Belki de "sorun" geniş bakmakta!

~ 18.04.2013, L. Doğan TILIÇ ~

Radikal’e konuşan Z. Aydar sosyalistlerin süreç konusundaki tavırlarından yakınmış: “Bizi yakından tanıdığını zannettiğimiz kesimler de bizi tam tanımamış, ... Bugüne kadar ne söylediysek aynı fikirlere sahibiz. Sosyalistleri nasıl müttefik gördüysek öyle görmeye devam edeceğiz. Devleti yöneten kesimle barış yapıyoruz diye, devletçi, orducu, yahut AKP’li olduğumuz anlamını çıkarmamak gerek. Halbuki konuya geniş baksalar çok farklı birşey görebilirler”, diyor.

Geniş bakılınca görebileceklerimizi de; “barışın gelmesiyle sosyalistlere iktidar perspektifi gelecek. Kürt sorununun çözülmesi için yüzde 10 barajının düşürülmesi, siyasi partiler kanunun değiştirilmesi gerekiyor”, diye özetlemiş. Böylece, bir araya gelebilecek irili ufaklı solun da içinde olduğu bir iktidar mümkün olabilecek!

Aydar’ın yakınmasının bir dayanağı olsa da, söyledikleri sosyalistlerin tümü için geçerli değil.

Süreç konusunda solda bir ayrışma olduğu ortada. Bir kere, “Kürt hareketi neylerse güzel eyler” diyen ve birlikte yürüyenler var. Aydar’ın sözleri en azından onlara haksızlık.

Öte yandan, olup biteni tümüyle bir emperyalist planın ve AKP’nin farklı niyetlerinin sonucu sayıp cepheden karşı çıkanlar var.

Bir de, bu iki çizgiden farklı olarak, sürecin tuzaklarına işaret eden, uyaran, ancak barış konusunda sosyalistlerin en önde yürümesi gerektiğini savunanlar var.   

İzmir’de bir panelde O. Müftüoğlu’nun söyledikleri üçüncü çizginin özeti gibi: “gelinen sürecin anayasa değişiklikleriyle, Ortadoğu ve ABD’nin bölge politikalarıyla ilgisini ortaya koyarak itiraz eden anlayışlar var. Bunlar doğru olabilir, sürecin AKP’nin anayasa çalışmalarıyla, başkanlık hayalleriyle, Ortadoğu politikalarıyla mutlaka ilgisi vardır... Ortadoğu gibi bir yerde, dünya enerji kaynaklarının yoğunlaştığı bir yerde olanlarla emperyalizmin, ABD’nin ilgilenmemesi diye bir şey olamaz. Bugün üzerine konuştuğumuz meseleyle emperyalizmin ilgilenmediğini düşünmek safdillik olur. Ama bunların hiçbirisi silahlı savaşın sona erdirilmesine, Kürt sorununun çözümü noktasında bazı adımların atılmasına, Kürtlerin bazı haklarının verilmesine karşı çıkmak için yeterli değildir. Devrimciler, sosyalistler, bu savaşın başından beri barışı en net savunan insanlardır. ... Savaş devam ederse AKP başarısız olur, AKP de daha sonra kaybeder gibi oportünist bir siyaseti sol adına hiç kimse savunamaz.

Aydar geniş bakınca görülecekleri sıralıyor, ama sürecin iktidar ayağından o konularda tek işaret yok. “Barış iyidir!” Hepsi bu.

Somut olarak yapılması gerekenler konusunda, süreçle ilgili olarak şamar oğlanına döndürülen CHP bile iktidardan çok daha net ve ileri şeyler söyledi. “Hemen yapalım” dedikleri 16 madde içerisinde, Aydar’ın “Kürt sorunu çözülünce olacaklar” listesindeki baraj da, siyasi partiler yasası da, fazlası da var.

Peki, yapılanlar yapılacakların garantisiyse AKP’ye güvenmek kolay mı? Belki de, sosyalistlerin “sorunu”, Aydar’ın dediği gibi onları “tam tanımamak” değil, AKP’yi tam tanımaktır!

Cumhuriyet’ten U. Çakırözer’e konuşan ÖDP Eş Başkanı A. Taş; “Barışa soldan bakan bir çalışma grubu kurulması için kolları sıvıyoruz. Bir sivil diktatörlüğe dönüşmeden barış isteyen çevreleri bir araya getireceğiz...”, demişti.

Aydar’ın yakınması da gösteriyor ki, bu türden çabalara ihtiyaç var. Sol aklın ne dediğinin bir an önce, derli toplu ve net bir şekilde ortaya konulması, en azından herkesin birbirini “tam tanımasına” hizmet edecektir.  

(Birgün)

L. Doğan TILIÇ | Tüm Yazıları
Hits: 1140