İktidarın rektörü; Sedat Laçiner vakası...

~ 14.01.2013, Necdet SARAÇ ~

İktidarın karşısında oldun mu işin çok zor! İnönü Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nun başına gelenleri cumartesi günü bu köşede yazmıştım…

Ama iktidarın yanında olunca, sistem senin için çalışmaya başlar. Basamakları beşer onar çıkarsın…  Hele biraz yeteneğin de varsa; yediğin önünde, yemediğin arkandadır. 30 yaşında “Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi” Ortadoğu Masası Başkanı, 32 yaşında ise  “rivayete göre” üye aidatları ile bağışlardan oluşan bir bütçeyle faaliyet gösteren (!) “Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu” başkanı olursun. Hemen arkasından da “Ortadoğu Araştırmaları Merkezi” başkanı. Sonra “Türk-Ermeni İlişkileri Milli Komitesi” üyesi olursun! Sonra… 38 yaşında rektör olarak atanıverirsin!  Başka üniversitelerde ders vermek, gazetelerde köşe yazmak, özellikle iktidarın yaklaşımlarına uygun olarak televizyon tartışmalarına “uzman” olarak katılmak ise  artık rutin işlerdir…

Bu kişi “Allahın şanslı kullarından Prof. Dr. Sedat Laçiner! Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Rektörü. Adı “Mısır Büyükelçiliği” için geçen Laçiner’in ismi şu aralar “başarılarından” daha çok “icraatlarından ve sözlerinden” dolayı fazlasıyla gündemde…

* * *


Belki de Türkiye’de ilk kez KESK, DİSK, TMMOB, Tabip Odası, ÇGD ve ÜKD gibi kuruluşların yerel temsilcilikleri bir üniversite rektörüne karşı yürüyüş düzenleyerek rektörün istifasını istediler. Rektör Laçiner bu kuruluşları “marjinaller, bindirilmiş kıtalar, terör yanlıları” olarak nitelese de, CHP Çanakkale Milletvekilleri Ali Sarıbaş ve Serdar Soydan, Erenköy Belediye Başkanı Alaaddin Özkurnaz ve eski Çanakkale Belediye Başkanı İsmail Özay’ın yanı sıra öğrencilerin de desteğini alan bu kuruluşlar Laçinerle ilgili önemli iddialarda bulunuyorlar:

“Sedat Laçiner üniversitenin başına geldiğinden bu yana imzasız mektup ve asılsız ihbarlarla soruşturmalar açtı, 36 işçiyi sendikalı olmaları sebebiyle işten çıkardı, kendi kafasına uygun yeni 40 işçi aldı. Mahkeme kararları olmadan birçok çalışanı sürdü.   Üniversitede öğretim üyelerinden Doç. Güran Yahyaoğlu'nu kemik iliği kanseri ile mücadele ederken "mazeretsiz işe gelmediği" gerekçesiyle müstafi sayarak işine son verdi. Yahyaoğlu bir süre sonra öldü. Yine eşi işten atılan gazeteci Mustafa Sezek kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Rektör, Çanakkale’deki Sanayi ve Ticaret Odası, belediyeler, belediye meclis üyeleri, Çanakkale Barosu, Çanakkale milletvekilleri, Ziraat Odası ve birçok sivil toplum örgütüyle kavgalı… Çanakkale’yi ‘zehirleyen’ bu rektör istifa etmeli ya da görevden alınmalı…”

 

Hilmioğlu hocayla ilgili asılsız bir ihbarı hemen gündeme alan YÖK Çanakkalelilerin bu sesini duymuyor! Çünkü rektörün arası hem YÖK’le hem de AKP iktidarıyla çok iyi. “Ortadoğu uzmanı” rektörün Star Gazetesi’nde yazdığı yazılar da bunu gösteriyor… Başbakan gibi “Beşar Esad”a “Esed” demesi ve yazılarında “halkın iradesi yönetimlere yansıdıkça İslami renkler siyasette öne çıkıyor” vurgusu yapması bile onun dokunmaz olmasına şimdilik  yetiyor…

Ancak rektörün sıkıntısı bu aralar çok büyük ve yalnızca “Çanakkaleli şer güçler” ile sınırlı değil…  2011’in son günlerinde TRT’de bir programda ettiği laflardan dolayı rektörün karşısındaki “şer güçlerin” sayısı epeyce artmışa benziyor. Cumhuriyet, Aydınlık, Yeni Çağ gazeteleri bu kategoriye girmiş gözüküyor. Yetmedi; Milletvekili Ali Sarıbaş da, gazeteci Sabahattin Önkibar da, Caferilerin lideri Özgündüz de…

“Ortadoğu uzmanı” Prof. Laçiner  27 Aralık 2011’de TRT’de demiş ki; “Suudi Arabistan ve Kuveyt için, Ürdün için, Mısır için bir insanın Şii olması Hıristiyan olmasından kötü. Çünkü Hıristiyan nihayetinde ehli kitaptır. Üç dinden bir tanesindendir; Allah onu işte selamete erdirebilir, belki cennete de koyar, ama Şii ise sapkınlık var orada. Yani dini bozmaya çalışmak var...”  Önceki gün yaptığı açıklamada kendisi de bunu doğruluyor, ancak diyor ki; “Bu söylediklerim benim görüşüm değil, bunu Mısır için söyledim. Onlar böyle düşünüyor!” Sonra da döne dolaşa “bazı kişilerin kendisi üzerinden Türkiye'de Alevi-Sünni çatışması çıkarmak istediğini” yazıyor…

Star’da İslam, Suriye ve ODTÜ için yazdıklarını okumasam ben bile buna inanacağım ama bu tür adamların sıkça kullandığı “meşhur” sözü yine hatırladım: “Ben söylemedim, söylüyorlar!”

(Yurt Gazetesi)

Necdet SARAÇ | Tüm Yazıları
Hits: 1301