleri 14.97 milyar dolardır. Cari işlemler açığı (-)1.4 milyar dolarla dünyanın 85. sırasında yer alır. İhracatı 11.86, ithalatı 15.44 milyar dolar olan Suriye’nin belli başlı ihraç ürünleri ham petrol, mineral, petrol ürünleri, meyve ve sebze, pamuk lifi, tekstil, giyim, et ve canlı hayvan, buğday; ithal ürünleri ise makine ve ulaşım araçları, elektrik makineleri, gıda ve canlı hayvan, metal ve metal ürünleri, kimyasallar ve kimyasal ürünler, plastik, iplik, kâğıttır.
Petrol üretimi 440 bin 400 varil/gün ile dünyanın 33’üncü, petrol tüketimi 252 bin varil/gün ile dünyanın 49’uncu sırasında yer alır. Doğalgaz üretimi 6.04 milyar sm3 ile dünyada 48’inci, tüketimi 6.18 sm3 ile 56’ncıdır. Elektrik üretimi 36.5 milyar kWh ile dünyada 57’inci sırada, tüketimde ise 27.3 milyar dolar ile 63’üncü sırada yer almaktadır.
Döviz rezervleri 20.57 milyar dolar, dış borcu da 7.5 milyar dolardır. Kamu borcunun GSYİH’ye oranı 28.6’dır. Enflasyon oranı ise yüzde 4.4’tür.
İşgücü 5.5 milyon kişidir. İşgücünün yüzde 17’si tarımda, yüzde 16’sı sanayide, yüzde 67’si hizmetler sektöründe çalışmaktadır. İşsizlik oranı yüzde 8.3 ile dünyanın 94’üncü sırasındadır.
Askeri harcamalarının GSYİH’ye oranı yüzde 5.9 ile dünyanın en çok askeri harcama yapan 10’uncu ülkesidir. Askere alınabilir 16-49 yaş grubunda erkek nüfusu 5.8 milyon, kadın nüfusu 5.6 milyon kişidir.
Banu Avar diyor ki: “Emperyal tehdit altında olan, sokaklarında Batılı aktivist ve silahlı çetelerin fink attığı, her yanından bir anda pıtrak gibi terörist faaliyet fışkıran Suriye, Arap baharı adı altında bölgeyi çökertme operasyonunda bir halkadır. Suriye düşerse, Lübnan düşer, Suriye düşerse İran düşer, Suriye düşerse Türkiye düşer… Avrasya kilidi dağılır… O kapıdan girenler Avrasyayı mahveder..”
Bu durumda Allah’ın bize bir lütfu olan Atatürk’ün “Yurtta sulh cihanda sulh” ilkesine sıkı sıkıya sarılmalı ve Batı’nın hesaplarını bozmalıyız. Biliniz ki Amerika’nın hesapları genelde yanlış çıkıyor.

(Cumhuriyet 23.08.2011)

Mustafa PAMUKOĞLU | Tüm Yazıları
Hits: 13253