Darbeleri Araştırma Komisyonu'nun darbe yerleştirme misyonu!

~ 12.11.2012, Nihat BEHRAM ~

Süreki yalana, sahtekârlığa, karanlık hesaplara, bilim ve aydınlanma düşmanlığına dayalı bir ‘oyun’ hazırlayıp, sahneliyorlar. Sahneyi oyunun dekorlarıyla donatıyorlar! Bakanı, vekili, sivili, askeri, yerlisi, yabancısı, medyadaki erketesi, tezgâhçısı, şakşakçısı elbirliğiyle.


Bir bakıyorsunuz aktüel oyun ‘türban’! Sahnede bu oyunun gerektirdiği dekor ve oyuncular! Bir bakıyorsunuz, “12 Eylül’den hesap sorma” oyunu. Bir bakıyorsunuz, “yeni anayasa”, bir bakıyorsunuz, “demokratik açılımlar”, “kahvaltılar”, “vesayetle hesaplaşma”, “özgürlük”....


“Darbecilikle hesaplaşma” konulu oyun, sahnenin demirbaşı. Darbeci ‘öcü’! Cılkının cılkının cılkı çıktı! Ama oyunun şakşakcı seyircisi onu sürekli sahnede tutuyor. Sistem ondan besleniyor. Öcüden!


Dekor muhteşem! Her gün yeni eklemelerle daha da renkleniyor! Sahneye şimdi bir de “TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu” kurdular. ABD güdümlü dinci ‘Sivil AKP Darbesi’nin ‘özel yetkili savcısı’ rolünde.  Özünün bu olması kimin umurunda? Sahtekârı ve yardakçısından alkış ki alkış. Gişesi önünde yazarı, çizeri, gazetecisi, medya patronu, bakanı, vekili sıraya girdiler. Bu ‘epik’ oyuna, rol kapıp dâhil olacaklar. ‘Şeytan taşlayacaklar’! Demokrasi hacısı olacaklar! Alayı kukla ve sahnenin, daha doğrusu ‘sahte demokrasi oyunu’nun  figüranı. Sorguya çağrıldığında çıkıp da, “Sen kimsin ki; sana ne benim düşüncemden, ister darbeci düşünce taşırım ister haybeci!” diye, ‘imamın sorgucusu’na dellenen yok. Topyekûn haybeci, topyekûn teslim!


Helal olsun ona ki, Hüsamettin Cindoruk, ağızlarının payını verdi.  Hukuka saygısı ve haysiyetli duruşuyla. Aynı tutarlı tavrı Kemal Anadol sergiledi. Bir de Baykal. Keşke o da hiç gitmese, basın açıklamasıyla yetinseydi. Hukuk dışı o komisyonu muhatap alıp ifadeye gitmek, demokratlık onuruna hukuka ve halka sıkılmış biber gazıdır! Bu komisyondaki muhalif vekiller de, AKP’nin gizli emellerine alet olmakta, ona hizmet etmektedir. Medya şovu bu hizmetin mazeret örtüsü, yani avuntusudur.


Darbe ve muhtıraları araştırıyorlarmış! Darbecinin daniskası ABD yönetimi değil mi? 12 Mart, 12 Eylül kanlı darbelerini yapanlar, Şili’den Arjantin’e dünyanın her köşesinde kanlı darbelerin mimarı ABD Genelkurmayı, CIA, Beyaz Saray ve onlara uşaklık yapanlar değil mi? ABD Genelkurmay Başkanı, CIA Başkanı, ABD Dışişleri Bakanı… Biri gidiyor biri geliyor. Ülke kanlı darbecilerin yolgeçen hanı. Hancı, zaten sivil darbeci! Onlar nerede? Darbeyle hesaplaşıyorlarmış! Sen bu ‘oyun’u kime kakalıyorsun?


Şu hale bak, gelinen noktadaki şu teslimiyet ve panik havasına: 29 Ekim’de CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz K. Salıcı, asker, sivil erkana karşı “Sizin koruyamadığınız Cumhuriyeti biz koruyoruz!” diye bağırmış. ‘Darbeci’ diye çullandılar da çullandılar. Kendisi bile, “Askeri kastetmedim, darbeci değilim!” diyerek öfkesine sahip çıkamadı. Ne var bunda, neden ‘çevir yanmasın’ yapıyorsun? ABD güdümlü 12 Mart’la, 12 Eylül’le bu ülkede Cumhuriyet ve kazanımlarının katlinde rol alan kim? Asker değil mi? AKP de bizzat o 12 Eylül’ün kuluçka ürünü değil mi? “Evet, Cumhuriyet’i koruyamadınız!” de. “Laisizmi, aydınlanmayı korumak, demokrasi ve çağdaşlığa tutkulu her yurttaşın temel görevidir, bu göreve sadık olmadınız!” de. “İmam’a teslim oldunuz!” de. “Laisizmi savunma duygusu taşıyan Genelkurmay Başkanı Başbakan’a iftar sofrası açmaz!” de. “ÖSO adlı, ABD güdümlü, laisizm düşmanı şeriatçı katillere destek olanlar, demokrasi ve aydınlanmanın koruyucusu olamaz!” de. “Cumhuriyeti savunan biri, kutlama yasağına sessiz duramaz!” de. Ama bunun için de, “Ağacın iyisi özünden, yiğidin iyisi sözünden belli olur!” diyen Karacaoğlan ruhu taşımak gerek.

Demokrasiye yürüyüşün, insan haklarını almanın, özgürlüğe kavuşmanın başka çaresi yok: bu oyun bitecek. Halk, bu yalan ve sahtekârlığa dayalı sahnenin perdesini, eninde sonunda indirecek!
____________________________________________
Puşkin:
“Yalan, bacaları karartan is gibi insanın içini karartır!”

(Yurt Gazetesi)

Nihat BEHRAM | Tüm Yazıları
Hits: 1681