Taşımalı demokrasi

~ 27.09.2015, Ömer Faruk EMİNAĞAOĞLU ~

1 Kasım’da yapılacak milletvekili genel seçimleri için üzerinde en çok durulan konulardan birisi de kuşkusuz seçim güvenliğidir.


Seçim güvenliği için seçmen iradesinin, etki altında kalınmadan sandığa yansıtılacağı ortam ve koşullar sağlanmış olmalıdır.

Sandığa yansıyan iradenin de, hiçbir kuşku yaratılmadan, gerçeğe uygun biçimde açıklanıp ilan edilmesi gerekmektedir.

***

Köyler veya diğer yerleşim alanları yönünden yasada ayrı ayrı öngörülen seçmen sayıları esas alınarak, her bir sandık için, sandık bölgeleri oluşturulmaktadır.

Sandıklar, belirlenen bu sandık bölgeleri içinde kurulmaktadır.

Seçmenler, oturdukları yerler esas alınarak bağlı oldukları sandık bölgesindeki sadığa, herhangi bir etki altında kalmadan, kendi serbest iradeleri ile giderek oylarını kullanmaktadırlar.

Seçmenler oylarını gizli olarak kullanmaktadır.

Ancak sandığa yansıyan seçmen iradesi ise, sandık bölgesinde yer alan her seçmenin izleyebileceği bir biçimde sandıklar açılarak, yapılan sayım sonrasında duyurulmaktadır.

Burada öne çıkan, seçmenin bizzat serbest iradesi ile gideceği sandığında oyunu kullanması ve sonrasında da o sandık bölgesinde yer alan herkesin izleyebileceği biçimde sandıkların açılmasıdır.

Bu durum, serbest seçim ve açık sayım kurallarının zorunlu sonucudur.

***

AKP, demokrasiye bakış açısını daha önce kısa ve öz olarak; bir tramvaya  benzetip, istediği durakta inebileceği şeklinde özetleyen bir iktidar partisidir.

Kendisini demokrasi yoluyla, istediği gibi taşıtabileceğini beyan etmiştir.

Süreçte de demokrasiyle bağdaşmadığı yargı kararı ile ortaya konulan bu parti, yine demokrasi yoluyla kendisini ve iktidarını bugüne kadar taşıtmış ve demokrasiyi de bu hallere sokmuştur.

***

Şimdi ise, ülkenin belirli bölgelerinde seçim güvenliği için sandık konulmaması gerektiği, sandıkların daha büyük yerleşim yerlerine taşınarak, gerekirse birleştirilecek sandıklarda, seçmenlerin oy kullanması düşüncesinin, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) yoluyla yaşama geçirilmesi amaçlanmaktadır.

Öneriyi AKP yoğun biçimde desteklemektedir.

Bir seçmenin, kendi olanakları dışında bir başka yere taşınması, taşıyan iradenin etkisini ortaya çıkarmaktadır.

Kaldıki, konu sadece oy kullanma ile bitmemekte, oy verme sonrası da gerek duyan seçmenlere sandık başında kalarak, sayım sürecini izlemek ortamı da sağlanmalıdır.

Bulundukları yerden bir başka yere taşınan seçmenler, sayım sonuçlarını izlediklerinde gece yarılarında evlerine geri taşınacaklardır ki, bu da ayrı bir güvenlik sorunudur.

Bu durum, geri taşımaların gece yarılarına sarkacak olması karşısında, taşıma seçmen düşüncesinin de anlamsızlığını ayrıca göstermektedir.

Kaldı ki, taşınan seçmenin bakımı altındaki kişilerin durumu da, taşınan seçmenler üzerinde ayrıca etki yaratacaktır.

Burada iktidar hem seçmeni kendi safına çekme amacı taşımakta, hem de erken saatlerde geri taşıma işlemlerini yaparak, sayım sürecinde seçmen denetiminin olmamasını amaçlamaktadır.

