ANKARA

~ 31.12.2010, Av. Reha TAŞKESEN ~

Ankara Marşı[1]

 

 Ankara Ankara güzel Ankara,

Seni görmek ister her bahtı kara.

Senden yardım ister her düşen dara,

Yetersin onlara güzel Ankara.

 

Burcuna göz diken dik başlar insin,

Türk gücü orada her zoru yensin.

Yoktan var edilmiş ilk şehir sensin,

Var olsun toprağın, taşın Ankara.

Orada bozkırın ortasında Ankara hep vardı. Yenişehir ve Etimesgut içerisinden akan dereler ve sulak alanlar sinek yuvası olduğu için insanlar da yüksek yerlere çekilmişti, yerleşmişti. Şehir Ankara Kalesi eteklerinde gelişme göstermişti. Çankaya ve Dikmen sırtları ise bağlar ve bahçeli evlerin olduğu bölgelerdi. Göç ve sefer zamanı kullanılan yollar üzerinde bulunan Ankara’nın çoğu zaman adı bile anılmazdı.

 

Bir gün bir şey oldu ve Ankara, sadece Türkiye’nin değil Dünya’nın da gündemine girdi. 27 Aralık 1919 Ankara tarihi için bir dönüm noktasıdır. Mustafa Kemal ve Heyet-i Temsiliye üyeleri 26 Aralık 1919 gecesi konakladıkları Gölbaşı/Beynam köyünden ayrılarak Dikmen/Keklik Pınarı yolunu izleyerek Ankara’ya gelmişlerdir[2].

 

Bu tarihten sonra Ankara, Türkiye’nin yüreği olmuştur. 1919 yılında bütün Türk Dünyası ve Müslümanlar gözlerini Ankara’ya çevirmişlerdir. “Müdafaa-i Hukuk” bir yeni siyasi örgüt olarak yükselirken, Kuvay-i Milliye” de sömürgeci, istilacı ve işgalci güçlere direnen bir harekete dönüşmüştür[3]. Doğu Cephesi’nde ve Güney Cephesi’nde elde edilen başarılar sonrasında, Türk süvari birlikleri Batı’da deniz ile kucaklaşmışlardır. Anadolu kurtulmuştu.

 

Ankara’da TBMM’nin açılmış olması Ankara’nın öneminin daha da ileri bir düzeye çıkmasına neden olmuştur. İstanbul’da Meclis-i Mebusan’ın dağıtılmasından sonra buradaki milletvekillerinin de Anadolu’ya geçerek Ankara’ya gelmeleri, Ankara’nın tartışmasız bir şekilde hem “Milli Mücadele”nin merkezi ve hem de bir “Siyasi Merkez” olmasının yolunu açmıştır[4].

 

Ankara, 13 Ekim 1923 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin başkenti yapılarak onurlandırılmıştır. Savaş yıllarında 30.000 nüfusu olan Ankara hızla gelişmiştir. 2000’li yıllara gelindiğinde nüfusu 4 milyona ulaşan Ankara bir siyaset, eğitim ve kültür merkezi olmuştur.

 

Mustafa Kemal’in Ankara’ya gelişinin her yıl etkinlikler düzenlenerek kutlanması ise bir gelenek haline gelmiştir[5]. Her yıl 27 Aralık tarihinde geleneksel koşular, yarışmalar ve törenler ile Mustafa Kemal’in Ankara’ya gelişi ve Ankara’nın Kurtuluş Savaşı’nın merkezi olması coşku ile kutlanır olmuştur. 27 Aralık 2010 tarihinde bu kutlu olayın bir kez daha yaşanmasına/yaşatılmasına “75. Büyük Atatürk Koşusu” dışında izin çıkmamıştır[6].

 

1919’ların yoksul ancak coşku dolu Ankara’sından, Ankara için çok önemli ve anlamlı bir olayın yıldönümünün kutlanamadığı heyecansız bir Ankara noktasına gelinmiştir.

 

Cumhuriyet için, vatan için, ulus için bir araya gelerek önemli ve anlamlı günlerimizi geniş halk kitlelerinin katılımı ve coşku ile kutlama ortamını artık bulamayacağımızı anlıyoruz. Başkent Ankara hüzün yaşamaktadır.

 

En azından umutlarımızı geleceğe taşıma başarısını gösterebilmeliyiz. Bu bağlamda 2011 yılının Türkiye’ye ve insanlarımıza sağlık, başarı ve mutluluk getirmesini yürekten diliyoruz.

