PKK budur işte!

~ 08.08.2012, Güngör MENGİ ~

Kürt sorununun çözüm şartlarını Kürtlerin oluşturması lâzım. Yoksa bu kısır döngü bitmeyecek!

Çözüm konuşarak olacaksa ki başka yolu yoktur- ilk iş olarak şiddet yanlılarını tasfiye etmek gerekiyor.

Derebeyi düzeninin muhafızlığını yapan PKK’nın her dediğine bölge halkı boyun eğmeye devam ettikçe acılar bitmeyecektir.

Mehmetçik’in kahramanlığı Kürt vatandaşların kurtulmasına yetmiyor.

Mehmetçik’in fedakârlığına Kürt halkı da kendi fedakârlığını eklemek zorundadır.

Bölücü inkâr politikalarının toplumu nereye götüreceği bellidir. Kürt kökenli aydınlar halkı aydınlatmalı, bölge halkı da terör örgütüne karşı bağımsız ve özgür olmanın birlikte karşı koyma cesareti göstermekle mümkün olacağını görmelidirler.

Bu bölgede Kürtler birçok ülkede yaşıyor. Ama insanlık onuruna sahip tek yaşamı Türkiye’de buluyor.

Hakların gelişmesine kapı açan her adımın, her umudun PKK tarafından tahrip edilmesi rastlantı mı?

Hayır çünkü PKK Kürt halkını feodaliteye tutsak yaşatmak için kurulmuş bir melânet örgütüdür!

Halkın temsilcilerini demokratik seçimlerle belirlediği bir toplumda terörün, teröristin bahanesi olamaz.

Demokrasi bir değerse Kürt aydınları onu savunmak için gerektiğinde bedel ödemeye hazır olmalıdır.

PKK’nın Şemdinli’nin BDP’li Belediye Başkanı ve belediye meclisi üyelerine, çatışma bölgesinde canlı kalkan olmaları yönünde baskı yaptığı haberleri geliyor.

Terör örgütü kırsalda sıkışmıştır. Kayıp sayısı 150’ye vardığı söylenen örgüt, askerle aralarına BDP tarafından canlı kalkan yapılmadığı takdirde sivil halka saldıracağı tehdidinde bulunmuştur.

Kürt aydınları bu alçakça tehdidi geri püskürtmelidirler.

Terörün merhameti ile yaşamaya razı olanlar, çocuklarını ve geleceklerini terör örgütüne feda etmenin onursuzluğunda ziyan olmaya mahkûmdurlar!

Samimiyet nerede?

Başbakan’ın TV söyleşisi sırasında eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ için söyledikleri hâlâ kulaklarımızda çınlıyor.

“İlker Paşamıza yapılan benzetmeleri (terörist) doğru bulmuyorum. Bir örgüt mensubuymuş gibi yaklaşımları çirkin buluyorum. Tutuklu yargılanmasını bile doğru bulmuyorum.”

Bu sözleri, yargının kontrolünü elinde tuttuğuna neredeyse herkesin emin olduğu Başbakan söylüyor.

Bu görüşleri 6 Ocak’tan beri tutuklu olarak hapiste yatan eski Genelkurmay Başkanı için ifade ediyor.

Bir hukuk cinayeti Başbakan’ın ağzından itiraf ediliyor.

İlker Başbuğ “Samimi değerlendirmelerinden dolayı Sayın Başbakan’a çok teşekkür ederim” dedi.

Hapiste olmanın bir askere bile inanmadığı şeyleri söylettiğini görüyoruz burada.

Söyledikleri, samimi düşüncelerini yansıtıyor olsa Başbakan ne yapar eder Başbuğ’un tutuklanmasına, haydi tutuklandı; yedi ay hapis yatmasına imkân vermezdi.

Kimse “bağımsız yargı” masalı anlatmasın.

Türkiye’de samimiyet eksiği salgın hastalık boyutundadır.

Allah vere de mahkeme “bağımsız yargı” ispatı uğruna Başbakan’a rağmen Başbuğ’u bırakmamakta ısrar etmesin!

(GazeteVatan)

Güngör MENGİ | Tüm Yazıları
Hits: 1494