SOL, SAĞA YAKLAŞ... DURACAĞIN YERİ SÖYLERLER?

~ 26.11.2013, Adnan AYDIN ~

Adnan Aydın

 Çok partili sisteme geçildiği günden, bu yana, seçimlerde sol, bir iki atağın dışında  mağlup olmuştur... Tarih bunu bize haykırıyor, kabul… Ama, kim derdi ki; sol, mücadelesine devam etmek için sağcı olacak?

Sol, sağın ezici üstünlüğü karşısında, sağcı olmak durumunda mı, yoksa kendi iç hesaplaşmalarından kurtularak sağlıklı bir bünye yaratmanın çabası içerisinde mi olmalı?

Şaşkınlıkla izliyoruz. Sağ cenahtan bulunacak adaylara kurtarıcı gibi bakılıyor. Bizim sol dünyamız, birbirini yemekle tanınır. Ama kendi kendini yediği için çalımından geçilmezdi.

Olmuyor dediler. İktidarı almak için solculuk yetmez...

Başvurulacak adres belli. Sunduğu isimler bayağı sağcılardan da oy alabilir. Geriye, ufak tefek operasyonlar kalıyor... Onlar da halledildi. Şimdi, bütün ömrünü sol düşünceye adamış insanlar, seçilsinler diye, önüne konulmuş sağcılara oy verecekler.

Yukarıdakilere sorunca da “Recep yıkılsın gerisi önemli değil.” diyorlar.

Önemli değil mi gerçekten?

Merak ediyorum.

Nazım Hikmet'lerle anlam bulan, Deniz Gezmiş'lerle ölümü göze alan, seksenlerde işkencelerle bedeller ödeyen sol, bu günler için mi kavga verdi?

Merak ediyorum.

Uğur Mumcu gibi birçok aydınımız bu gün için mi canından oldu?

Ben ve benim gibiler, ömrünü sol, demokrat düşünceye adamış insanlar, önüne konulacak adaya oy atarken, hiç mi vicdan muhasebesi yapmayacak?

Madem bir sağcıya oy vereceğim, neden kulağımı arkadan dolanarak kaşıyayım ki?

Madem, cemaat beni kurtaracak, sizinle neden vakit geçiriyorum ki?

Bunu böyle yapmaktansa, tabana inerek demokrat bir tüzükle üyeden başlayıp, kendi seçimini tabana bıraksanız ve aşağıdan yukarıya doğru bir ön seçim sistemi uygulasanız, sol kendi iradesiyle, kendi yöneticisini bulur ve iktidara da taşır. Sizler sol için küçük beden olmak zorunda mısınız?  

Bizim önümüze koymak için sağcı aday aramayın. Çok komik oluyor.

Halkçı partiyseniz, halka danışın. Bırakın kendi seçsin adaylarını. Çünkü size kalınca hep sağa çark ediyorsunuz.

Halka güvenin. Halkı ezenlerin iyi polislerini aramayın.

Altından siz kalkamazsınız, bu gerçek… Ama halkın da belini bükmeyin. Kazandığı bunca değeri yok edip, yeniden bir mücadele başlangıcına sürüklemeyin. Buna sizin hakkınız yok.

Aklımıza başka sorular getirmeyin. Solu dizayn etmek için getirildiğiniz gibi falan... Düşünmek bile, kaynar kazana sokuyor insanı.

Hele, seçimler yaklaşıyor diye herkesin bu oluşumlar karşısında sessiz kalmasını bir türlü anlayamıyorum. Gün geçtikçe sağa yanaşan manevralar, hiç hayra alamet değil. Unutulmasın ki aslı varken kopyasına rağbet olmaz. Böyle bilinmeli...

Günün birinde, ölüyü defnetmek için imam bulamayan cemaatin Bekri Mustafa'ya başvurup,

''Ayyaşsın, mayyaşsın ama bu işten sen anlarsın'' demeleri ve Bekri'nin bütün itirazına rağmen imamlığa soyundurulması üzerine, ölüyü uğurlarken kulağına;

''Öteki dünyada, bu dünyada ne var ne yok diye sorarlarsa, Bekri'yi imam yaptılar, gerisini siz düşünün dersin'' dediği gibi, bizler de bir gün, “Solu sağcılar yönetiyor, varın gerisini düşünün.” demeyelim.

Bekri kadar yüce gönüllü olamayabiliriz.

Çözümü kendi tabanında aramayan bir partinin seçmeni olarak kara kara düşünüyorum.

Ve bütün taban benim gibi. Kara kara düşünmeyenler sadece seçilmek isteyenler... Üç maymunu oynuyorlar ve tabana da maymunluğu öneriyorlar.

Umarım sağa park etmek yerine, hedefine sağlam yürüyen sosyal demokratlardan oluşan, koparılamayacak sağlam bir zincir oluşturulur, araya paslı halkalar alınmaz...

Bizler de vicdanımız rahat oy kullanmaya gideriz...

 

Adnan AYDIN | Tüm Yazıları
Hits: 1778