İNTERNET KANUNU MADDELERİNİN ANAYASA MEHKEMESİNCE İPTAL EDİLMESİNİN HUKUKİ VE İSTATİSTİKİ YORUMU

~ 08.10.2014, Av. Ersoy Akdemir ~

Anayasa Mahkemesi, 2 Ekim 2014 tarihinde almış olduğu kararla İnternet Kanununa 11 eylül 2014 de eklenmiş olan ve çok eleştirilen maddeleri iptal etti. Henüz gerekçeli karar yazılmadı ve Resmi Gazete’de yayınlanmadı ancak iptal kararının kısa metninin özeti, ülkemiz internet kullanıcılarının fişlenme endişesinden ve internetinin kapatılması korkusundan bir süreliğine kurtulmuş olmasıdır. 

1- FİŞLEME MESELESİ: 11 eylül 2014 de internet kanununa eklenen, tüm internet kullanıcılarının fişleneceği endişesiyle eleştirilen “trafik kayıtlarının mahkeme kararı olmaksızın TİB tarafından alınıp arşivlenmesine olanak sağlayan” madde iptal edildi, iptalin resmen yürürlüğe gireceği güne kadar ise yürürlüğü durduruldu. 

Böylece maddenin yürürlüğe girdiği 11 eylül 2014 ile yürürlüğünün durdurulup iptal edildiği 2 ekim 2014 tarihleri arasında ciddi bir trafik kaydı aktarılmamış olması ümidiyle, Türkiye skandal bir maddeden 21. yürürlük gününde kurtulmuş oldu. 

İptalden önceki hali ile trafik bilgileri dediğimiz, hangi internet kullanıcısının hangi IP ile hangi tarih ve saatte hangi sitelere girdiği ne miktarda veri aktardığı ve kullanıcının kimlik detaylarından oluşan bilgiler bütünü, mahkeme kararı olmaksızın TİB tarafından alınıp arşivlenebilecekti. Hüküm bu hali ile evrensel hukuk normlarında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde ve Anayasamızın 20, 20/4 ve 22. maddelerinde teminat altına alınmış olan “mahremiyet hakkı” nı açıkça ihlal etmekteydi. Anaysa Mahkemesi hukuken gerekli ve yerinde bir kararla özel hayatın gizliliğini yeniden teminat altına almış, bu ilkeyi zedelemeye yönelik girişime dur demiştir. 

2- SİTE KAPATMA YETKİSİ: Yine 11 eylül 2014 tarihinde internet kanununa eklenen, millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi gibi nedenlerle tüm internet sitelerini mahkeme kararı gerekmeksizin 4 saatte kapatabilme yetkisini TİB’e veren madde de Anayasa Mahkemesince iptal edildi. Ancak önemli bir detay bu hükmün yürürlüğü durdurulmadı. Yani iptal kararı yayınlanıp resmiyet kazanana kadar geçecek olan sürede site kapatma yetkisine yönelik bu madde yürürlükte kalmaya devam edecek ve uygulanabilir olacak. TİB tarafından yarın facebook, twitter, youtube vb. pek çok sitenin kapatılmasının önünde en azından hukuken herhangi bir engel bulunmuyor. Anaysa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilen bu hükmün uygulanmasının yaratabileceği ağır hukuksuzluklar göz önüne alınarak Anayasa Mahkemesi tarafından yürürlüğünün de durudurulması yerinde olurdu. 

Buna rağmen Anayasa Mahkemesi’nin almış olduğu iptal kararı pek çok açıdan önemli ve değerlidir. Çağımızın en önemli iletişim aracı olan internetin akıbetini yürütme organının inisiyatifine terk etmeyip olması gerektiği şekilde yeniden hukuk düzlemine taşıması anlamlıdır. Bu karar, ülkemiz hukuk dinamikleri tarafından evrensel hukuk değerlerine uygun, bağımsız, tarafsız ve adil kararlar alınabileceğine dair topluma ümit aşılamış, güven telkin etmiştir. Zira içinde bulunduğumuz dönemde kamuoyunda bu eksiklik ciddi şekilde hissedilmektedir. 

Site kapatma, art niyetli yapılan çok ağır hak ihlallerinde veya nefret, ırkçılık, çocuk pornografisi gibi tüm dünyanın lanetlediği suçlar bakımından elbette gerekli bir yaptırım olmakla birlikte bu halde bile tarafsız hukuk sisteminin süzgecinden geçmelidir. Hukuki sürecin dışında, doğrudan devlet eliyle yapılan bu türden müdahaleler her zaman ideolojik algılanabilme tehlikesiyle karşı karşıya olacak ve kamu vicdanında rahatsızlık yaratacaktır. Bu anlamda Anayasa Mahkemesince söz konusu maddenin iptal edilmesi hukuk devletinin korunabilmesi ve yeniden tesisi yolunda önemli bir milad olmuştur. 

Gerçi Anayasa Mahkemesince yapılan bu iptalden sonra dahi mevcut kanunumuzda hala, hukuk sistemine hiç uğramaksızın doğrudan TİB tarafından site kapatmayı mümkün kılan bazı alanlar bulunmaktadır. Aşağıda yer verilen istatistiki bilgiler, site kapatma gibi kritik bir yetkinin hukuk sistemi pas geçilerek doğrudan bir kamu kurumuna verildiğinde karşımıza nasıl bir tablo çıkabileceğini göstermesi bakımından manidardır. 

engelliweb in verilerine göre Eylül 2014’e kadar erişime kapatılan site sayısı 51.384 olup bu engellemelerin sadece % 6 sı hukuk sisteminin incelemesinden geçirilerek yapılmış, % 91,5 i doğrudan TİB tarafından yapılmıştır. 

 

 Kapatılan site sayılarının yıllara göre artışı ise şu şekildedir:

 

 

2008 de kapatılan site sayısı 834 iken 2012 de bu sayı 7.825, 2013 de 15.541, 2014 eylül ayına kadar 10.524 olmuştur. Yıllara göre doğru orantılı olarak ciddi bir artış yaşandığı görülmektedir. En sert artışın yaşandığı 2013 yılında, meydana gelen gezi olaylarının bu istatistikte rol oynamış olabileceği ihtimali düşünüldüğünde, site kapatma yetkisinin yargı erkinde değil de yürütme organında olmasının özgürlükler/yasaklar dengesini ne şekilde alt üst edebileceğine dair anlamlı bir fikir vermektedir. Bu istatistiki değerlerin toplumun haberleşme/ifade hürriyetini engelleyecek şekilde çok daha ciddi sayılara doğru hızla artmasının, ülke kamuoyunun büyük bölümünce arzu edilmediği gerçeğinden hareketle Anayasa Mahkemesi tarafından verilmiş olan iptal kararı, ülkemiz hukuk sisteminin toplumuna ümit vaad etmesi açısından son derece anlamlı ve hayatidir.

 

Kararda emeği geçenlere ithafen:

“Haksızlığa sapıp bütün insanlar seni takip edeceğine, adaletle hareket edip tek başına kal dahi iyi” (Gandhi)

 

Av. Ersoy AKDEMİR

Boğaziçi Hukuk ve Danışmanlık

Av. Ersoy Akdemir | Tüm Yazıları
Hits: 1648