Kiralık Türkiye.

~ 11.07.2012, Mine KIRIKKANAT ~

Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü TİGEM, Atatürk (Yalova), Hatay, Karaköy (Samsun), Sakarya ve Tahirova (Balıkesir) Tarım İşletmelerini de 30 yıllığına kiraya vereceğini açıkladı. Tarım-İş Genel Başkanı Bedrettin Kaykaç ise işletmelerin özel sektöre kiraya verilmesinin yanlış bir uygulama olduğunu belirtiyor.

Başkan Kaykaça, bilimsel çalışmalarının büyük bir bölümünü TİGEMin Tahirova, Türkgeldi, Acıpayam, Gökçeada, Karacabey, Polatlı gibi çiftliklerinde gerçekleştirmiş bir araştırmacı olarak yürekten katılıyorum.

Cumhuriyetin kuruluşunu izleyen yıllarda, küçük ve orta ölçekli tarım işletmelerine çağdaş tarım uygulamalarını öğretmek, onlara tohumluk, damızlık hayvan, fide-fidan gibi girdileri sağlamak amacıyla Devlet Üretme Çiftlikleri Genel Müdürlüğüne (günümüzdeki adı Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü - TİGEM) bağlı işletmeler kurulmuştur. Bunların bir kesimi yakın geçmişte özelleştirilmiş, son kalanların da özelleştirileceği geçen günlerde Başbakanlık Özelleştirme İdaresi tarafından bildirilmiştir. TİGEMe bağlı işletmelerin tümünün özelleştirilmesiyle Türk çiftçisi önemli ölçüde devlet desteğinden yoksun kalacak, yabancılar ve onlarla çıkar birliğine girmiş şirketlerin insafına bırakılacaktır. Özelleştirme gerekçelerinin başında, bu işletmelerin zararda olmaları gösterilmektedir. Oysa stratejik KİTlerden biri olan TİGEMler bilerek ve isteyerek zarara sokuldular. Şöyle ki:

TİGEM işletmelerine Hazineden kaynak aktarılmadı. Ürettikleri katma değerden gelişim yatırımları için ödenek ayırmalarına izin verilmedi. İşletmelerin özel bankalara yüksek faizle borçlanması zorunlu hale getirildi.

Ekonomik ömürlerini tamamlayan iş makineleri yenilenmedi.

Altyapı yatırımları ihmal edildi.

Çalışan mühendis ve yöneticilerin motivasyonu geriletildi. Teknik elemanlar, masada oturan; tarlaya, bahçeye ve ahıra gitmek istemeyen personel durumuna getirildiler. Kimileri ise işletmeleri zarar ettirmek için neredeyse yarıştılar ya da özel olarak görevlendirildiler.

Günümüze değin, Acıpayam, Çiçekdağı, Gelemen, İnanlı, Gökçeada, Ardahan, Hafik, Boztepe ve Kazova Tarım İşletmeleri gibi işletmeler ya özel sektöre kiralandılar, ya da kapatıldılar. Şimdilerde elde kalanlar da özelleştirme kapsamına alınacak.

Oysa hiç olmazsa kalanlar kamu malı olarak korunmalıdır.

Çünkü TİGEMler Türkiyedeki tahıl tohumluğunun yüzde 80ini, yem bitkileri tohumluğunun yüzde 75ini üretmektedir. Damızlık hayvan gereksiniminin yüzde 10unu karşılamaktadır.

TİGEMler Türkiyenin en güvenilir damızlık kaynaklarına sahiptir. Aynı zamanda dünyanın en önemli safkan Arap atı yetiştirme merkezlerindendir.

Tarımsal eğitim etkinlikleriyle, hizmet içi eğitim programları düzenleyen, aynı zamanda ziraat, veteriner ve başka fakültelerin öğrencilerine staj olanağı sunan başlıca kurumlardır. Öte yandan, kırsal kesim yoksul ve işsizlerine yönelik olarak sertifikalı eğitim programları da sunmaktadır.

Yayın etkinlikleriyle tarıma bilgi aktarmaktadırlar.

Ziraat ve veteriner fakültelerinde ve diğer öğretim ve araştırma kurumlarında görevli araştırmacılara materyal ve olanak sağlamaktadırlar. Çiftliklerde yapılan bilimsel çalışmalar sayesinde, birçok bitki çeşidi ve hayvan tipleri üretilmiştir. Onların özelleştirilmesi, Türkiyenin birçok Ar-Ge etkinliğine zarar vermiştir ve verecektir.