 

 

 

Av. Reha Taşkesen

30.12.2010, Ankara


[1] Güfte Aka Gündüz (1886, Selanik-1958, Ankara), Beste Halil Bedii Yönetken (1899, Bursa-1968, İstanbul).

 

[2] Heyet-i Temsiliye, 11 Eylül 1919 tarihinde Sivas Kongresi tarafından seçilen ve 16 kişiden oluşan bir kuruldur (Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin Heyet-i Temsiliyesi: Mustafa Kemal Paşa, III Ordu Müfettişliği’nden ve askerlikten ayrılma; Hüseyin Rauf Bey, eski Bahriye Nazırı, askerlikten ayrılma; Eyyüpzade İzzet Bey, Trabzon eski mebusu; Hoca Raif Efendi, Erzurum eski mebusu; Hacı Salihzade Servet Bey, Trabzon eski mebusu; Sadullah Efendi, Bitlis eski mebusu; Hacı Fevzi Efendi, Erzincan Nakşibendi şeyhi; Hacı Musa Bey, Mutki’de aşiret reisi; Bekir Sami Bey, Beyrut eski valisi; Refet Bey, III Kolordu Komutanlığı’ndan ayrılma; Kara Vasıf Bey, Kurmay Albay’lıktan ayrılma; Mazhar Müfit Bey, eski mutasarrıf;

Ömer Mümtaz Bey, Ankara eski mebusu; Hüsrev Sami Bey, askerlikten ayrılma; Hakkı Behiç Bey, eski mutasarrıf; Ratipzade Mustafa Bey, Niğde delegesi). Kongre kapandıktan sonra bu heyet Ankara’da TBMM açılıncaya kadar bir icra organı, hükümet şeklinde çalışmıştır (Tüzük m.4).

Gölbaşı/Beynam köyündeki ev müze haline getirilmiştir.

[3] Enver Behnan Şapolyo, Mustafa Kemal Paşa ve Milli Mücadele’nin İç Alemi, Hamle Matbaası, İstanbul, 1967, s.97. “Mustafa kemal Ankara’ya geldiği zaman bu bina (Meclis Binası) henüz tamamlanmamıştı. Ancak, bir odasında Fransız İşgal Komutanı Yüzbaşı Brazo oturuyordu. İstasyon binasında ise İngiliz İşgal Komutanı Yüzbaşı Vitol ikamet ediyordu.”

[4] Sami Önal, Hüsrev Gerede’nin Anıları, Literatür Yayıncılık, 2002, İstanbul, s.175, “16 Mart 1920 tarihi uluslararası hukukun İngilizleri lanetlediği bir gün olarak anılacaktır. O gün İngilizler Meclis-i Mebusan’ı basarak yurtsever milletvekilleri ile ülke siyasetinin önde gelen kişilerini tutuklamış, Şehzadebaşı Karakolu’ndaki günahsız erlerimizi uykuda şehit etmişlerdi. İstanbul işgal altına alınmıştı.”

[5] Bu etkinliklerden biri de Gölbaşı İlçesi’nde yapılmaktadır. 26.12.2010 tarihinde Gölbaşı ADD tarafından düzenlenen seminere Gölbaşı Belediyesi ve Göl-Bir Derneği de destek vermişlerdir. İlçede bulunan siyasi parti temsilcilerinin tümünün bu etkinliğe katılması ise anlamlı ve güzel bir görüntü ortaya koymuştur.

[6] Ankara Valiliği’nin 10.12.2010 tarihli bütün kurum ve kuruluşlara yayımlanan kararında “Ulusal onur ve estetiğimizin yansıtıldığı bu anlamlı ve önemli günlerin yürütüm ve icrasında, alınan tertip ve düzen ile uygulamalarda Ankara halkının günlük yaşamında herhangi bir mağduriyet yaratılmaması ve genel hayatı olumsuz etkilememesi hiç kuşku yoktur ki esas olmalıdır. Bu nedenle Ankara ili mülki hudutları dâhilinde, milli bayramlar ile mahalli ve anma günleri törenlerinin icrasında önemli arterler ile ana caddelerde ve benzeri mahallerde bundan sonra genel hayatı olumsuz etkileyebilecek yaya-motorize herhangi bir program uygulaması yapılmayacaktır” ifadesine yer verilmiştir.

Av. Reha TAŞKESEN | Tüm Yazıları
Hits: 3039