Passolig Uygulamasına İlişkin İhtiyati Tedbir Kararı Kalktı

~ 04.06.2014, Yeni Yaklaşımlar ~

Taraftar Hakları Dayanışma Derneğinin açtığı davada Passolig uygulamasının durdurulmasına ilişkin tedbir kararı veren Ankara 16. Tüketici Mahkemesi, dernekçe, kararın infazı için 7 günlük süre içinde icra müdürlüğüne başvurulmadığı gerekçesiyle tedbir kararının kendiliğinden kalkmış sayıldığına hükmetti- Hakim Pınar, kararda, mahkemenin iş yükünün ağırlığı ve personel yetersizliğine de değindi- Dernek avukatı Cihan, mahkemenin kararına itirazda bulunacaklarını bildirdi

Taraftar Hakları Dayanışma Derneğinin açtığı davada Passolig uygulamasının durdurulmasına ilişkin tedbir kararı veren Ankara 16. Tüketici Mahkemesi, dernekçe, kararın infazı için 7 günlük süre içinde icra müdürlüğüne başvurulmadığı gerekçesiyle tedbir kararının kendiliğinden kalkmış sayıldığına hükmetti.

Hakim Atilla Pınar'ın verdiği kararda, Ankara 30. İcra Müdürlüğünün mahkemeye, "ihtiyati tedbir karar tarihinin, davalıya tebliğ tarihinin ve takibin açılış tarihi itibarıyla kararın uygulanıp uygulanamayacağını" sorduğu belirtildi.

Tedbir kararının kabulünün ardından, tensip zaptının derneğe 7 Mayıs 2014'te mahkeme kaleminde tebliğ edildiği bildirilen kararda, derneğin, kararının infazı için 14 Mayıs 2014'te Ankara 30. İcra Müdürlüğüne başvurduğu anlatıldı.

Davalı Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ile Aktif Yatırım Bankası'nın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) gereğince, kararın infazı için bir hafta içinde başvurulmadığı gerekçesiyle tedbirin kendiliğinden kalktığını ileri sürdükleri bildirilen kararda, derneğin avukatının ise tedbir kararını 7 Mayıs 2014'te tebliğ ettiklerini, bir haftalık sürenin de bu tarihten itibaren başlatılması gerektiğini belirttiği aktarıldı.

Kararda, "Mesele, 29 Nisan 2014 tarihinde ve tensiben kabul edilen ihtiyati tedbir kararından, mahkemedeki aşırı iş yoğunluğu ve personel yetersizliği nedeniyle ve kendisine atfedilebilecek hiçbir kusur bulunmaksızın ve zorunlu olarak 7 Mayıs 2014 tarihinde haberdar edilen davacının HMK'nın 393/1. maddesindeki düzenleme karşısındaki tutumu ve bu maddenin adalete erişimi engellediği ve dolayısıyla adil yargılama ilkesini zedeleyip zedelemediği hakkındadır" ifadesi kullanıldı.

Mahkemenin, itiraz üzerine yaptığı duruşmada, bir haftalık infaz başvurusu süresinin Anayasa'ya aykırı olduğu kanaatine vararak, metnin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurma kararı aldığı hatırlatılan kararda, Yüksek Mahkemeye başvuru sürecine girildikten sonra usul ve esasa dair inceleme ve icra müdürlüğünün yazısı üzerine dosyanın yeniden ele alındığı bildirildi.

"İş yoğunluğu" ve "personel yetersizliği"

Anayasa'nın 152. maddesinde, yerel mahkemelerin Anayasa'ya aykırılık başvurularında 5 ay içinde karar vereceği, bu sürede karar verilmezse mahkemelerin, davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandıracağının düzenlendiğine dikkati çekilen kararda, "Mahkememizce, bu süre boyunca Anayasa'ya aykırılığı ileri sürülen düzenlemenin tersinin uygulanabileceğine dair bir anlam ve yoruma ulaşılamamıştır. Zira, somut olayımızda tedbir kararının bir haftalık infaz isteme süresinin süresiz hale getirilmesi veya infaz talebinin kararın verildiği tarih yerine kararın tebliğinden itibaren başlatılmasına dair bir kanaat ve uygulama hukuka ve yasaya uygun olmayacaktır" değerlendirmesinde bulunuldu.

Kararda, şunlar kaydedildi:

"Dosyamızdaki bugünkü mevcut durum ve mahkememizin Anayasa'nın 152. maddesi içeriği ve yasal düzenlemeler karşısında iptal sürecinin sonuna kadar pasif bekleyiş durumunda kalmak zorunda oluşu ve her ne kadar Anayasa'ya ve evrensel kodifikasyonlara aykırı da olsa mevcut yasal düzenlemenin aksine bir uygulamaya girişme veya bu yönde tasarrufta bulunma yetkisinin bulunmaması dikkate alınarak, usul ve yasaya uygun olarak verilen 29 Nisan 2014 tarihli ihtiyati tedbir kararının mahkememizdeki aşırı iş yoğunluğu (30 Mayıs 2014 itibarıyla ve neredeyse birbuçuk aylık sürede mahkememizde açılmış tümü yeni olan dava sayısı 2 bin 173 adettir) ve mahkememize tahsis edilen personel sayısının (3 adet katip) azlığı nedeniyle ve tüm bu olumsuz altyapısal koşullar altında davacı tarafça kararın ancak 7 Mayıs 2014'te tebellüğ edilebilmesi nedeniyle mevcut HMK'nın 393/1. maddesindeki bir haftalık talep süresi de 'de facto' olarak geçirilmiş olmakla (ki sırf bu durum anılan düzenlemenin Anayasa Mahkemesi'ne taşınma gerekçesidir) mahkememizin ihtiyati tedbir kararının kendiliğinden kalkmış sayılmasına resen karar verildi."

Kaynak: AA

Ekleme Tarihi: 03.06.2014 18:07

Hits: 1029