Atatürk'ü Silmeye Güç Yetmez.

~ 12.12.2012, Ertuğrul KAZANCI ~

“Mazlum” ulusların antiemperyalist önderi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk, devrimci ideolojisiyle birlikte kendi ülkesinde yok edilmek istenmektedir. Ama bilinmesi gereken odur ki; tarihsel akışın çağcıl ve bilimsel mantığına aykırı bu uğraş, ulusumuzun değer tanır bilincinde yer bulmayacaktır.

Ülke ve ulusunun kıvanç ve övgüleri ötesinde evrensel kabul görerek olumlu bir önemsenme alanı yaratmış kişiler, haksız ve insafsız yergilere hedef olabilmişlerdir. Ömürlerini canları pahasına toplumlarına adamış insanların, katı karşıtlıkların önyargılarıyla karalanmak istenmeleri, şaşkınlık ve hatta dehşet vericidir. Atatürk de kimilerince aynı kınanası söz ve davranışlara muhataptır.

Akıl, olgu ve algılama öğelerini dışlayanlar için Atatürk, günümüz Türkiyesinde ve Sevrcilerin dünyasında başlıca ve bağnazca bir hedeftir. Oysa Atatürk, ne yapmıştır? Çanakkalede Osmanlının onurunu kurtarmış, sömürgecilere fırsat vermeyen bir direnci tarihe armağan etmiştir. 1909 tarihinde yönetimden indirilen eski Devlet Başkanı II. Abdülhamitin bu konudaki anıları, kimilerince dikkatle okunmalıdır. İlgi çeken vurgulama; Anafartalar kahramanına duyulan takdir dolu ifadelerdir. Anı defterinde”: “Devletin yüzünü ağartmış, büyük devletlerin ordu ve donanmalarını yüz geri etmiştir denilmektedir. Çanakkale ve Atatürkün adını şimdilerde yan yana getirmemeye çalışanlar, özellikle okumalıdırlar. (*)

Atatürk, emperyalizmin öğütlerine göre davranan uzlaşmacı alçalışa, Anadolu İhtilaliyle bayrak açan halk mücadelesinin rehberidir. Kendisinin yanı sıra, İstanbulun idam fermanlarına hükümlü yurtseverlerle beraber, özgürlük ve bağımsızlık kıvancını ülkeye yaşatan öncü iradedir.İleri ve toplumcu ölçütlü ulus-devlet kurumunun da yetkin bir yol göstericisidir.

İrdeleme:

Kemalist devrimin hangi bölümü yadsınabilir ve hangisi halk zararınadır? Nesnel kıstaslarla vurgulanması gerekirse; biat yöntemine, Cumhuriyet son vermiştir. Tebaalık, yurttaşlık sıfatıyla konum değiştirmiştir. Eğitim, sağlık, ulaşım, sanayi ve tarımı kapsayan üretime dayalı çabalar, toplumsal aşamalardır. Hukuk, kadın hakları, yazı, dil, harf, kıyafet ve güzel sanatlara ilişkin atılımları nasıl bir devrim gerçekleştirmiştir? Bilimselliği amaç saydığı ya da halkçı-devletçi, barışçı ve demokrat ulusal bir Cumhuriyet için mi Atatürk suçludur?

Hangi affedilmez yanlışları söz konusudur ki, koyu yergilerden tutunuz da suikastlar bile Atatürkü bulmuştur? Devrimin, halka mal olmamış safhaları vardır diyebilen siyasal iktidarların eleştirilerine neden muhatap kılınmıştır?

Düşünce ve siyaset adamları, Gandiden Lenin, Muhammet Ali Cinnah, Venizelos ve Nehruya; Maodan Nasır, Chavez ve Titoya; De Gaulleden Habip Burgiba, Sukarno ve Nkrmaha; Churchillden Roosevelt, Kalinin ve Brianda doğru dile getirilen övgülerle anılan bir liderin, temelini attığı ülkede hezeyanlarla karşılaşması acı değil midir?

Kübada Castro, Esinlendiğim lider Atatürktürdiyerek Nutuk yapıtını Havanada okurken Venezüella, Şili, Meksika, Hollanda, İtalya, Belçika, Yeni Zelanda, Avustralya, Hindistan, Pakistan, Macaristan, Romanya, Bulgaristan, Makedonya, Gürcistan, Kazakistan ve Kırgızistan niçin Atatürkün; büst, anıt ve cadde adlarını bağırlarında taşımaktadır? Örneğin; JaponyanınKuşimintokentinde Atatürkün atlı heykeli neden vardır? Yapılacak saptamaların ötesinde bunca dış ülke, nasıl gerekçelerle saygın Mustafa Kemali simgeleriyle ülkelerinde tutmaktadır?

Kurtuluş savaşımızda düşman ama sonrasının dostu Yunanistan Başbakanı Venizelosun 1930 yılında Ankarayı ziyaret ederek Dünya barışının seçkin ve ödüle en layık kişisiolarak Atatürkü selamladığını hiç mi okumamışlardır? Keskin sömürgeci İngiliz Başbakanı Lloyd George, “Ne yazıktır ki; bu kez bir deha, Türkiyeye isabet etti yakınmasını dürüstçe söyleyebilirken Atatürk karşıtları hiç mi ders almamışlardır?

Atatürkü ve kadrosunu küçülterek Cumhuriyet ve devrime özensiz tavır almak, tarihi bilmezlikle eşdeğerdir. Kurtuluş savaşında sadece Yunanlılarla çarpışılsaydı, İnönü,Lozanantlaşmasını imzalarken 11 ülkenin delegeleri hangi sıfatla karşısında bulunuyorlardı?

Atatürk, zulümden kurtarmak için başına geçtiği ve onurlu bir yaşamsallık sağladığı halkına güvenmiştir. Ama yurtsever halkın arasına karışarak haince pusu kuranlara da işaret etmiştir. Çünkü onlar, ret ve inkârdolu hınçlarını hiç eksiltmemişlerdir. Önce canice tertiplerle canına, sonra da Cumhuriyet ve devrime kastetmişlerdir.

Gündemlerine Atatürkten iz bırakmamak üzere; Ulusçulukla hesaplaşmayı alanlar, anıtların yollarını kesenler, Kurtuluş Savaşı isyancıları adına vakıflar kuranlar, Lozan düşmanlığında Sevrcileri aratmayanlar ortadadır. Çöpe atmaktan konu açanlar vicdan özgürlüğünü kötüye kullananlar, hukuksal üstünlük ve işleyişi örseleyenler, emperyalist bağdaşıklar ve nihayet eskinin dönek liberalleri, Atatürkü tasfiye peşindedirler.

Sonuç:

Bu ulus; emperyalizmin yedi düvelinemeydan okumuş ve üstelik içteki şakilerle baş etmiş görkemli bir geçmişin kalıtımını taşımaktadır. Bu ulus; egemenlik erkini cumhura mal eden kudrettir. Bu ulus; demokratik halk devrimini gerçekleştiren özgün bir kuvvettir.

Hurafe ve safsatalara dayalı siyasetler gün olur becerisini yitirir. Ortada kalacak olan, ilerici ve toplumcu ulus-devlet zeminidir. Atatürkü halkından kopararak silmeye çalışanlar, sadece; bedhahlar yani kötücüllerdir. Tarihin çöplüğü de Atatürkü değil, onları beklemektedir

(*) age. Sayfa: 155- 156.Alter y. Ank, 2009

Av. Ertuğrul KAZANCI

Eski ADD Genel Başkanı

(Cumhuriyet)

Ertuğrul KAZANCI | Tüm Yazıları
Hits: 1303