'Nutuh', uyduruk sosyal adalet, Kazak Abdal...

~ 29.05.2011, Hasan PULUR ~

Her seçim palavralarının bini bin paradır, hele köylerde kasabalarda atılan palavralar.
Bizim Erzurumlu ‘Evni’, çoğu Avni’ye ‘Evni’ der de...
Çıkmış kahvenin önündeki masaya, seçim konuşmasını yapıyor, palavralar saçıyor, kimi durmuş dinliyor, kimi de geçerken bir kulak veriyor.
Avni ‘Rus paşasına dedim ki!’ diye sallayınca yaşlı bir kadın dayanamamış:
‘Ula Evni, sen o zaman ananın karnında bile değildin, Rus paşasını ne bilesin?’
Avni, lafı kesip yaşlı kadına seslenmiş:
‘Bibi, nutuhtur bu nutuh!’
Seçime kaç gün kaldı, sabredin ‘nutuhlar’ dinleyin, hem ne zararı var?
* * *
Adamın biri durmadan hikâye uydururmuş, memlekette demokrasi olsa neyse, diktatörlük...
Hikâyeler diktatörün kulağına gitmiş, ‘Bulun şu herifi!’ demiş...
İki gün sonra getirmişler, diktatör kızgın:
‘Bu uydurduğun hikâyelerin memleketin huzurunu, benim itibarımı kaçırdığını biliyor musun?’
‘Kusura bakmayın ama...’
Diktatör köpürmüş:
‘Her seçimde bu milletin yüzde 99 oy verdiğini bilmiyor musun?’
Uydurukçu ellerini açmış:
‘Vallahi de billahi de bu hikâyeyi ben uydurmadım! ’
Bırakın uydursun kime ne zararı var?
* * *
Aslan yanına eşek ile tilkiyi alıp ava çıkmış, akşama kadar avlanmışlar, sıra paylaşmaya gelmiş, aslan görevi eşeğe vermiş.
Eşek, eşekliğini yapmış(!), avı üç parçaya ayırınca aslan eşeğe bir pençe atıp devirmiş.
Sonra tilkiye dönmüş:
‘Hadi sıra sende, sen pay et bakalım!’
Tilki ufak bir parça almış:
‘Ey muhterem aslan hazretleri, sizin olduğunuz yerde başka türlü pay olur mu?
Aslan memnun:
‘Sen bu sosyal adaleti kimden öğrendin?’
Tilki yerde yatan eşeği göstermiş:
‘Bundan!’
İşte sosyal adalet böyle öğreniliyor.
* * *
Hazine bomboştur, ülkenin sultanı tellalı çıkarır:
‘Bana altın yapacak biri lazım!’
Herifin biri çıkar:
‘Ben yaparım ama, masrafı çok olur... 100 bin altın yapmak için 10 bin altına ihtiyaç vardır.’
Oradan üç, buradan beş, on bin altın toplanmış, adam da altınları alıp gitmiş...
* * *
Bir zaman sonra adama başka bir şehirde rastlamışlar, kahvede oturmuş elinde liste:
‘Bu ne?’
‘Memleketteki enayilerin listesi!’
‘Birinci sırada kim var?’
‘Sultan hazretleri, 10 bin altın kaptırdı, adamın döneceği yok!’
‘Ya dönerse?’
‘O zaman sultanın adını siler, onu birinci yazarım!’
* * *
Seçime giderken Kazak Abdal’ı unutmayalım:
‘Ormanda büyüyen adam azgını
Çarşıda pazarda insan beğenmez
Medrese kaçkını sofa bozgunu
Selam vermeye dervişan beğenmez

Âlemi taneder yanına varsan
Seni yanıltır mesele sorsan
Bir cim çıkmaz eğer karnını yarsan
Camiye gelir de erkan beğenmez...’

(Milliyet 29.05.2011)

Hasan PULUR | Tüm Yazıları
Hits: 1738