Yeni ırkçılar geliyor

~ 02.10.2014, Nazım ALPMAN ~

Gazeteci Zeynep Atikkan iyi gazetecilik yapabilmek için mutlaka büyük(!)  bir gazetede çalışmak gerekmediğini yeni kitabıyla bir kez daha gösteriyor...

NAZIM ALPMAN

Gazeteci Zeynep Atikkan iyi gazetecilik yapabilmek için mutlaka büyük(!)  bir gazetede çalışmak gerekmediğini yeni kitabıyla bir kez daha gösteriyor:

Avrupa Benim-Batı Avrupa’da Aşırı Sağın Yükselişi.

Zeynep yaklaşık 5 yıldır bu konu üzerine çalışıyor. Batı Avrupa’nın önemli merkezlerinde Paris, Londra, Kopenhag, Helsinki, Stackholm, Amsterdam, Lahey, Roma ve Barselona konu hakkında “aşırı sağın” yükselişi üzerine sayısız söyleşi yaptı.

Aşırı sağcı, liberal, muhafazakar, Hıristiyan Demokrat, yeni –muhafazakar, sosyalist, dindar Katolik, Protestan, ateist, cumhuriyetçi ile yüz yüze görüştü. Bunların büyük çoğunluğu ise aşırı sağcı partilerin merkezlerinde, parlamento binalarındaki bürolarında, seçim karargâhlarında gerçekleşti.

Görüşmelerinde ağırlıklı olarak şu sorunun yanıtını arıyor:

-21. Yüzyılın Avrupası nasıl olacak?

Üniversite kampuslarında öğrencilerle gelecek üzerine ne düşündüklerini soruyor.

Zeynep’in bir nevi “erken uyarı” sistemi gibi çalışmış olduğunu geçtiğimiz 2014 Mayıs’ında ortaya çıkıyor. Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aşırı sağ partiler büyük bir başarı elde ediyorlar. Birçok ülkede birinci parti haline geldiler. Seçim sonuçlarının ne anlama geldiğini en güzel Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz açıkladı:

-Avrupa Birliği için kötü bir gün!

Fransız aşırı sağının lideri Marine Le Pen ile Hollanda aşırı sağının lideri Geert Wilders bir araya gelişlerini izah ederlerken diyorlar ki:

-Bugün Avrupa elitlerinden ve Brüksel canavarlarından kurtuluşumuzun başlangıcıdır!

Eğer sandıklarda onlara doğru esen kuvvetli rüzgarlar olmasaydı, fazlaca üzerinde durulacak bir demeç olmazdı. Ama gerçek durum hiç de öyle değil.

Buradan itibaren Zeynep Atikkan’ın kitabından devam edelim:

“2014’te Hollanda’da iktidardaki merkez sağ ve merkez sol partiler neredeyse girdikleri bütün kentlerde belediye seçimlerini kaybettiler. Sosyal Demokrat İşçi Partisi, kalesi olarak kabul edilen Amsterdam’da silindi!

Aynı yıl Fransa’daki yerel seçimlerde iktidardaki sosyalistler ağır yenilgi aldılar. Buna karşın Ulusal Cephe tarihi bir başarıya imza attı. Ağır sanayi coğrafyasında solun kalesi olan Henin-Beaumont’ta belediye seçimlerini ezici bir çoğunlukla kazandı.

Radikal sağ partilerin başarıları merkezdeki partileri de etkiliyor. Seçmenlere şirin görünmek adına onların politikalarına doğru dümen kırıyorlar. Böylece Avrupa kendi değerlerine de sırt çevirme noktasına doğru sürükleniyor.

Zeynep Atikkan’ın tespitleri arasında “tanıdık” gelişmeler de yer alıyor:

68 kuşağına mensup solcu özellikle eski Maocu bir grup aydın Batı Kültürü elden gidiyor paniğine kapıldı. Bu bahaneyle bazıları sağa doğru keskin virajlar aldılar. Örneğin Fransa’da Le Penci olmadılar ama çokkültürlülüğe karşı çıkan Nicolas Sarkozi’yi desteklediler!

Avrupa’da aşırı sağının yükselmesinin temelinde Asya, Afrika ve Ortadoğu’dan gelen göçmenlere karşı gösterilen tepkinin örgütlenebilmesi var. En ön sırada da Müslümanlara karşı üretilen ön yargılar geliyor!..

Zeynep Atikkan’ın ilk kitabı “Amerikan Cinneti” ardından Aslı Tunç ile birlikte yazdığı “Blogdan Al Haberi”den sonra yeni çalışması “Avrupa Benim” titiz bir araştırmacılık ürünü. Ayrıca sabırlı ve zahmetli bir çalışma… Arkasında bir yayın kuruluşu olmadan sadece kendisinde fazla var olan gazetecilik tutkusuyla ortaya çıkmış bir eser…  

Yazıyı Zeynep’in beşinci bölüme giriş notu olarak yerleştirdiği James Bovard’ın sözleriyle bitirelim:

Herkesi yönetebilmek için yeteri kadar insanı korkutmak gerekir. Demokratik sistemde işler böyle yürür. Hakların yok edilmesi için toplumun korkması yeterli gerekçedir!

Nazım ALPMAN | Tüm Yazıları
Hits: 1467