Böyle bir seçimi adil ve serbest seçim olarak nitelemek olanaklı değildir.

Bu yöntem de açık sayım ilkesine temelinden aykırıdır.

Seçimlerin serbestliği ve açık sayım ilkesi kağıt üzerinde bırakılmamalıdır.

***

Seçimler, evrensel kurallar uyarınca, serbest bir ortamda yapılabilir.

Egemen ve demokrat bir hukuk devleti de, bu seçim koşullarını sağlayan bir devlettir.

Bu koşulları sağlayamadığı gerekçesi ile seçmen taşıma durumunun gündeme gelmesi, devletin, egemenliğini ve egemenliği altındaki yerlerde kuralların uygulanmasını, ne derece demokratik bir yaşam ortamı sağladığını gündeme taşımaktadır.

Ayrıca belirli bölgelerde serbest seçim koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile seçmenlerin taşınması, bu taşıma işleminin hemen öncesinde seçmenin etki altında tutulduğunun da ayrıca itirafı niteliğindedir.

Yine bu yolla serbest seçim ortamının bulunmadığının, iktidar gücü ile görünürde bir serbest seçim ortamı yaratıldığının da ortaya konulması söz konusu olmaktadır.

***

Egemen, demokrat bir hukuk devleti, adil ve serbest seçimleri yapabilen, bunu tartışma konusu bile ettirmeyen devlettir.

İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin 1 inci protokolünün 3 üncü maddesinde de, iç hukukta da durum aynıdır.

Seçimlerin doğruluk ve dürüstlük içinde yapılması görevini YSK etkin biçimde yürütüyorsa, bu konudaki tartışmaları alacağı kararla sona erdirmesi ve taşımalı seçmen konusunun da böylece bir daha gündeme gelmemesi gerekmektedir.

Demokrat olmayan parti kimliği ile demokrat hükümet görevini yürüten AKP, sahip olduğu bu taşıma akılla da belirtilen biçimde taşımalı demokrasiye yeltenmektedir ki, artık siyasi partilerin demokrasiyi dönüştürmek için değil demokrasi için var olduğu gerçeğini de YSK alacağı kararla gösterebilmelidir.

***

AKP’nin gündeme getirdiği taşımalı seçmen dışında, seçim güvenliği hakkında bir başka tartışma konusu daha ortaya çıkmıştır.

Bunu da CHP Genel Başkanı gündeme taşımıştır.

CHP Genel Başkanı, imamların ahlaklı insanlar olduğunu, sahtecilik yapmadıklarını, seçim güvenliği için mutlaka imamlara gereksinim
duyulduğunu ifade etmiştir.

Bakış böyle olurca, o zaman imamlara ülkenin her yerindeki her görevde gereksinim söz konusudur!

Yine bu durumda da tüm kamu görevlileri, hatta serbest çalışanlar, imamlık yapabilecek duruma getirilmeli, herkese bir de imamlık sertifikası ya da unvanı mı verilmeli!..

***

Laik olmayan parti laik hükümet görevi yaparsa, o partinin karşısındaki ana muhalefet genel başkanı da, kendi ilke ve değerlerine daha çok sahiplenmek yerine, bunun aksine iktidar olmanın yolunun laik olmamaktan ta geçebileceği gibi adım veya görüntüler içerisinde asla bulunmamalı.

Bu gibi durumlara veya böyle algılara bile neden olmamalı.

Çünkü geldiğimiz nokta, başka bir nokta…

Seçimler serbest irade için yapılırken, götürüp serbest iradeyi de imamlara teslim etmek!

***

Seçim güvenliği için, sandıkları taşımak…

Seçim güvenliğinin yolu olarak, sandıkları imamlara teslim etmeyi düşünmek…

Sen çok yaşa laik ve demokrat Türkiyem…

Ömer Faruk EMİNAĞAOĞLU | Tüm Yazıları
Hits: 1002