Süleyman Şah bombası

~ 28.03.2014, Yeni Yaklaşımlar ~

Süleyman Şah Türbesi planlarının tartışıldığı toplantıya ait olduğu ileri sürülen ses kaydı internete düştü.

Yerel seçimler öncesinde hükümetin Suriye’ye yönelik müdahale planları içinde olduğu yönündeki muhalefet partilerinden gelen iddiaları destekler bir ses kaydı internete düştü. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’e ait olduğu öne sürülen kayıtlarda, Süleyman Şah Türbesi bahane edilerek Suriye topraklarına müdahale edilip edilemeyeceği tartışılıyor. Bir gizli toplantının dinlenmesiyle elde edilen ve internete düşen ses kaydındaki diyaloglar şöyle:

Uçakla mı, tankla mı girsek?: Davutoğlu, yapılacak operasyonla ilgili önceden BM ve Suriye’ye bildirimde bulunulmasını isterken, Sinirlioğlu, “Harekâta karar verirsek sürpriz etkisi olması lazım yani. Böyle bir şey yapacaksak, önceden haber verirsek doğru olmaz” uyarısını yapıyor. Davutoğlu ise Cumhurbaşkanı Gül ile konuşurken aklına geldiğini belirterek, “Bizim Türk tankı ile girdiğinde zaten girmiş olmuyor muyuz” diyor ve uçakla veya tankla girmek arasındaki farkı soruyor. Konuşmalardan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in konuyu Fidan ile görüştüğü detayı da öğreniliyor.

IŞİD’e El Kaide deriz: Sinirlioğlu, IŞİD’e yönelik bir harekâtın uluslararası hukukta zemin bulabileceğini belirterek, “Bunu El Kaide diye tanımlayacağız, El Kaide çerçevesinde orada bir sıkıntı yok. Ayrıca hele şimdi iş Süleyman Şah Türbesi’ne gelince zaten ülke toprağını savunma söz konusu” diyor. Fidan ise böyle bir harekâtın sonuçları konusunda, “O olduğu andan itibaren içeride birçok bomba patlar. Sınır kontrol altında değil” karşılığını veriyor. Ancak Sinirlioğlu, “İçeride bomba momba tabii onları yapacaklar” diyerek bunun beklenmesinin doğal olduğunu söylüyor. Ardından da 3 sene önceye dair Suriye ile ilgili yapılan planlamaları anımsatıyor. Güler ise “İvedi olarak Hakan Bey’in desteklenip silah ve mühimmatı muhaliflere ulaştırmasını sağlamamız lazım” derken bir an önce hükümet kararı alınmasını istiyor.

Devlette entegrasyon yok: Davutoğlu ve Sinirlioğlu, Türkiye’nin Kuzey Irak’a hükümet kararı dahi olmadan tank, özel kuvvetler ve tabur soktuğunu anımsatırken Güler, Suriye’nin bugün yapabileceği farklı şeyler olduğunu söylüyor. Davutoğlu da Güler’e, “Zaten adamların kapasitesini bildiğimiz için biz girmeyelim diyoruz” diyor.

Bu adamlar bize döner: Güler, Katar’ın peşin parayla MKE’den silah almaya hazır olduğunu belirtiyor. Davutoğlu ise devlet kurumları arasında entegrasyon olmadığına işaret ediyor. Güler de bunun üzerine, Genelkurmay Başkanı, Savunma Bakanı, Başbakan’ın ortak karar almasını istiyor. Davutoğlu, “Biz Başbakan’a yalvardık neredeyse, beraber bir toplanalım bu işin gidişi kötü diye” dediğini ancak Erdoğan’ı ikna edemediğini belirtiyor. Güler, “Şimdi bin kişilik bir ordu kuruyoruz diyelim orada. Biz bunun asgari 6 aylık mühimmatını burada depolamadan bu adamları oradaki muharebeye sokarsak iki ay sonra bu adamlar bize döner”  diyerek uyarıyor. Davutoğlu ise zaten döndüklerine işaret ediyor.

Zaafımızı takip ediyorlar: Kurumlar arasında varılan mutabakatın uygulanmamasından rahatsız olan Davutoğlu, “Bizim bu zaafımız o kadar iyi takip ediyor ki o güçler de. Burayı elde edeceğim dersin. Orada bunların bulunması risk unsuru dersin. Geri çekersin, elde edersin. Orayı sağlamlaştırırırsın, askerini tekrar gönderirsin. Ama tahliye ettiğiniz anda bu bir askeri gereklilik değil, bu başka bir şey” diyor. Sinirlioğlu ise küresel ve bölgesel konjonktürdeki değişimlere işaret ederek, “Daha başka yerlere de yayılabilir. Farklı bir oyuna doğru gidiyoruz” diyor ve IŞİD’in manipülasyona açık olduğunu belirterek patlamaların artacağı konusunda, “Bunlardan oluşan bir alana komşu olmak bizim için fevkalade hayati bir güvenlik riski yaratır” uyarısında bulunuyor.

