Savcı objektif değil, değişmeli'

~ 10.09.2013, Yeni Yaklaşımlar ~

İstanbul KCK Ana Davası’nda avukatlar savcı İsmail Işık’ın objektifliğini yitirdiğini belirterek değişmesini istedi. Avukatlar savcının ihbar organı gibi çalıştığını söyledi.

ELÇİN YILDIRAL

97’si tutuklu 205 Kürt siyasetçi, akademisyen ve öğrencinin yargılandığı KCK İstanbul Ana Davası’na adli tatilin ardından devam edildi. Silivri Ceza İnfaz Kampusu İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada aralarında Ragıp Zarakolu’nun da bulunduğu 19 tutuksuz sanığın yanı sıra sanık yakınları ve avukatlar hazır bulundu. Anadilde savunmanın yapıldığı duruşmada, 6452 sayılı 4. Yargı Paketi’ne dayanılarak, İstanbul Adalet Komisyonu tarafından atanan itfaiyeci, güvenlik görevlisi, kasap gibi farklı mesleklere sahip 5 tercüman atandı. Daha önceki duruşmalarda, İstanbul Enstitüsü'nden tercümanlar getiriliyordu.

AV. KANAR: SAVCI OBJEKTİF DEĞİL

38’incisi görülen duruşma, tutuksuz sanıkların kimlik tespitinin ardından avukatların talebiyle başladı. İlk sözü alan Av. Ercan Kanar, savcı İsmail Işık’ın objektifliğini yitirdiğine vurgu yaparak, savcının reddedilmesi, aksi durumda kendiliğinden res’en çekilmesi talebinde bulundu. Savcı Işık’ın ihbar organı gibi çalıştığını söyleyen Kanar, avukatların duruşma salonunda savunmaya ilişkin her söylediklerini suç unsuru olarak değerlendirdiğini belirterek, avukatlar hakkında suç duyurusunda bulunmayı teamül haline getirdiğini ifade etti. “Adli görevin en ayırt edici özelliğinin objektifliktir” diyen Kanar, suç duyurusunun savunma üzerinde tehdit oluşturduğunu söyledi.

SAVCI: OBJEKTİFİM

Av. Kanar’ın ardından iddia makamı İsmail Işık söz alarak, “Ben objektif davranıyorum. Usule ve kanuna aykırı bu talebin reddedilmesi mütalaa olunur” diye konuştu.

MAHKEME: TALEP REDDEDİLDİ

Talebin değerlendirilmesi için duruşmaya 20 dakika ara veren mahkeme, savcının reddedilmesine ilişkin mevzuatta bir düzenleme olmadığına hükmederek, avukatların karara İstanbul 9. Ağır Mahkemesi’nde itiraz edebileceğini belirtti.

OKUMADIĞIM METİN SUÇ’

Duruşma tutuklu yargılanan Cesim Soylu’nun savunmasıyla devam etti. Kürtçe savunma yapan Soylu, yargılanan arkadaşlarının BDP’nin yöneticisi ve üyesi, bazılarının da derneklerin yöneticisi ve üyesi olduğunu belirterek, yargılananın demokratik Kürt siyaseti olduğunun altını çizdi. İddia makamının her ne kadar bu gerçekliği kabul etmese de demokratik Kürt kimliklerinden ötürü yargılandıklarını söyleyen Soylu, BDP’nin bu tutuklamaları ‘siyasi darbe’ olarak nitelendirdiğini ifade etti. Yargılamanın hukuki olmadığını belirten Soylu, “Karşımızdaki siyasi tutum temelini Kürt siyasetinin çözümsüzlüğünden alıyor” dedi.

Yargılama sonucunda Türkiye siyasetinin belirleneceğini söyleyen Soylu, İstanbul’da büyük bir KCK operasyonunun yapılacağını beklediklerini belirterek, “Buna rağmen kaçmadık. Evimde arşivim vardı. Ben bunları saklamaya gerek görmedim. Çünkü ne yapıyorsak göz önünde yapıyordum. Kaçacak bir şeyim yoktu” dedi.

İddianamede siyaset akademilerinden sorumlu tutularak KCK yöneticiliğiyle yargılandığını hatırlatan Soylu, siyaset akademisinin resmi olarak BDP’nin eğitim komisyonuna bağlı olduğunu hiçbir illegal yapısının olmadığını söyledi. 23 Kasım 2010’da siyaset akademisinde ders verdiğinin iddia edildiğini belirten Soylu, “Heyetiniz dikkatlice incelerse dosyada yer alan o konuşma sözlü değil yazılı bir metindir. Ve o metni okuyan da ben değilim. Okunduğundan da emin değilim" dedi.

Bu yüzden ses analizi istediğini fakat altı aydır beklediklerini kaydeden Soylu, “Heyet 2010 yerine 2012 tarihini kullanmış. Halbuki ben o tarihte tutukluydum” diye konuştu.

***

ÖYM VE TMK kaldırılmalı

DuruŞmaya öğle arası verildiği sırada mahkeme salonu önünde açıklama yapan BDP İstanbul İl Örgütü, KCK operasyonlarının iflas ettiğine dikkat çekti. Basın açıklamasını okuyan BDP İstanbul İl Yöneticisi Cengiz Topbaşlı, çözüm sürecine dikkat çekerek, Kürt sorununun demokratik çözümünün tartışıldığı, tarafların müzakere yaptığı, Abdullah Öcalan ile görüşmelerin yapıldığı bu süreçte zindanlardaki yoldaşlarımızın hala rehin tutulmasının asla kabul edilemeyeceğini belirtti.

AKP devletinin BDP’yi tasfiye operasyonunu başaramadığını söyleyen Topbaşlı, sistemin BDP’ye yönelik KCK operasyonlarının iflas ettiğini belirtti. AKP’nin yanlışta ısrar ettiğine vurgu yapan Topbaşlı, “AKP zihniyeti demokratik çözüm sürecinin gerekleri konusunda en ufak bir iyi niyet adımı dahi atmış değildir. Kürt halkına ve Kürt siyasetçilerine yönelik soykırım makinesi olarak kullanılan Terörle Mücadele Kanunu (TMK) ile Özel Yetkili Mahkemeler (ÖYM) derhal kaldırılmalı, Kürt siyasetçilerinin gasp edilmiş özgürlükleri ise iade edilmelidir. Zindanlarda yoldaşlarımızın hala rehin tutulduğu bir barışı asla kabul etmeyeceğiz. Halkımız için onurlu barış, başta Kürt halk önderi Sayın Öcalan olmak üzere tüm zindan direnişçilerinin özgürlüğüne kavuşmasıdır” diye konuştu.

Birgün

Hits: 1016