Çoğunluk mu demiştiniz?

~ 11.06.2015, Ali Rıza AYDIN ~

Çoğunluk kavramını, 13 yıl boyunca her vesileyle kullandı Erdoğan’lı AKP… Ve sıkıştığı an sığındığı liman oldu.

Aynı limana Meclis içi muhalefet partileri de sığındı. Sıkıştıkları zaman, “ellerinden bu kadarının geldiğini, AKP parmak hesabının kendilerini geçtiğini” söyleyerek rahatladılar. Özellikle seçim sürecine girildiğinde de “parlamenter demokrasi”nin, “laik, demokratik ve sosyal hukuk devleti”nin işletilmediğinden yakındılar.

AKP istediği yasayı çıkardı, istediği hukuk düzenlemelerini yaptı; hem de hukuk devleti ilkelerini, Anayasa’yı ihmal ederek, hem de üzerinde fazlaca oynadığı Anayasa Mahkemesi ve idari yargının onayını alarak.   

7 Haziran sonrası, AKP salt çoğunluğun altına indi ve çoğunluk limanına sığınan aynı üç parti bunu parlamenter demokrasinin zaferi olarak yorumladılar. 2002’den bu yana AKP lehine çalışan yüzde on barajlı sistem kendi lehlerine çalışmıştı, mutluydular. Şimdi, Meclis’in açılmasını bekliyorlar, hükümet seçeneklerini tartışıp iktidar hayalleri kuruyorlar.

Baraj partilerine oy verenler, AKP karşısında bir çoğunluk muhalefeti çıkardıkları için memnun.  Ama sermaye de, emperyalist güçler de, NATO ve IMF de memnun…

Parlamenter demokrasinin zaferi dedikleri, kısa bir mutluluk değilse; hırsızın, katilin, yobazın cezalandırılması gerekiyorsa, hukuksuzluklar ortadan kaldırılacaksa, yargının siyasal iktidarın güdümünden kurtarılması isteniyorsa, defalarca birçok bakan hakkında gündeme gelen son olarak dört bakan hakkında yapılan Meclis Soruşturması sonuçlandırılıp Yüce Divan yolu açılmak isteniyorsa; üç muhalefet partisinin yakındıkları ve seçim propagandalarında gündeme getirdikleri konular çözümlenmek isteniyorsa işte vekiller meydanı işte muhalefet çoğunluğu… Buyurun göreve…

Baraj partilerine kendi program ve seçim bildirileri dışında bir öneri getirmiyoruz.  Kamuculuk yapın, mülkiyet ve sözleşme hukuku ile korunan düzeni değiştirin, piyasayı unutun, NATO’dan çıkın vs. demiyoruz. AKP iktidarından şikayet ettikleri kimi başlıkları anımsatıyoruz.

Hırsızlıktan, yolsuzluktan, iş cinayetlerinden, kadın cinayetlerinden, toplumsal cinayetlerden, toplumun yaşam tarzına gerici müdahaleden şikayet ediyordunuz… Gereğini yapın.

Anayasa ihlallerinden, hukuksuzluklardan; yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını kaybettiğinden, AKP’lileştiğinden şikayet ediyordunuz. Seçim yasalarından ve yüzde on barajdan, Cumhurbaşkanının tarafsızlığını yitirip Anayasa’yı ihlal ettiğinden şikayet ediyordunuz. Gereğini yapın.

Faşist, baskıcı, gerici yasaları engelleyememekten, şikayet ediyordunuz. Medyanın AKP’li sermayenin eline geçtiğinden şikayet ediyordunuz. Gereğini yapın.

Çıkar örgütlenmelerinden şikayet ediyordunuz. Kevgire dönen ülke sınırlarından ve sınır ötesine tırlarla giden silahlardan şikayet ediyordunuz. Gereğini yapın.

İslami faşizm yollarını sonuna kadar açan AKP’den şikayet ediyordunuz. Gereğini yapın.

AKP çoğunluğundan şikayet ediyordunuz. Şimdi siz çoğunluktasınız. Şikayetlerinizin gereğini yapın ki, havanda su dövmediğinizi ve dövmeyeceğinizi gösterin.

“Seçmen iradesi”, “seçmen bunu istedi”, “seçmen böyle dedi”, “sağduyu ve istikrar” diyorsunuz ya; dünkü, (Erdoğan’a siyaset yolunu açan 2002 Anayasa değişikliğinin vefa borcunu anımsatan) Erdoğan-Baykal görüşmesiyle, Anayasa tanımayan Cumhurbaşkanını kamuoyu nezdinde meşrulaştırmaya başladınız ya; biz de size, “düzen içi büyük uzlaşma” arayışları arasında, kendi şikayetlerinizi ve seçim propagandalarınızı unutmayın diyoruz.

Laiklik önündeki tüm engelleri temizleyemeyeceğinizi, dinsel özgürlük ile bulamaç yapılıp sonlandırılan laik hukuk devletini geri getiremeyeceğinizi; eğitim ve sağlığı, piyasanın vahşiliğinden kurtaramayacağınızı biliyoruz.

Düzeninizin istikrarı için, liberal kural ve kurumların tamamına sahip çıkmaya devam edeceğinizi, kapitalizmin ve emperyalizmin bütün taleplerini koşulsuz karşılayacağınızı biliyoruz.

NATO’ya, özelleştirmelere hayır demeyeceğinizi, birçok kritik alandaki üretimi devletleştiremeyeceğinizi biliyoruz.

Sermaye sınıfının egemenliğine set çekemeyeceğinizi; ücretli, esnek ve güvencesiz emeği yaşatacağınızı, sömürüye ve adaletsizliğe dur diyemeyeceğinizi biliyoruz.

Direnmeye devam eden halkı ve emekçileri, eğer hükümet olursanız, sizlerin de hukuksal ve eylemsel baskı ile kontrol edeceğinizi biliyoruz.

Yapamayacaklarınızı biliyoruz. Ama şikayet ettiklerinizi ve söz verdiklerinizi, halk adına izleyeceğimizi de anımsatıyoruz.

Birinci parti AKP ile koalisyon pazarlıklarını da biliyoruz.  

Bildiğimiz için de yalnızca AKP değil, gerici ve sömürücü düzen sıfırlanmalı demeye devam ediyoruz. Örgütlenerek, sınıfsal mücadeleye devam ediyoruz.

 

solhaber

Ali Rıza AYDIN | Tüm Yazıları
Hits: 1194