Milli Savunma Suçunun Cezası: Balyoz

~ 15.08.2012, Mine KIRIKKANAT ~

Elektronik ve atom mühendisliği hocası, biricik kardeşim Dr. Faruk Yarman, HAVELSAN Genel Müdürü iken, geçen yıl bu zamanlar, Balyoz davası kapsamında tutuklandı. Hükümeti cebren düşürmeye teşebbüsle suçlanıyor, ancak tutuklulukta geçirdiği bir yıldır, suçuna ilişkin gerçekçi bir kanıt ortaya konulamıyor.

Dava iddianamesine göre kardeşim Faruka yöneltilen suça ilişkin yegâne bulgu: Bilinmeyen bir yerde denize bırakıldıktan sonra Beşiktaş iskelesi yakınlarında ortaya çıkan bir gazoz şişesinin içine tıkılmış bir pusuladır!

Üstünde tam olarak Faruk Yarman hükümeti cebren düşürmeye teşebbüs etmiştirifadesinin bile yer almayıp, teşebbüsün imayoluyla ihbar edildiği pusulanın tıkıldığı gazoz şişesi, denizden çıkarılıp yetkililerin eline geçer geçmez gereği yapılarak, HAVELSAN Genel Müdürü tutuklanmıştır

***

Bilmem, illiyet bağı içermeyen hiçbir kanıt ya da iddianın, hukuksal değer taşımadığını belirtmenin bir yararı var mı? Şüpheli olarak gözaltına alınanların, papatya falı açar gibi tutuklandığına, sonuncu yaprak suçsuzçıkınca bile Aa, bir de sap var, o zaman suçlu!diye tutuklu kaldıklarına bakılırsa, sanırım hukuk var saymak da boşuna, mantık yürütmek de.

Yasama, görülmekte olan davalara bakanlar dışındaki ÖYMleri kaldırdı. Ama kardeşim Faruk ve diğer sanıkların tahliye talepleri, Balyoz davasına bakan ÖYM tarafından atılı suçun mahiyeti dolayısıyla adli kontrolün yetersiz kalacağı gerekçesiyle 6 Ağustosta yine reddedilmiş bulunuyor.  

Faruk Yarman, Balyoz davasında yargılanan tek sivil. İddiaya göre başarısız darbenin beceriksiz asker sanıkları, bir sivil ona güvenmiş, yine iddiaya göre darbeden sonraki yapılanmada, kendisiniMilli savunma sanayisini koordine etmekle görevlendirmeyi planlamışlar. Yani Faruk, hükümeti cebren devirmeye teşebbüsten yargılanırken, darbeye doğrudan iştirakle bile değil, sonrasının savunma sanayi genel koordinatörü olmak olasılığıyla suçlanıyor.

Oysa Faruk Yarman, tutuklandığı sırada zaten Türk Savunma Sanayiinin belli başlı iki kurumundan birinin, koskoca HAVELSANın başında. Türk Savunma Sanayiini yasanın kendisine verdiği görevle, zaten bir biçimde koordine ediyor. Şu mantıksızlığa bakın ki, zaten sürdürmekte olduğu görevi, darbe olursa üstlenmek gibi, abesin abesi bir yakıştırmayla suçlanıyor.

***

Milli Eğitim Bakanlığının bursuyla ABDnin 1 numaralı üniversitesi, Massachusetts Institute of Technologyde atom mühendisliği alanında doktora yapmış, milli kere milli, bir çırpıda sayılamayacak kadar çok esere imza atmış ve bu çerçevede yabancı şer odaklarını belli ki pek rahatsız etmiş HAVELSANın efsane genel müdürü, biricik kardeşim Faruk Yarmanın gerçek suçu şudur: Seçkin maiyetinin eşsiz bir orkestra şefi olarak HAVELSANı pek çok ürününü ihraç edebildiği kapasiteye taşımak!

Geçen çarşamba kendisini ziyarete gittiğim 5 Nolu Silivri Cezaevinde tekrar sordum :

- Tutuklandığın sırada HAVELSANın cirosu neydi Faruk, ve şimdi ne?

- 300 milyon dolardan fazlaydı, ağabey Bu yılı ben şekillendirdiğim için şükür yine bu tutara yakın. Ama önümüzdeki yıl, 10 milyona düşüyor!

***

Balyoz davası sanıkları arasında,hükümeti cebren düşürmeye tevessül edenlervar mı, yok mu? Bilemeyiz, buna yargı karar verecek.

Ancak,hükümeti cebren düşürmeye kalkıştığı iddia edilenlere karşı, onları örgütlü cürüm halinde imha etmeye çalışan bir şebekenin etrafta kol gezdiği, gören gözler için ayan beyan, ortada.

Ey papatya falı bakarak, milli kere milli, dürüst ve güzel insanlarımızı suç tasniine boğan, haşre kadar yanacak, oyuncak civanlar! Şimdi bir düşünün bakalım Milli Savunma Sanayimizin kahramanı Faruk Yarman niçin tutuklandı, o çakı gibi general, bu kahraman subay, şu bıçkın fidan gibi teğmenin başına vurulan balyoz, aslında neyi unufak ediyor? Milli Savunma Sanayimizi, köküne kadar milli bilişim sektörümüzü değil mi?

Yargıçların gerçekleri er geç göreceklerine yürekten inanıyorum, inanmak istiyorum.*

Prof. Dr. TOLGA YARMAN

* Y.N. Metnin kısaltılmış halidir.

‘G’ NOKTASI

Gazeteci TUNCAY ÖZKAN, 42 yaşında girdiği mapusta, dün 46 yaşını devirdi. Kendisine özgür yaşayacağı ve çektiği çilenin boşuna olmadığını göreceği uzun ömürler diliyorum.

Yurt sevgisinin suç olup tutuklu yargılandığı bir ülkede yaşıyoruz.

Okurum Mehmet Canbeylinin dikkatini çekmiş: CHPli milletvekili Hüseyin Aygünün PKK tarafından kaçırılması, Bülent Arınçın vicdanını harekete geçirmiş. Halkın reyleriyle parlamentoya seçilmiş bir arkadaşımızın bir akşam özgürlüğünden mahrum edilmesi, serbest bırakılmaması fevkalade vahimdir, çirkindirdemiş.

Sayın Arınça soralım: Halkın reyleriyle seçilmiş Balbay, Haberal, Alan ve hapisteki diğer BDPli milletvekilleri, bir gece değil, binlerce gecedir özgürlüklerinden mahrum bırakılırken, ne yapıyor vicdanınız? Tatil mi? 

Cellatlarına saygı duyan kurbanlardan nefret ederim.

JEAN PAUL SARTRE

(Cumhuriyet)

Mine KIRIKKANAT | Tüm Yazıları
Hits: 2264