‘8 tane füze attırırım’

Ucuz iç politika malzemesi: Güler, Silahlı Kuvvetler’in diplomasi için bir araç olduğu üstünde dururken Sinirlioğlu farklı bir çıkış yaparak “Ulusal güvenlik politize edildi. Yani Türk tarihinde ben böyle bir şey hatırlamıyorum. İç politika konusu haline geldi. Artık tamamen ülke topraklarını, sınır güvenliğimizi,
oradaki egemen toprağımızı falan savunmakla ilgili, tamamen ulusal güvenliğimizde ilgili yaptığımız konuşmalar son derece pespaye, bir ucuz iç politika malzemesi haline geldi” diye konuşuyor. Güler bu yoruma da destek verirken muhalefetin destek olmamasından yakınıyor ancak Sinirlioğlu,
“Ben böyle bir dönemi hiç hatırlamıyorum” eleştirisini sürdürüyor. Süleyman Şah’ın stratejik anlamı yok: Fidan Süleyman Şah Türbesi’ne yönelik olduğu anlaşılan cümlelerinde, “Oradaki şeyin bizim için stratejik anlamı yok, imaj vesaire var da. ..Eğer şimdi biz savaşa gireceksek biz bunu baştan
planlayalım ve girelim” diyerek uyarıyor. Fidan kabul edemediği noktayı da “Süleyman Şah gibi bir türbe için silah kullanmayı göze alıyoruz işte bu oda kadar yaklaşık 10 dönümlük yer için, oradaki 22-28 tane askerimizin şeyi için, yahu kaç bin kilometre vatan toprağı var sınırda kaç milyon insanın hayatı için almıyoruz, Bakın bu mantık değil. onu söylüyim. Eğer biz silah kullanacaksak baştan bunu yapalım, bu tehditse...” diye açıklıyor. Sinirlioğlu ise Suriye’ye tümden girmeye Dışişleri’nin gerekçe bulamayacağını ancak Süleyman Şah için gerekçe bulabileceğini belirtiyor.

Türbeyi kullanın: “Laf aramızda” diyen Davutoğlu, Başbakan’ın telefonda kendisine Süleyman Şah Türbesi’ne saldırıyı, “gerektiğinde bir imkân gibi de değerlendirilmeli bu konjonktürde” dediğini aktarıyor.

8 füze attırırım: Fidan, kendisinin de gerekçe yaratabileceğini, “Ben öbür tarafa 4 tane adam gönderirim, 8 tane boş alana füze de attırırım. Problem değil o. Gerekçe üretilir. Olay böyle bir iradenin ortaya konması. Biz savaş iradesi ortaya koyuyoruz, her zaman yaptığımız şeyi, akıl yürütme hatasına düşüyoruz” sözleriyle ifade ediyor. Sinirlioğlu ise 10 dönümlük toprak için ve IŞİD’e karşı harekâta meşru gerekçe bulabileceğini belirtirken, “Dünya arkamızda olur. Bir kere onda hiçbir tereddüdünüz olmasın” diyerek güvence veriyor.Güler, 1 yıldır kuvvetlerin türbede hazır beklediğini vurgularken, Fidan, illa Süleyman Şah’ın beklenmesini anlamadığını vurguluyor. Sinirlioğlu, ortada sağlam gerekçe olduğunu savunurken, Fidan, “Gerekçe üretirim ya gerekçe problem değil, Gerekirse oraya da (Türbe) bir saldırı düzenleriz, oraya da biz saldırtırız önden canım.” diyerekharekata karar verildiği
takdirde gerekçenin yaratılacağınıhbelirtiyor.

Amerika soruyor: Davutoğlu ise Fidan’ın strateji eksikliği olduğunu belirten görüşlerine hak veriyor ve “Bir daha Amerikan Dışişleri Bakanı’na sert tedbir alalım diyemezsiniz.  Adam der ki sen kendi toprağını bile savunmadın...” diyor. Davutoğlu, Kerry’nin de kendisine bir çok defa Türkiye’nin harekât konusunda karar verip vermediğini sorduğunu belirtiyor. Sinirlioğlu ise Genelkurmay ile ABD arasındaki toplantıda ABD’nin ilk defa uçuşa yasak bölge planı dağıttıklarına dikkat çekiyor. Fidan ise türbe için harekât kararının çok daha önceden verilmesi gerektiğini vurguluyor ve Davutoğlu da, “O kararı çok daha küçük ölçekte verseydik bugün bu tercihle karşı karşıya kalmazdık” değerlendirmesini yapıyor.

İşte ses kayıtlarının tapeleri için /  TIKLAYINIZ

 

 

Cumhuriyet

Hits: 1250