Gezi Fırsatçılığı

~ 31.07.2013, Oktay EKİNCİ ~

Gezi kazanımlarından biri de iktidarın yarattığı “düzmece gündem” yerine ülkenin asıl sorunlarıyla ilgilenilmeye başlanması…
Gençliğin toplumla bütünleşen bu tarihsel eylemi sayesinde halkın artık siyasi polemiklerle oyalanması zor görünüyor; çünkü
“Gezi Direnişi”nden etkilenen herkes bundan böyle gerçek sorunların yargılanmasını önemsiyor ve bekliyor.
Bunu fark eden siyasiler ve bürokratları da yine Gezi’ye yönelik özellikle
“kışkırtıcı” açıklamalarıyla durmadan manşetlerde olmayı başarıyorlar.
Peki, bu durum başka ne anlama geliyor? Eğer kamuoyu, on binlerin yağmadan kurtarmak istediği Gezi Parkı’na ait talan projesini iptal eden yargı kararını çabucak unutarak, sadece ve sürekli olarak biber gazını sorguluyorsa;
Orman yağması, kıyıları daha fazla betonlaştıracak torba yasalar ve bütün bunlarla mücadele eden meslek odaları üzerindeki yeni yasal baskılar yeterince önemsenmiyorsa, işin içinde bir bit yeniği yok mudur sizce?

Gezi’yle perdelenenler

Bir arkadaşım dedi ki, “Herkes Gezi’yle ilgilenirken TBMM’den geçen yasa ve yönetmeliklerin listesi yapılsa, iktidarın ellerini ovuşturduğu hemen görülebilir.”
Nitekim TMMOB’yi törpüleyen yasa değişikliği bile gece yarısı gizlice geçirildi.
“Gizlice” diyorum, çünkü önerge Meclis’te okunmadan yasalaştı!
Benzer şekilde 3’üncü köprüyle ilgili
“skandal” denebilecek, “meğer yeri yanlışmış, düzeltiyoruz”, açıklaması da “köprüye hayır”cıların Gezi gündemiyle meşgul oldukları sırada dile getirildi.
Sözün kısası, Gezi süreci, aynı direnişin nedeni olan uygulamaların daha da çoğaltılması
na, hatta yasalaştırılmasına “fırsat” yarattı.

‘Her yer’ için direniş

Peki, hem ulusal çıkarları savunmak, hem de Gezi Direnişi’nin yarattığı bilinçlenmeyi değerlendirmek için, bu “gündem karmaşası” içinde “tufaya da gelmeden” nasıl bir duruş sergilemeli?
Belki şu tarihe geçen
“Her yer Taksim, her yer direniş” sloganında küçük bir değişiklik yapılabilir; yağma düzeninin sadece Gezi’de değil ülkenin her yerindeki yeşil alanlara, kamu arazilerine ve ulusal değerlere saldırdığı bilinciyle eklenecek bir “için” sözcüğü, anlamlı bir başlangıç yaratabilir. Bundan böyle “Her yer Taksim, her yer için direniş” şeklinde söylenebilir.
Gezi Direnişi’ne ülkenin her yerinden destek eylemleriyle katılan herkesi, yaşadıkları kent ya da bölgelerdeki yağma projelerini de gündeme getirmelerini diliyorum.
“Her yer Taksim, her yer için direniş...”

31 Temmuz 2013 - Cumhuriyet

Oktay EKİNCİ | Tüm Yazıları
Hits: 1142