Süreç ve sol akıl!

~ 09.04.2013, L. Doğan TILIÇ ~

63 “akil insan” sürecin ne anlama geldiğini halka anlatacaklar. Halk da anlasın ki, iktidarın arkasında dursun.

Aslında, iktidar ne yapmak istediğini kendi de anlatıyor. PKK’ye; “kapı açık, silahı bırak ve çık” diyor. Halka; “silah bırakıp çıkma karşılığında hiçbir söz verilmediğini, şehitleri rencide edecek hiçbir şeyin de verilmeyeceğini” söylüyor. Başbakan, Öcalan’a “12 kanallı televizyon verdik. Jimlastik... hergün yapsın dedim. Arkadaşlarıyla günaşırı görüşüyordu ‘her gün 1’er saat yapsın’dedim. Benim verdiğim vereceğim budur” diyerek noktayı koyuyor.

Öte yandan, Amerikalılar ziyareti sıklaştırıyor. Dışişleri Bakanı Kerry “Türk hükümetinin şiddeti barışçıl yollarla sona erdirme çalışmasını alkışlıyor, hayranlıkla izliyor”, bu sürecin “bölgedeki diğer halklar üzerinde de bir etkisi olacağına inanıyor”.

Kerry’nin söyledikleri başka verilerle de üst üste konulunca bizim sürecin bölgesel anlamı daha net görülüyor.

İsrail’in güvenliği ve ABD’nin çıkarları açısından sorun olan İran-Suriye-Hizbullah ittifakını ezmek, PKK’yi buradan uzaklaştırmak ve mümkünse tam karşı saftaki ABD-İsrail-Türkiye koalisyonu içinde konumlandırmak hesapları yapıldığına dair göstergeler var.

Evdeki hesap çarşıya uyar mı bilinmez, ama Ortadoğu’daki bu kutuplaşmanın hiç bir tarafı da sola uymaz.

Bir bakanımızın gayet isabetli bir şekilde belirttiği gibi, sürecin ne getireceği belirsiz olsa da, kesintiye uğramasının daha fazla kan ve gözyaşı getireceği kesin.

O nedenle, sol akıl ve vicdan defalarca ve kuşkuya yer bırakmayacak şekilde bir tek yaşamın dahi yitirilmemesi için elinden gelen katkıyı vereceğini vurguladı durdu.

Kürt hareketinin, bu memleketin sosyalistlerinden daha hakikatli dostları olmadığını bilecek deneyimi var. Onlar ki, bir arada eşit ve özgür vatandaşlar olarak yaşam inançlarını, idam sehpalarından bile “Yaşasın” diye Kürt halkına selam göndererek taçlandırdılar.

63 “akil insan” içinde geçmişte en ağıza alınmayacak ifaderlerle kardeşliği zehirleyenler olması da dert değil. Sosyalistler Kürtlerle hep barış içinde oldu zaten, şimdi barışı anlatmaya çalışanların dün savaşı savunanlar olması bence uygundur.

Barış eşittir demokrasi değil ve süreç demokrasi getirmeyecek! İktidar bunu her gün gözümüze sokuyor.

Memleketin çatışmasızlığın hakim olduğu, silahın falan da konuşmadığı Taksim Meydanı’nda olanlara bakın. Kültürel mirasa sahip çıkmak gibi son derece masum bir taleple sokağa çıkan sanatçılara, sinemaseverlere reva görülen tazikli suya, gaza, copa bakın.

Sürecin bir ucunda da bu var işte ve süreci anlatmakla görevli akillerden Yılmaz Erdoğan’ı da çileden çıkarmış Emek savunucularına yapılanlar: “Barış için sanatçılardan gönüllü çaba istenen bu süreçte, sinemasına sahip çıkan bir sanatçı topluluğuna arkadaşlarıma yapılan bu muameleyi kınıyor, protesto ediyorum.”

Çıvıldaşarak (tweet) kınamak iyi de, sokağa çıkıp kınayınca ıslatıyorlar insanı!

Neyse, hepimiz silahlar sussun fikirler konuşsun istiyoruz. Bu değişmeyecek. Peki, bir adım ötesi konusunda ne düşünüyoruz? Nasıl bir Türkiye’de bir arada yaşamak istiyoruz?

İktidarın akilleri raporlarını hazırlarken, solun ortak aklını da konuşturmak gerek. Sosyalistlerin, demokratların, akademisyenlerin; barış konusundaki samimiyetlerini özgürlük talepleriyle birleştirmişhttp://192.168.0.100/editor/FCKeditor/editor/images/spacer.gif saygın isimlerin bir araya gelip süreci tartıştıkları bir konferans ve oradan solun ortak aklının eseri bir deklarasyon çıkarmak...

Sürece soldan yapılacak önemli bir katkı da bu olmaz mı?

(Birgün)

L. Doğan TILIÇ | Tüm Yazıları
Hits: 3086