Fıkrayı bilirsiniz:
Ağa sabah kalktığında kâhyasına arabanın hazırlanmasını, şehre ineceğini söyler. Kâhya hizmetlilerin de yardımıyla, en iyi koşumlarla en iyi atı arabaya koşar. Araba, at, atın süsleri, arabanın boyası görenlerin gözlerini kamaştırmaktadır.
Ağa ve kâhya arabaya kurulurlar. Araba hareket eder. Bu hareket sırasında ağa, şu ata bak, şu arabaya bak, kimde var böylesi, diyerek çevreye caka satmaktadır. Aynı anda kâhya da aklından, el kapılarında sürünüyorum, keşke şu atla araba benim olsaydı diye geçirirken, ağa birden arabayı durdurmasını ister. Kâhya arabayı durdurur. Bu arada köyün dışına çıkmışlardır. Ağa kâhyasına dönerek, “Bu arabanın atla birlikte senin olmasını ister misin” diye sorar. Kâhyanın şaşkınlıktan gözleri yerlerinden fırlayacak gibidir. “Şaka mı bu ağam?” der. Ağa, “Hayır” diye yanıtlayınca, “ama ağam benim bu kadar param yok ki” diye ekler. Ağa da “Para istemiyorum, atın b.kunu ye, bu araba da, at da senin olsun” der. Kâhya, atın b.kunu yedikten sonra şehre doğru yola devam ederler.
Şehirden dönerlerken ağayı sıkıntı basar. Atla arabayı bu kâhyaya verdim, şimdi köylüye ne derim, diye içi içini yemektedir. Daha fazla dayanamayıp kâhyaya, “Bu atla arabayı bana satar mısın” diye sorar. Kâhyanın yanıtı, “Satmam ama atın b.kunu yersen sana ikisini de geri veririm” olur. Ağa bakar ki başka yol yok, oturur, atın b.kunu yer. Köye yaklaştıkları sırada kâhya gülmeye başlar, ağa merak edip sorar. Kâhya, “Ağam” der, “biz köyden çıkarken bu atla araba kimindi?” Ağa yanıtlar, “Benim”. Kâhya devam eder: “Köye geri dönüyoruz, bu atla araba şimdi kimin?” Ağadan yine “Benim” yanıtını alınca, “Ağam” der gülerek, “o zaman biz bu b.ku niye yedik?”
***
Televizyon ekranlarında, pazartesi günü sonuçlanan şike davasına ilişkin tartışmaları izlerken aklıma bu fıkra geliyor, gülüyorum.
Bu davada yargılanan sanıklardan Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım “örgüt kurmak” suçundan 2 yıl 6 ay, “şike” suçundan 3 yıl 9 ay hapis ve 1 milyon TL para cezası aldı. Fenerbahçe Kulübü Asbaşkanı İlhan Ekşioğlu 3 yıl 1 ay 15 gün, Fenerbahçe Kulübü Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu da 1 yıl 10 ay 14 gün ceza aldı. Eski Giresunspor Başkanı Olgun Peker “örgüt kurmak ve yönetmekten” 2 yıl 6 ay, Beşiktaş Kulübü eski yöneticisi Serdal Adalı “şike” suçundan 1 yıl 3 ay, Beşiktaş Kulübü eski teknik direktörü Tayfur Havutçu “şike” suçundan 1 yıl 3 ay, Sivasspor Kulübü Başkanı Mecnun Odyakmaz “suç örgütüne üye olmak” suçundan 1 yıl 6 ay 22 gün, aynı takımın eski teknik direktörü Bülent Uygun “teşvik” suçundan 11 ay 7 gün hapis cezasına çarptırıldı.
Liste uzayıp gidiyor. Bir bölümü çeşitli “teşvik ve şike” suçlarından ceza alan 93 sanıktan hiçbiri artık tutuklu değil, ceza alanlar Yargıtay’a başvurarak aklanmalarını bekleyecekler.
Büyük olasılıkla hiç kimse cezaevine geri dönmek zorunda kalmayacak.
***
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) eski yönetimi, şike davasının açıldığı günden başlayarak yargının vereceği karara göre davranacağını açıklamış, fakat dava sürecinde yapılan bir olağanüstü kongrede değişmiş, yerine gelen yeni yönetim ise yargı kararını beklemeden bu davada adı geçen kulüpleri aklamıştı. TFF’nin gerekçesi, şike suçu işlenmiş olsa bile bunun “sahaya yansımadığıydı”.
Oysa yargı bazı futbolcuların suç işlediğine karar vermişti. Ümit Karan “teşvik” suçundan 7 ay 15 gün, Gökçek Vederson aynı suçtan 5 ay, İbrahim Akın “şike” suçundan 1 yıl 6 ay, Korcan Çelikay aynı suçtan 1 yıl, İskender Alan “şike ve teşvik” suçundan 1 yıl ceza almışlardı.
Sinekler mide bulandırmayacak kadar ufaktı.
Zaten bu arada TFF, UEFA’ya futbolumuza ilişkin “temiz raporu” vermiş, tüm takımlarımıza Avrupa yolu açılmıştı.
Bir yıl boyunca “temiz futbol” adına konuştuk, tartıştık, kavga ettik; birbirimize söylenmedik söz, etmedik küfür bırakmadık.
İyi de futbolumuz temizlendi mi?
O zaman…
Fıkradaki gibi yani…
(Cumhuriyet)