Davutoğlu politikalarına vahim bir örnek

~ 24.08.2012, Cüneyt ÜLSEVER ~

Ahmet Davutoğlu Dışişleri Bakanı olduğu günden beri yazıyorum.

Ahmet Davutoğlu bir hayal dünyasında yaşıyor. Gerçeklerden kopuk. Zira gerçeğin en doğru kavranmasını sağlayan matematik olgusundan uzak.

“Benim iddiam; Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun çok değişkenli bir dünyada değişkenlerin aynı anda birbirlerini nasıl etkilediğini hesaplamaya yarayan ‘matris’ kavramından mahrum olduğudur.

Halk tabiri ile söylersek Davutoğlu hesap adamı değil! Attığı adımın bir sonrasını hesap edemiyor.’’ (Yurt Gazetesi-16.08.2012)

Ancak, hesapsızlığının bedelini Türk milleti ödüyor.

***

Çok değişkenli bir dünyada değişkenlerin aynı anda birbirlerini nasıl etkilediğini hesaplayamadığına dair bir sürü örneği eski yazılarımda kullandım.

Bu yazımda yeni ve taze bir örnek vereceğim.

Hem de yine vahim bir örnek!

***

Ardımızdan dolanarak Suriye’de aylardır Kürtleri örgütlediği ortaya çıkan Barzani’nin Kuzey Irak’daki “Kürt petrolünü” yurtdışında satabilmek (ihraç edilebilmek) için Maliki’nin Merkezi Hükümeti’nden “ihracat lisansı” (export oil licence) alması gerekmektedir. Barzani kendi bölgesinden doğrudan arama ve ihracat yapmanın Anayasal hakkı olduğunu iddia etmekte ama Maliki aynı Anayasadan hareketle petrol gelirlerinin tüm Irak’ın ortak hakkı olduğu gerekçesi ile doğrudan ihracat hakkının olmadığını iddia ediyor.

Merkezi izin işlemi uluslararası normlara göre dünyanın her ülkesinde geçerlidir.

Maliki bu izni vermeyince Barzani önemli bir gelir kaybına uğruyor. Bu sorunu aşabilmek için Türkiye’yi ziyaret etti, ABD’de hem Başkan Obama hem de Amerikan petrol şirketleri ile görüştü.

Sonunda Kuzey Irak Bölgesi’nde çıkan petrolün, Türkiye üzerinden dünyaya arzını temin etmek üzere, Türkiye Barzani’ye “transit geçiş izni” vererek Mersin Serbest Bölgesi’nden ihraç edilmesine imkân sağladı. Hâlbuki Türkiye, Irak Merkezi Hükümeti’nden “ihracat lisansı” almamış petrole ne kendi kullanımı için “ithalat izni” ne de kendi üzerinden başka ülkelere satılması amacıyla “transit geçiş izni” verebilir. 

Şu anda Kürt petrolünün “izinsiz ihracatı” Mersin Bölgesi’nden yapılmak üzere Türk Hükümeti’nden izin almış durumda.

Türkiye “uluslararası hukuku” hiçe sayıyor.

Tıpkı, Davutoğlu’nun Merkezi Hükümet’ten izin almadan Kerkük’ü ziyaret etmiş olması gibi!

Tıpkı Irak Merkezi Hükümeti’nin suçlamaları karşısında İnterpol’ün kırmızı bültenle aradığı eski Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Haşimi’ye hükümetin “oturma izni”  vermesi gibi!   

***

Doğal olarak Irak Merkezi Hükümeti kendisine bağlı bir birime kendisinin vermediği izni hiçe sayarak yardımcı olmamıza çok bozuluyor.

Onun da eli armut toplayacak değil!

Irak Merkezi Hükümeti ile Türkiye arasında SOMO (devlete ait Irak petrol pazarlama şirketi ) üzerinden gerçekleştirilen bir petrol satış anlaşması var. Buna göre Irak, Türkiye’ye petrol veriyor, bu petrol TÜPRAŞ’ta rafine ediliyor ve nafta, benzin, fuel oil gibi çeşitli petrol ürünleri olarak Irak’a geri yollanıyor. Buna karşılık bir miktar petrolü de Türkiye kendi ihtiyaçları için “uygun fiyattan” satın alıyor.

Ortada Irak ile ortak bir ticaret var ve Türkiye bu ticaretten kendisine çıkar sağlıyor.

Ancak artık Irak Merkezi Hükümeti bu anlaşmanın sürdürülmesi konusunda isteksiz.

Anlaşmanın yenilenmesi yerine, başka “yakın ülkelerle” görüşmeye başladı. Yeni dönemde belki de aynı anlaşmayı başka bir ülke ile yapacak!

Ayrıca SOMO petrolünün kalitesi Kürt petrolünün kalitesinden yüksek!

***

Biz Barzani uğruna uluslararası hukuku çiğniyoruz.

Irak’la hasım oluyoruz. Irak bizimle anlaşmayı uzatmaz ise evdeki bulgurdan da olacağız

Bir sabah uyanıyoruz ki, Suriye’de “Batı Kürdistan” kurulmuş.

Ardında Barzani var!

“Hesap kitap bilmeden dış politika üretme” konusunda okullarda okutulması gereken bir örnek vaka!

(Yurt Gazetesi)

Cüneyt ÜLSEVER | Tüm Yazıları
Hits: 1352