Unutulmamalıdır ki, bir kamu hizmeti gerçekleştiren, iyi bir yönetim ile bütçesi dengelenebilecek olan TİGEMlerin zararı esas itibarı ile çiftçiye götürülen hizmetin bedelidir ve destekleme kapsamında ele alınmalıdır. Bu nedenle TİGEMlerin zararını bahane etmek anlamsızdır.

Bu hizmetlerin özel sektöre devri, bir yandan girdi maliyetlerinin baskısı altında yok olma noktasına getirilen, diğer yandan finansman gücü olmayan ya da çok zayıf olan küçük ve orta ölçekli üreticilerimizin de sonu olacaktır.”

Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı

Ege Üniversitesi

‘G’ NOKTASI

Polis, canımızın, haklarımızın malımızın güvencesi ve yasal düzen koruyucu olmalıdır, değil mi? Türkiyede polis nasıl olur, açıklaması uzun Ama kimler tarafından oldurulmuştur, Polis Akademisi Başkanı Remzi Fındıklının Profesör Doktor oluşumuna bakarsak, sonuç gayet kısa ve özlü:

Bal arıdan, kavga karıdan olur.

Kadının cihadı, eşiyle güzel geçinmesidir.

15’inde kız ya erde, ya yerde olmalıdır.

Tarlayı taşlı yerden kızı gardaşlı yerden al.

Erkeğin göbeklisi, kadının bebeklisi makbuldür.

İşin eve, avradın ere, paranın da ele yakını makbuldür.

Müslümanın kocası koç, Müslüman olmayanın kocası hiç olur.

Türk olmak kader, Müslüman olmak ise bir takdirdir.*

Ülkemizin yaratıcı reklamcılarını, Prof. Dr. Remzi Fındıklıyı fındık reklamlarında oynatmaya davet ediyorum.

*Hasılı Kelam (Özlü Sözler) / Prof. Dr. Remzi Fındıklı, 2011 (Kitap, Polis Akademisi kantininden temin edilebilir!)

 

İnsanlar hissetmez. Hissetmiş taklidi yaparlar,bu da onlara yeter.

JEAN GIRAUDOUX

Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü TİGEM, Atatürk (Yalova), Hatay, Karaköy (Samsun), Sakarya ve Tahirova (Balıkesir) Tarım İşletmelerini de 30 yıllığına kiraya vereceğini açıkladı. Tarım-İş Genel Başkanı Bedrettin Kaykaç ise işletmelerin özel sektöre kiraya verilmesinin yanlış bir uygulama olduğunu belirtiyor.

Başkan Kaykaça, bilimsel çalışmalarının büyük bir bölümünü TİGEMin Tahirova, Türkgeldi, Acıpayam, Gökçeada, Karacabey, Polatlı gibi çiftliklerinde gerçekleştirmiş bir araştırmacı olarak yürekten katılıyorum.

Cumhuriyetin kuruluşunu izleyen yıllarda, küçük ve orta ölçekli tarım işletmelerine çağdaş tarım uygulamalarını öğretmek, onlara tohumluk, damızlık hayvan, fide-fidan gibi girdileri sağlamak amacıyla Devlet Üretme Çiftlikleri Genel Müdürlüğüne (günümüzdeki adı Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü - TİGEM) bağlı işletmeler kurulmuştur. Bunların bir kesimi yakın geçmişte özelleştirilmiş, son kalanların da özelleştirileceği geçen günlerde Başbakanlık Özelleştirme İdaresi tarafından bildirilmiştir. TİGEMe bağlı işletmelerin tümünün özelleştirilmesiyle Türk çiftçisi önemli ölçüde devlet desteğinden yoksun kalacak, yabancılar ve onlarla çıkar birliğine girmiş şirketlerin insafına bırakılacaktır. Özelleştirme gerekçelerinin başında, bu işletmelerin zararda olmaları gösterilmektedir. Oysa stratejik KİTlerden biri olan TİGEMler bilerek ve isteyerek zarara sokuldular. Şöyle ki:

TİGEM işletmelerine Hazineden kaynak aktarılmadı. Ürettikleri katma değerden gelişim yatırımları için ödenek ayırmalarına izin verilmedi. İşletmelerin özel bankalara yüksek faizle borçlanması zorunlu hale getirildi.

Ekonomik ömürlerini tamamlayan iş makineleri yenilenmedi.

