Katil Elektrik Süpürgesi Çıktı!

~ 13.01.2013, Mine KIRIKKANAT ~

Birkaç yıl önce, bir can yoldaşımın Türkiye ile arasına mesafe koyması gerekti. Tabii Paris’e attı kapağı. Bana çok yakın oturan ortak bir arkadaşımızın yanına yerleşti. Biri Çıtır, öteki Fıstık, iki sarışın birbirlerine iyi geliyorlardı. Çalışmadığım ve uyumadığım tüm zamanı onlarla geçiriyor, kendi evime akşamdan akşama dönüyordum.
Paylaştıkları nohut oda bakla sofa daire, kunt bir apartmanda, bir yanı ana caddeye, bir yanı sokağa bakan merkezi bir adresti. Tek dezavantajı, üst kat komşusu Hintli kadının harbi deli olmasıydı. Kocasının dayanamayıp terk ettiği kadın, sabaha kadar ağlıyor, bağırıyor, durduk yerde tepiniyordu. Apartman illallah demiş, zaten Fıstık da resmen şikâyet etmişti; ama Hintli deli kimseyi öldürmediği sürece yapacak bir şey yoktu.

 

***


Fıstık bir süre için İstanbul’a gidince, konuk ettiği Çıtır evde yalnız kaldı. Yabancısı olduğu bir ülke, kendisinin olmayan bir ev, dilini konuşmadığı insanlar, elbette gün içinde ben vardım ama gece gelir ya korkular, kolay değildi.
Bir gece yarısı, hâlâ çalışıyordum. Telefon çaldı. O saatte ancak bir felaket haberi verilir. Yüreğim ağzımda, titrek bir sesle
“Alo?” dedim. İstanbul’dan Fıstık arıyordu. Onun sesi titremiyor, resmen dişleri takırdıyordu. İki takırtı bir sözcük düzenindeki mors şifrelemesinin çözümü, aşağı yukarı şöyleydi: “Bizim Hintli karı ölmüş, cesedi kokmuş, apartmanı polis basmış, Çıtır çok korkuyor...”
Fıstık’la morslaşmayı kesip, Çıtır’ı aradım. Onun da çeneleri atıyordu. Ödü patlamıştı. Bir pencereden yan sokağın kırmızı beyaz şeritlerle kesildiğini görüyordu, öbür pencereden ana caddenin.

 

***


Cadde her iki yönde trafiğe kesildiğine göre olay önemli, durum tehlikeliydi. Apartmanın önünde, sürü sepet polis arabasının dışında itfaiye kamyonu ve cankurtaran bekliyordu. Anlaşılan, cinayet ihtimalinden terörist saldırıya, intihardan gaz patlamasına her türlü önlem alınmıştı. Apartmanın içi polis kaynıyordu. Zaten gürültü, telefonda bile duyuluyordu.
Çıtır, sığındığı yatak odasında usul usul bunları anlatırken, salondaki telsiz telefon çaldı. İstanbul’daki Fıstık çatlıyordu elbet. Çıtır’ın iki kulağında birer telefon, beyin fırtınasına başladık. Hintli deli karı ya ölmüş ya da öldürülmüş olmalıydı. Doğalgazla intihar ettiyse, gaz patlaması ihtimali de vardı. Kendini bir pencereden ötekine atıp polisin taşıdığı alet edevatı sayan Çıtır’a sordum:
“Ceset torbası var mı, ceset torbası?”
Ne de olsa gazetecilik var, serde. Başlığa sonuç çekilir, ceset torbası varsa, ölü var demektir. O gün gülemedik bu lafa. Bugün çok gülüyoruz.
“Neye benzer ceset torbası, bilmiyorum ki...” diyebildi Çıtır. Kapının deliğinden bakmasını önerdim.

 

***


Meğer polis daha önce davranmış, tam o sırada bizim kapıyı çalmasın mı? Çıtır, iki kulağında iki telefon, kapının önünde durakaldı. İstanbul’dan Paris’e, polisin bir zile basıp, bir avucuyla vurduğu kapı sesini dinledik. Çıtır yerinden kıpırdayamıyor, çünkü parkeler gıcırdıyor.
Dışardaki, içerde kimse olmadığına kanaat getirince, üçümüz birden rahat bir soluk aldık. Bizim Çıtır usulca salona çekildi ve pencerede kiminle göz göze geldi dersiniz?
Yukarı kata uzatılan merdivene tırmanan it
faiyeciyle!
O gece yukardaki dairede neler olup bittiğini, ertesi gün çok sevdiğimiz apartman kapıcısı Faslı
Fatima’dan öğrendik: Evden günlerdir gelen bir homurtudan işkillenen komşular, polise haber vermişler. Polisin gaz kaçağı, can çekişme hırıltısı diye bölük sevk ettiği homurtu, deli karının kim bilir nereye giderken çalışır bıraktığı elektrik süpürgesinden gelirmiş meğer...
Katil elektrik süpürgesiymiş, polis de fişini çekip gitmiş!


G NOKTASI?

Paris’te üç PKK’linin öldürüldüğü mekânın, Fransız polisi tarafından izlenmemesi mümkün olmadığı gibi, o dairenin alt, üst ya da yan dairesinde yaşayan birinin mutlaka polis hesabına gözcülük yaptığı da kesindir. Bu üçlü cinayeti Fransız polisinin işlemediğini düşünürsek, işleyenler mutlaka ve mutlaka, ya Fransız polisine nal toplatacak kadar üst düzeyde bir gizli servisin elemanı, ya da bizzat o mekâna girip çıkanlar arasına sızmış, satın alınmış, kiralanmış bir hizmetlidir.

Kıssadan hisse: Tüm komşularıyla kavgalıyken, o komşulardan gelip o komşulara kaçan iç düşmanla barış yapmak, aptallık değilse, akıl hiç değildir. Hele İsrail, dostum dediğiniz Kuzey Irak’ta, kimi Kürt aşiretlerin Yahudi kökenli olduğunu iddia ediyorsa...


“Öldürmek istediğimde, bir cinayet öyküsü yazarım. Herhalde bu sayede katil olmadım.”

PİERRE MAC ORLAN

 

13 Ocak 2013 - Cumhuriyet

Mine KIRIKKANAT | Tüm Yazıları
Hits: 2305