Alkolsüz aile üniversiteleri

~ 29.07.2012, Gökçe AYTULU ~

Üniversitelerin alkolden tamamen temizlenmesi onları bir ilim irfan yeri haline getirir mi?

Başbakan Erdoğan’ın “içip içip, ilim öğrenilir mi” ana düşüncesinden yola çıkarak başlattığı üniversite kampüslerinden alkolü temizleme harekâtı yeni tartışma konumuz.
Malumunuz bu tutum Başbakan’ın birkaç yıl önce “üzüm yiyin onda da var” sözleriyle başlattığı tartışmanın bir izdüşümü.
Yiğit Bulut’un sunduğu televizyon programında Bilgi Üniversitesi kampüsünde bulunan restoranlarda alkollü içecek satışına yönelik şunları söylüyordu Başbakan: “Soruyorum bir üniversitenin içinde alkollü içki satılmasına müsaade edilebilir mi? Üniversiteye gelen öğrenci oraya gidip kafayı mı bulacak, yoksa ilmi alıp kendini mi bulacak?”
Bu düşüncesini de anayasanın 58. maddesiyle gerekçelendiriyor Başbakan. Ne diyor 58. madde: “Devlet gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.”
Bu konuda farklı düşünen gazeteciler için de baştan savunmayı hücum hattında kuruyor:
“Bunlar bizim gençliğimizin tamamen alkolik olmasını istiyor. Biz de muhafazakâr demokrat bir parti olarak anayasanın gereği neyse bunun gereğini talep ediyoruz.”
Bu sözleri alt alta koyduğumuzda şöyle bir sonuca ulaşıyoruz: 

1- Bir üniversite restoranında alkollü içecek satılamaz, çünkü öğrenciler kafayı bulup derse gitmez. 

2- Hükümet, gençleri darbe dönemi uygulaması olarak gördüğü ve değiştirilmeye çalışılan anayasaya göre alkol düşkünlüğünden korumaya çalışıyor. 

3- Bunu eleştirenler gençliğin tamamen alkolik olmasını istiyor.
Başbakan’ın çizdiği çizgiye göre bu noktadan sonra eleştiri yapmak zorlaşıyor. Ama yine de deneyelim. 

Alkolsüz üniversite
Öncelikle Avrupa’nın birçok ülkesinde Cambridge, Oxford gibi kurumsallaşmış üniversitelerin kampüslerinde alkollü içecek satışı yapılıyor. Kafayı bulup derse gidenler varsa da bu özellik söz konusu okulların ilim irfan yurdu olmasını engellemiyor.
Ama onları ‘ilim yurdu’ yapan özellik alkollü içecek satmaları değil, her zaman farklı fikirlere zemin hazırlayan geleneksel yaklaşımları.
Türkiye açısından tersini düşünmek daha anlamlı. Üniversitelerin alkolden tamamen temizlenmesi onları bir ilim irfan yeri haline getirir mi?
Buna olumlu bir yanıt vermek mümkün değil. Hele ki 12 Eylül’ün yarattığı YÖK sistemi bütün farklılıkları törpüleyen bir rende görevi görürken.
Siyasetin ve bürokrasinin doğrudan etkisi altındaki kurumlara üniversite demek kolay değil. Ne öğrencisine ne öğretim üyelerine söz hakkı tanıyan “sözde üniversite”lerin ilim irfan yurdu olması için kurtulması gereken pek çok cendere var.
Bunlardan biri ÖSYM. Kendi başkanından başka sınav sistemine kimsenin güvenmediği kurum, alkol olmadan da kafayı bulmanın mümkün olduğunu kanıtlama çabası içinde sanki. İki yıldır düzenlenen YGS ve KPSS sınavlarına bakınca başka bir sonuca ulaşmak mümkün değil.
CERN’in Atlas deneyi sonuçlarını açıkladığı günlerde bizim hâlâ sınav sorularının çalınıp çalınmadığını tartıştığımız bir sistem, hayallerdeki üniversitelerin daha uzun zaman hayallerde kalacağının göstergesi sayılabilir.

(Radikal)

Gökçe AYTULU | Tüm Yazıları
Hits: 1363