Altyapı yatırımları ihmal edildi.

Çalışan mühendis ve yöneticilerin motivasyonu geriletildi. Teknik elemanlar, masada oturan; tarlaya, bahçeye ve ahıra gitmek istemeyen personel durumuna getirildiler. Kimileri ise işletmeleri zarar ettirmek için neredeyse yarıştılar ya da özel olarak görevlendirildiler.

Günümüze değin, Acıpayam, Çiçekdağı, Gelemen, İnanlı, Gökçeada, Ardahan, Hafik, Boztepe ve Kazova Tarım İşletmeleri gibi işletmeler ya özel sektöre kiralandılar, ya da kapatıldılar. Şimdilerde elde kalanlar da özelleştirme kapsamına alınacak.

Oysa hiç olmazsa kalanlar kamu malı olarak korunmalıdır.

Çünkü TİGEMler Türkiyedeki tahıl tohumluğunun yüzde 80ini, yem bitkileri tohumluğunun yüzde 75ini üretmektedir. Damızlık hayvan gereksiniminin yüzde 10unu karşılamaktadır.

TİGEMler Türkiyenin en güvenilir damızlık kaynaklarına sahiptir. Aynı zamanda dünyanın en önemli safkan Arap atı yetiştirme merkezlerindendir.

Tarımsal eğitim etkinlikleriyle, hizmet içi eğitim programları düzenleyen, aynı zamanda ziraat, veteriner ve başka fakültelerin öğrencilerine staj olanağı sunan başlıca kurumlardır. Öte yandan, kırsal kesim yoksul ve işsizlerine yönelik olarak sertifikalı eğitim programları da sunmaktadır.

Yayın etkinlikleriyle tarıma bilgi aktarmaktadırlar.

Ziraat ve veteriner fakültelerinde ve diğer öğretim ve araştırma kurumlarında görevli araştırmacılara materyal ve olanak sağlamaktadırlar. Çiftliklerde yapılan bilimsel çalışmalar sayesinde, birçok bitki çeşidi ve hayvan tipleri üretilmiştir. Onların özelleştirilmesi, Türkiyenin birçok Ar-Ge etkinliğine zarar vermiştir ve verecektir.

Unutulmamalıdır ki, bir kamu hizmeti gerçekleştiren, iyi bir yönetim ile bütçesi dengelenebilecek olan TİGEMlerin zararı esas itibarı ile çiftçiye götürülen hizmetin bedelidir ve destekleme kapsamında ele alınmalıdır. Bu nedenle TİGEMlerin zararını bahane etmek anlamsızdır.

Bu hizmetlerin özel sektöre devri, bir yandan girdi maliyetlerinin baskısı altında yok olma noktasına getirilen, diğer yandan finansman gücü olmayan ya da çok zayıf olan küçük ve orta ölçekli üreticilerimizin de sonu olacaktır.”

Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı

Ege Üniversitesi

‘G’ NOKTASI

Polis, canımızın, haklarımızın malımızın güvencesi ve yasal düzen koruyucu olmalıdır, değil mi? Türkiyede polis nasıl olur, açıklaması uzun Ama kimler tarafından oldurulmuştur, Polis Akademisi Başkanı Remzi Fındıklının Profesör Doktor oluşumuna bakarsak, sonuç gayet kısa ve özlü:

Bal arıdan, kavga karıdan olur.

Kadının cihadı, eşiyle güzel geçinmesidir.

15’inde kız ya erde, ya yerde olmalıdır.

Tarlayı taşlı yerden kızı gardaşlı yerden al.

Erkeğin göbeklisi, kadının bebeklisi makbuldür.

İşin eve, avradın ere, paranın da ele yakını makbuldür.

Müslümanın kocası koç, Müslüman olmayanın kocası hiç olur.

Türk olmak kader, Müslüman olmak ise bir takdirdir.*

Ülkemizin yaratıcı reklamcılarını, Prof. Dr. Remzi Fındıklıyı fındık reklamlarında oynatmaya davet ediyorum.

*Hasılı Kelam (Özlü Sözler) / Prof. Dr. Remzi Fındıklı, 2011 (Kitap, Polis Akademisi kantininden temin edilebilir!)

 

İnsanlar hissetmez. Hissetmiş taklidi yaparlar,bu da onlara yeter.

JEAN GIRAUDOUX

(Cumhuriyet)

Mine KIRIKKANAT | Tüm Yazıları
Hits: 2333