Memur direniyor yarın da eylemde

~ 26.02.2013, Atilla ÖZSEVER ~

AKP iktidarı, kamu çalışanlarına dönük baskısını giderek artırıyor. Özellikle KESK’e yönelik operasyonların kamu emekçilerinin haklarının kısıtlanma sürecine denk gelmesi, dikkat çekici oldu.

KESK Genel Başkanı Lami Özgen, “Ne zaman kamu emekçilerinin hakları gasp edilecekse KESK’e yönelik itibarsızlaştırma ve kriminalize etme operasyonları için düğmeye basılıyor” dedi.

Lami Özgen, KESK’in toplumsal muhalefetin en güçlü sesi olması nedeniyle AKP Hükümeti’nin sokak mücadelesinden rahatsızlık duyduğunu belirtti. Özgen, kamu çalışanlarının iş güvencesinin elinden alınmak istendiğini, KESK’in de buna karşı mücadeleyi örgütlemek için 18 Şubat’tan itibaren il gezilerine başladığını ancak hemen 19 Şubat’ta operasyon başlatıldığını bildirdi.

KESK Başkanı Özgen, “Son bir yıl içinde dört operasyon düzenlendi. Grevli sendika hakkı için eylem yaptık, ardından 13 Ocak 2012’de bir operasyonla karşılaştık. 8 Mart etkinliği öncesinde 13 Şubat 2012’de 16 kadın yönetici ve üyemiz gözaltına alınıp 9’u tutuklandı. 23 Mayıs 2012’de son yılların en katılımlı grevini gerçekleştirdik. Hemen ertesinde 28 yönetici ve üyemizin tutuklanmasıyla sonuçlanan 25 Haziran operasyonu yapıldı” diye konuştu.

Lami Özgen, “KCK, Devrimci Karargah, DHKP-C gibi adlarla operasyon düzenleyip bizi susturmak, sindirmek istiyorlar. Şimdi de hem iş güvencemiz, hem de hak gaspları için 27 Şubat’ta eyleme çıkacağız. 147 arkadaşımızı göz altına alıp 56’sını tutukladılar. Ancak bizi yıldıramazlar” dedi.

Yarın, KESK’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası (BES) tüm ülke çapında bir günlük iş bırakacak. Bu eyleme, Türkiye Kamu-Sen’e üye memurlar da katılıyor. Ortak eylemin gerekçeleri şöyle:
Memurun iş güvencesine kesinlikle dokunulmasın. Fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi ile ilgili uygulama kaldırılsın. Kölelik sözleşmesiyle çalıştırılan 4/C’liler kadroya geçirilsin. Ek ödemeler, emekli maaşına yansıtılsın. 666 KHK ile gasp edilen ikramiyeler ödensin. Rotasyon adı altında memurları sürgüne tabi tutacak girişimden vazgeçilsin.

İş bırakma eylemi, Maliye, SGK gibi kurumlarda çalışan büro memurlarını kapsıyor. BES, ayrıca vergi haftası nedeniyle 1.000 TL. olan açlık sınırındaki ücretlerden sigorta ve vergi kesintisi yapılmamasını, 3.260 TL. olan yoksulluk sınırındaki ücretlerin en alt vergi diliminden vergilendirilmesini, eğitim, sağlık, gıda gibi zorunlu tüketim mallarından KDV’nin kaldırılmasını, kayıt dışı ekonominin kayda alınmasını ve vergi adaletinin sağlaması açısından bir defaya mahsus olmak üzere servet beyannamesi alınmasını talep etti.

Kamu çalışanları açısından özellikle iş güvencesinin hayati bir anlamı var. Memurun iş güvencesi nerdeyse 150 yıllık bir hak. KESK ve Kamu-Sen, bu hakkın ortadan kaldırılmasına kesinlikle karşı duruyor. AKP Hükümeti de, bu tepkileri dikkate alarak başlangıçta performansa dayalı ücret adı altında bir sistemi yürürlüğe koymak istiyor, ardında da seçim sonrası nihai yasal düzenlemeyi yapmayı amaçlıyor.

Sendikalar, Anayasa ve 4688 sayılı yasaya göre kamu çalışanlarının ücret ve özlük haklarının toplu sözleşme ile belirlenmesinin öngörüldüğünü, performans sistemi ile bu düzenin kaldırılmak istendiğini savunuyorlar. Bakalım yarınki eylem ve süreç nasıl gelişecek?

(Yurt Gazetesi)

Atilla ÖZSEVER | Tüm Yazıları
Hits: 1602