Muhalefet Sorunu

~ 07.12.2012, Ercan YEŞİLYURT ~

Her ülkede insanlar, toplumsal sorunların çözümleri hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu bireylerin tek tek sorunlar konusunda görüş belirtmeleriyle sonuca ulaşmaları mümkün değildir. Toplumun sorunlarını çözmek için, ortak görüşleri paylaşan insanların oluşturduğu grupların, siyasal iktidarı ele geçirmek amacıyla örgütlenmeleri siyasi partileri ortaya çıkardı. Parti örgütlenmesi için önce bir ideolojiye yani bir dünya görüşüne ve bunu yapacak amaca uygun araçlar kullanarak hayata geçirecek nitelikli kadrolara ihtiyaç vardır. Her toplum, kendisini yönetecek kadroları kendi içinden, kendi yapısına uygun olanlardan çıkarır. Yönetenler toplumun tümünden her zaman destek bulamaz. Çok partili sistemler de bu ihtiyaçtan ortaya çıkmıştır. Yani yönetim konusunda başka alternatifler de olduğunu ve yeni iddiaları olduğunu söyleyenler muhalefeti oluşturmuşlardır. Ayakları o toplumun gerçekleri üzerinde yere basan ve karşılık bulan bu muhalif güçler yönetebilme niteliğini gösterip iktidar hedefine ulaşmışlardır. Çok partili sistemler bu iddialı yapılar üzerinde yaşamaktadır.

Ülkemiz siyasi yapısı üzerinden baktığımızda, iddiaların hiç de alternatif politikalar üzerinden yapılmadığını görüyoruz. Bütün çatışmalar sistem içi, dayatılmış küresel piyasa ekonomisi alanında yapılmaktadır. Yani muhalefet ben bu yapıyı senden daha iyi yönetirim söylemi dışına çıkamıyor. Kurallarını kendilerinin koyduğu, talan ekonomisine serbest piyasa diye herkese kabul ettirmiş durumda olan sağcılara, alternatif bir sol yoktur. 1980 24 Ocak kararlarından beri, piyasaya terk edilen ekonomiye, mevcut sistem içi sol muhalefet hiçbir seçenek sunamadı. Bugüne kadar biz piyasaya karşıyız bile diyemediler. Gelişmiş Batı ekonomilerindeki yapıyı piyasanın yarattığını sandılar.

Bizim muhaliflerin sorunu temelde ideoloji krizine dayanan bir sorundur. Sisteme bu rahatlığı sağlayan asıl neden elbette soldaki mevcut yapıdır. Muhalefetin yokluğundan söz ediliyor çoğunlukla. Bu sorun hem sistem içi muhalefet açısından hem de sisteme karşı muhalefet açısından geçerli. On yıllık AKP iktidarı Türkiye tarihinde ilk kez bu kadar rahat bir ortamda iktidarını sürdürüyor.

Bunda sistem karşıtı sol hareketlerin zayıflığı kadar, düzen partilerinin sistemi biz bunlardan daha iyi yönetirizuyuşukluğunun da payı var. Ayrıca bugün solu etkisiz kılan en önemli sorun, kendisini solun içinde gösteren Kürt siyasi hareketidir. Ayrılıkçı bir zeminde mücadele edip birlikteliği de sözde ihmal etmeyen bu Kürt hareketi solda bunalıma sebep oluyor. Mevcut siyasi yapı tümüyle sosyalist hareketi ve ideolojiyi meşru saymadığı için de çözüm olacak soldan gelen girişimlerde sürekli boşa çıkarılıyor.

Siyasi parti, oluşum ve çıkış tarifinde belirtildiği gibi sistem içi sol partiler de, çözüm için görüş üretecek kadrolar da mevcut değil. Aslında vekil tarifini de bilmiyorlar. Vekil, belli bir konuda çözüm üretecek nitelikli, donanımlı kimseye denir. İnsanlar kıytırık bir dava için en iyi avukata vekâlet verir de, ülkeyi yönetecek vekilde nitelik aramazlar. Sağda sorun yok, onların başkanları yetiyor. Solda muhalefetin niteliği kavranamadığı için kadro ve ideolojiye önem verilmiyor. Sağcılık, doğuştan aileden geliyor, solculuk bilinçle oluyor. Hiçbir yeteneği olmayan bir sürü sıradan niteliksiz insanın vekil yapması bunu ispatlıyor zaten.

Aslında 1950-60 arası CHP ve 1965-69 TİP muhalefetini zahmet edip biraz okusalar, hem kendilerini hem de Türkiyeyi rahatlatacaklar. Solun kendi krizini aşmasının yolu da muhalefetin ve mücadelenin içinden çıkacak.

(Cumhuriyet)

Ercan YEŞİLYURT | Tüm Yazıları
Hits: 1263