Demokrasi Nedir?

~ 26.04.2013, Ercan YEŞİLYURT ~

Demokrasi, kurumlar ve kurallar rejimidir, bu da örgütlü toplumu gerektirir. Batı toplumlarında uzun toplumsal mücadeleler sonucunda ulaşılmıştır bu değerlere. Ülkemizde demokratik mücadele geleneği oluşmamıştır. Durum böyle olunca, toplumun sosyal yapısı gereği, özgürlük ve demokrasi mücadelesi -aydın bir azınlığın- elinde kaldı. Sonuç olarak da tepeden inme demokrasiler yerleştirilmeye çalışıldı. Bu yüzden demokratik hak ve özgürlüklerin verildiği gibi alınması da kolay oldu.
Demokrasi, kapitalizmin bir ürünüdür, yani üretim olacak, sömürü olacak ki örgütlenmeye ihtiyaç duyulsun. Ülkemizde iktidarlar, üretimsiz ekonomik kalkınmayı, güçlü liderlerle demokrasiyi kuracaklarını sanmışlardır. Meydanlara çıkıp nutuk atarken alkışlanmayı, toplumsal katılım zannetmişlerdir. Bugüne kadar yapılmış en çağdaş ve demokrat 1961 Anayasası’nı yok eden
Kenan Evren ve yazdırdığı daha kötüsü yarışmayla bile yapılamayacak 82 Anayasası’na yüzde 91.37 oy vermiş bir toplumda demokrasi kurulamıyor tabii ki. Bizim siyasilerin demokrat olabilmek diye bir çabası yoktur, onlar demokrat görünmek için uğraşıyorlar. Ekonomik ve sosyal gelişmeleri çok gecikmiş toplumlarda var olan büyük gelişme uçurumu, demokrat olabilmeyi, demokrasiyi kurmayı olağanüstü zorlaştırmaktadır. Bizim gibi ülkelerde, öylesine yüksek artıdeğer düzeyleri yaratılmalıdır ki, bu değer hem dış sömürüye, hem de iç büyümeye yetsin. Her türlü büyümenin dinamikleri toplum içinde üretilmelidir, gerekli araçları yaratan, üretim ilişkilerinin ta kendisidir.
Toplumsal gelişimi, yığınların gönüllü katkılarıyla başarabilmenin yolu, arenayı yepyeni ve ileri örgütleniş biçimlerine açmaktır, başka da yolu yoktur. Toplumdaki demokratikleşme süreci, pratikte dünyayı değiştirme eyleminin de ana dinamosudur. Böylece demokrasi ile üretimin toplumsal niteliği arasındaki somut bağlar kendiliğinden kurulacaktır. Bilinçlenen yığınların bağrında serpilen toplumcu örgütler ve onların yeni bir geleceği dokuyan dünya görüşleri yaratılacaktır. İşte bu yeni dünya görüşleri etrafında örgütlenen siyasi yapıların mücadelesi demokrasiyi yapılandıracaktır. Batı’da böyle olmuştur, biz de de böyle olacaktır.
Her sistem gibi demokrasilerde de malzeme insandır. En gelişmiş demokrasileri yöneten kadroları ve kuranları bizim ülkemize getirseniz bile demokrasi kurulamayacaktır. Paris Belediye Başkanı’na İstanbul’u yönettiremezsiniz, beceremez. Arızaları düzeltmeye kalkarsa şehirde hayat durur. Adam Paris’i kurallara uyarak yönetmiş, takdir yetkisini hiç kullanamamış. Kırk yıldır imarı olmayan bir arsanın iktidara yakın birileri tarafından satın alındıktan sonra imara açıldığını hiç kimse Fransıza izah edemez. Böyle bir şeyi teklif edenin akli dengesinin bozuk olduğunu sanır, tımarhaneden rapor ister.
Demokrasilerde siyasi iktidarlar değişince, mahkemelerin kararları da değişmez. Çünkü hukuk devletinin gerçek anlamıyla yerleşebilmesi, çok üstün nitelikte bir yargıç topluluğunun yetişmesine bağlı. Demokrasinin değerleri evrenseldir, bize göresi olmaz, bilim gibi, teknoloji gibi. Şimdi beyhude bir yeni anayasa yapma çalışması yapılıyor. Aynı 12 Eylül’de olduğu gibi, başbakan diyordu ya, Aldıkaçtı mı, kaptıkaçtı mı? Şimdiki de Burhan Kuzu, Başbakan ne diyorsa hemen tamam diyor. Bu toplumsal yapıda demokrasi -olmaz ya kazara- olursa bu mevcut siyasi iktidarın da sonu olur. Tabii ki mevcut yapılarıyla diğer partilerin de...

(Cumhuriyet)

Ercan YEŞİLYURT | Tüm Yazıları
Hits: 1561