Kendi yarattığı canavarla boğuşuyor

~ 05.03.2014, Yeni Yaklaşımlar ~

Ümit Kocasakal, Başbakan Erdoğan ile Eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin arasındaki ses kayıtları hakkında 'Hukuk devletinde böyle bir şeyi kabul etmek mümkün değil; ama bu ortamı 12 yıldır siyasi gücü elinde tutan bu siyasi iktidar yarattı. Kendi yarattığı bir canavarla boğuşuyor' dedi.

İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal,Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin arasındaki ses kayıtları hakkında "Hukuk devletinde böyle bir şeyi kabul etmek mümkün değil; ama bu ortamı 12 yıldır siyasi gücü elinde tutan bu siyasi iktidar yarattı. Kendi yarattığı bir canavarla boğuşuyor. Bugün bu hukuki hesap yargı bağımsız olmadığı için sorulamayabilir ama bunların zaman aşımı uzundur. Bir gün yargı bağımsızlığına tekrar kavuştuğunda bu hesap hukuken sorulabilir" dedi.

Kocasakal, Başbakan Erdoğan ile Eski Adalet Bakanı Ergin arasındaki ses kaydına ilişkin ANKA'ya yaptığı değerlendirmede, Türkiye'nin geldiği noktanın çok vahim olduğuna dikkat çekti. Herkesin, birbirini dinleyebildiğini söyleyen Kocasakal, şöyle konuştu:

"Hukuk devletinde böyle bir şeyi kabul etmek mümkün değil; ama bu ortamı 12 yıldır siyasi gücü elinde tutan bu siyasi iktidar yarattı. Bir, kendi yarattığı bir canavarla boğuşuyor; çünkü Anayasa'ya aykırı olarak devlet erkinin şimdi farkına vardığını söylediği ama inandırıcı olmayan o kendilerinin çete dediği, paralel yapı dediği bu yapıyla isteyerek paylaşan bu siyasi iktidar. Üstelik bu süreç içinde, siyasi iktidar bu tür yasadışı kayıtlara tamamen kayıtsız kaldı, hatta bunlardan yararlandı. Bu yolla bir sürü insan içeri tıkılırken, gıkı çıkmadı, "İçeriğine bakalım' dediler. Hatta Başbakan, Baykal'la ilgili ses kaydına "Ne özeli, genel genel' dedi. Dolayısıyla bu iklimi yaratan siyasi iktidar, şikayet etme hakkına sahip değil. İkincisi, içerik bakımından, o ses kayıtlarının üzeri örtülmeye çalışılan yolsuzluk soruşturmalarında hakim kararıyla yapılan dinlemelere ait olduğu ileri sürülüyor. Eğer bu şekildeyse, bunların hukuki değeri vardır, bunlar kullanılabilir ve delil oluşturur. Ama bunlar yasadışı elde edilmişse, o zaman bunlar hiçbir şekilde delil özelliği taşıyamaz. Hukuken bu anlamda bir etkisi olmaz; ama siyaseten etkisi olur, o ayrı."

"YARGIYI AÇIKÇA TEHDİT EDEN BAŞBAKAN DEĞİL Mİ?"

Ses kayıtlarında yargıya müdahalenin görüldüğünü belirten Kocasakal, şunları ifade etti:
"Zaten bırakın kaydı, Başbakan'ın, Adalet Bakanı'nın, birtakım Hükümet yetkililerinin zaten o kadar açık biçimde yargıya müdahale anlamına gelen aleni sözleri var ki açıklamalarında, böyle bir ses kaydına ihtiyaç yok. Daha dün Başbakan, "İnlerine gireceğiz, davalar açacağız' dedi. Bu bile bir itiraf değil midir? Siz mi açacaksınız davaları, yoksa bağımsız yargı mı? Yargıyı açıkça tehdit eden Başbakan değil mi? Savcıya yönelik, "Onunla daha işimiz bitmedi' diyen, Danıştay'ı, HSYK'yı tehdit eden Başbakan değil mi? Bunların hepsi zaten açıkça TCK 277'deki suçu oluşturan fiillerdir, kayda gerek yok. Son yapılan HSYK düzenlemesinden sonra her şey Bakanın iki dudağı arasındaysa, hangi savcı, hangi cesaretle böyle bir durumda soruşturma açacak? Böylece fiilen iktidara mensup olanlara suç işleme özgürlüğü ve ayrıcalığı yaratılmış oluyor. Bugün bu hukuki hesap yargı bağımsız olmadığı için sorulamayabilir ama bunların zaman aşımı uzundur. Bir gün yargı bağımsızlığına tekrar kavuştuğunda bu hesap hukuken sorulabilir."

ANKA

Hits: 1096