Arka planda Abdullah Gül, Atatürk, Hz. Ali ve Hacı Bektaş Veli resimleri, altında ise “Kardeşliğimizi derinleştirmeye doğru” diye bir yazı…
Yer beş yıldızlı Polat Otel’i. Salon oldukça dolu. Aylardan ramazan ve nasıl olduğunu anlamak zor olsa da Aleviler ü Cumhurbaşkanı’nın onuruna bir iftar daveti veriyor. Kimdir, nedir, kaç üyeleri vardır, belli olmasa da daveti yapan “kurumun” adı oldukça iddialı: “Alevi Bektaşi Federasyonları ve Dernekleri”. Basına bu ad servis edilmiş olsa da davetiyelere İbrahim Polat ve Dr. Zeynel Abidin Erdem isimleri yazılmış…
İftar davetiyesi üzerine yazılan “spot” da oldukça iddialı: “Kardeşliğimizi derinleştirmek, aramızdaki muhabbet ve dayanışmayı, sevgi ve kaynaşmayı daha da güçlendirmek için.”
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başta olmak üzere, bakanlarıyla, valisiyle, emniyet müdürüyle devlet erkânı orada. Belediye başkanı orada. Herhalde cemaat kontenjanından olsa gerek “Milletvekili” Hakan Şükür bile orada…
Davetiyede ismi geçenler konuşuyor. İşadamı Zeynel Abidin Erdem de İbrahim Polat da “Alevilerin ve Sünnilerin kardeş olduklarına” vurgu yapıyorlar. Yalanda sınır yok: Erdem “Neşemiz üzüntülerimiz birdir. Tarihimizde Aleviler ve Sünniler arasında ayrılık olmamıştır", Polat da “hep kardeşçe dostça yaşadık” diyor.
Sonra Cumhurbaşkanı çıkıyor kürsüye, başlıyor konuşmaya. “Doğuya gidiyorsunuz farklı şiveler, farklı gelenekler, kuzeye gidiyorsunuz Karadeniz’de aynı şekilde şiveler, gelenekler, yemekler farklı. Tunceli’ye gidiyorsunuz orada cemevini görüyorsunuz. Ama bir şey var ki bir olan, hepimiz bu ülkenin sahibiyiz, hepimiz bu ülkenin asil vatandaşlarıyız” diyor. Kulağa ne kadar hoş geliyor. Hepsi bu. Alevilerin haklı talebi olan cemevi sorununu çözeceğim, kin ve nefret söylemlerinin önüne geçeceğim demesi bir yana, ağzına bile almıyor!
Her taraf yağdan vıcık vıcık…
Yalan o kadar çok ki, “bini bir para”…
Nereden tutsan elinde kalıyor…
Sahneye asılan resimler: Abdullah Gül, Atatürk, Hz. Ali ve Hacı Bektaş Veli.
Sinevizyona yansıyan sözler: “Kardeşliğimizi derinleştirmeye doğru”
Kürsüden yapılan konuşmalar: “Kardeşlik, eşitlik, empati ve asli vatandaşlık…”
Hangi kardeşlik?
Dün Osmanlı da, Ebu Suud Efendi’nin yayınladığı fetvalardaki kardeşlik mi?
1826’da II. Mahmut’un “bunları izleriyle birlikte yok edin” dediği mi kardeşlik?
Maraş, Çorum, Sivas, Gazi’deki zulüm mü kardeşlik?
Diyanet’in “Cemevi yoktur, buyrun camiye” demesi mi kardeşlik?
Ulemanın bu fetvasına uygun davranan TBMM Başkanı’nın ve yargının kararlarına yansıyan mı kardeşlik mi?
“Allah aşkına” hangi kardeşlik?
Karşılıklı yalan dolan. Davetiyeyi yapan kuruluşun adı bile “çalıntı.” Böyle bir kuruluş, Madımak’ta, Hacıbektaş’ta, eşit haklar ve adalet istiyoruz mitinglerinde olmadığı gibi, başkanı Cengiz Hortoğlu da AKP’li. Desin ki yalan!
Durun bitmedi: Hadi Cengiz Hortoğlu AKP’li ama Alevi. Davetiyede imzası olan işadamı Zeynel Abidin Erdem’in Alevilikle de hiçbir alakası olmadığı söyleniyor. Ama uzun süre Türk-Amerikan İşadamları Derneği Başkanlık görevini yürüttüğü, 2000’de Sudan Cumhurbaşkanı El Bashir’den Devlet Onur Nişanı, 2006’da Bülent Arınç’tan “TBMM Üstün Hizmet Ödülü” aldığı kesin.
Son aylarda Alevilere yönelik hızla artan kin ve nefret söylemi bizzat AKP eliyle yürütülürken, “AKP Alevisi” yaratma çabasına, “bakın kim ne derse desin Alevilerle yan yana geldik” yalanıyla toplumu yanıltma hamlesine, Adnan Polat’ın babası İbrahim Polat’ın ortak olması, her tarafı sahte olan böyle bir “ortaoyununa” destek vermesi ise hem büyük bir acı hem de büyük bir dram! Polat’ın ortaklığı acı olsa da maalesef “tipik bir Alevi gerçeği”…
Bu oyunun adı kardeşlik olmadığı gibi, diplomasi de değil. Diplomasi, asla haksızlığa sessiz kalmak ve sahte bir üvey kardeşlik edebiyatını kardeşlik diye sunmak değildir. Hadi “bizimkilerden” de vazgeçtim, Cumhurbaşkanı Gül, eşit ve asli yurttaşlıktan bahsedip arkasından da “bütün problemler ülkemizin gerçeğini bilmemekten kaynaklanıyor” diyor ya, azıcık samimiyse yapacağı bir tek şey var: “Çakma” Alevi federasyonları yerine asıllarını Köşk’e çağırıp ülke gerçeğini öğrenecek!
(Yurt Gazetesi)
