Mesleğin İtibarı Timsahın Gözyaşlarıyla Korunmaz.

~ 03.11.2012, Av. M. Haşim MISIR ~

02.11.2012 günlü Vatan gazetesinde yayınlanan “Bunlar da delil değilse” başlıklı Kemal Göktaş’ın yazısında “ÖSYM, 4 çiftin birebir aynı cevap anahtarı verdiği, bir yıl önce barajı geçemeyen 26 adayın bir yıl sonra ilk 50’ye girdiği, yanlış cevaplar üzerinde birleşilen, yüksek matematik puanlarına rağmen kitapçıkta hiç karalama yapılmadığı tespit edilen avukatlıktan hakim ve savcılığa geçiş sınavını iptal etmişti. Ancak mahkeme, bir adayın açtığı davada “kopya çekildiğine ilişkin somut delil yok” diyerek iptal kararını durdurdu. Böylece sınav geçerli hale geldi… Ankara 2. İdare Mahkemesi, ÖSYM’nin şaibeli sonuçlar alındığı gerekçesiyle Avukatlar İçin Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı Sınavı’nın iptal edilerek tekrarlanması ile ilgili kararının yürütmesini durdurdu… Mahkemenin 17 Ekim 2012’de verdiği bu kararın ardından ÖSYM, Bölge İdare Mahkemesi’ne itiraz etti. Bölge İdare Mahkemesi’nin ÖSYM’nin itirazını reddetmesi halinde şaibeli sınav geçerli sayılacak ve yeni bir sınav yapılamayacak.” haberi var.
Sınav avukatlık mesleğinden hakimliğe geçişle ilgili. ÖSYM hatasını kabul ve sınavı iptal ediyor. Bağımsız yargı ise bağımlılığına halel gelmesin diye sınavı geçerli hale getirmeye çalışıyor.
Olay nereden bakarsanız bakın yürekler acısıdır. Yargının sav savunma kararla birlikte iflasının ilanıdır.
Önce dava açan avukat arkadaşıma birkaç söz söylemek isterim. Dava açmak en doğal hakkın ama şaibeli bir sınav sonucu hakim veya savcı olmayı gerçekten içine sindirecek ve ömür boyu bu yaftayı boynunda taşıyacakmısın? Bilemem, ama bildiğim bir şey varsa gerçekten yeterliysen sınav kırk kere iptal edilse yine kazanırsın.
Önce avukat olduğunu unutma. Unuttuysan hatırlatayım avukat olurken “Hukuka, ahlaka, mesleğin onuruna ve kurallarına uygun davranacağıma namusum ve vicdanım üzerine and içerim” yeminini yaptın. Mesleğin onurunu koruyacağına namusun üzerine yemin ettin. Kamudaki yüz kişiden doksan dokuzunun şaibeli olduğuna inandığı bir sınavla hakim veya savcı olsan ne olur, olmasan ne olur. Yarın onurlarına ihanet ettiğinin avukatlara ne yüzle bakacaksın, iyi düşün. Hoş sana avukatlarla konuşma! dersini de verecekler. Belki rahatlayacaksın, ama bil ki gene ettiğin yeminle söyleyeyim vicdanın hiçbir zaman rahatlamayacak.
Birazcık meslek onurunu düşünürsen derhal davadan vazgeçmek zorunda olduğunu görür ve yaparsın. Bu çocuklarına bırakacağın en büyük miras olur. Bak, Allah rahmet eylesin her şey unutuluyor ama ustan Avukat Özdemir Özok’un Anayasa Mahkemesi üyeliğinden istifasını unutmadı, seven de, sevmeyen de onu hala takdirle anıyor
Sonra baroların ve Türkiye Barolar Birliği’nin suskunluğu ise olayın bir başka vahim boyutu. Sınavın iptaline neden olan avukatlarla ilgili bir soruşturma var mı? Yok. Bunlar mesleğin itibarıyla oynamadılar mı? Bal gibi oynadılar. Avukatlık Kanunu 76 “…meslek düzenini, ahlakını, , saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak,” temel işleviniz değil mi? Avukatlık Kanunu 95/4 Baro yönetimlerini, 110/3 Türkiye Barolar Birliği yönetimini “mesleğin ahlak ve geleneklerini korumakla” görevlendirmiş mi? Görevlendirmiş. Peki neredesiniz. Beyler yazıktır bir mesleğin kamudaki itibarıyla bu kadar oynanmaz. Oynanmasına göz yumamazsınız. Göz yumarsanız söylemleriniz timsahın gözyaşından öteye gitmez.

Av. M. Haşim Mısır
 

Av. M. Haşim MISIR | Tüm Yazıları
Hits: 2119