Roma, Başbakan Erdoğan’ı yaşama gülümseyen bir ilkyaz güneşi ile karşıladı. Ama Romalılar pek gülümsemedi...
Erdoğan’ın İtalya başkentine teşrif ettiği saatlerde; Roma’nın merkezinden geçmek gafletinde bulundum. Termini istasyonundan TC Büyükelçiliği’ne uzanan mesafede trafik tamamıyla felç olmuş, hepten durmuştu…
Vespa motosikletleriyle işe gidip gelen Romalı gençler, kavşağın başını tutan trafik görevlilerine bağıra çağıra isyan ediyordu. İçinde bulunduğum taksi şoförü de motoru kapatıp veryansın atıp tutmaya başladı…
“Kimdir bu?” diye söze başladı: “Papa mı geçiyor? Papa geçse, bize bu kadar zahmet ettirmezdi…”
“İtalya Başbakanı Monti için sizde trafik durdurulmaz mı?” diye soracak oldum. Taksici “Hayır” yanıtı verdi:
“Trafik, kortejin süratle geçtiği anda o da çok kısa, sadece bir kaç dakika Başbakan’a yol vermek için durdurulur. Onun haricinde normal akış devam eder. Devlet büyükleri için bunca tantana bizde âdetten değildir!”
Tepemizde durmadan vızır vızır tur atan helikopterler, polis ekiplerini pür sürat izleyen ambulanslar…
Roma… Roma olalı böyle güvenlik anlaşılan pek görmemiş. Demokratik ülkelerin başbakanları böyle seyahat etmiyor çünkü.
Ama bizimki “ileri demokrasi” tabii. Daha bu bir şey değil. İleri demokrasinin bir de başkanlık sistemi versiyonu olacak Allah kısmet ederse. Bir de onu düşünün…
“İleri demokrasi Başkanı” için sergilenecek muazzam tantanayı göz önüne getirin…
Çar Vladimir’in tahta dönüşü
Rusya’da Putin bu tür “tantanaların” en somut timsalini oluşturuyor.
Rus Devlet Başkanı, Kremlin’e III. kez dönerken Moskova’da örneğin yaşam felç oldu…
Putin’in geçtiği Moskova yolları, “mezara dek Putin modeline” karşı çıkan muhaliflerinden tamamıyla arındırıldı.
“Çarların taç giyme” törenleriyle karşılaştırılan bir merasimle devlet başkanlığını teslim alan Putin’in korteji, Moskova’da tümüyle boşaltılmış yollardan geçti.
Putin güzergâhından kilometrelerce uzakta tutulan muhalifler; Rus çevik kuvvetlerince bastırıldı. TV kanallarında; ekranın bir yanında Kremlin Sarayı’nın altın varaklı salonlarında yapılan görkemli törenler; diğer yanında törene yaklaştırılmayan göstericilere uygulanan baskı görülüyordu.
Moskova’dan bildiren gazeteciler de sürekli Putin’in çarlık sembolleriyle kuşatılan Kremlin Sarayı salonlarında yaşadığı şatafatla, sokakta eşzamanlı ceryan eden zulüme işaret etti. “Polis tarafından kuşatılan Moskova’da Vladimir Putin yeniden çarlık tahtına dönüyor” yorumlarında bulundular.
Türkiye hangi örneğe yakın?
2000’den beri Medvedev’le sürekli paslaşarak çarlığını devam ettiren Putin; 2024’e dek… toplam 12 yıl daha işbaşında kalabilecek. ve diktatör Stalin gibi böylelikle 24 yıl, ülkenin kaderinde tek söz sahibi olacak…
Bu modern zamanlar çarlığı/tek adam saltanatına; Rusya’da “başkanlık sistemi” deniyor…
Tıpkı “Arap Baharı kalkışmalarının” yıktığı Bin Ali, Mübarek, Ali Abdullah Saleh rejimlerine de denmiş olageldiği gibi…
Tunus, Mısır, Yemen…
Vaktiyle bunlar da Müslüman coğrafyalarında “Başkanlık sistemine” teveccüh eden ülkeler…
Normal yöntemlerle iktidarın el değiştirmediği/değiştiremediği bu ülkelerde, “Başkanlık mertebesine” çıkan liderler, bir kez o koltuğa oturdular mı etraflarını sadece kendi yandaşları / hanedanlarıyla dolduruyor, muhalefeti susturuyor ve “güçler ayrılığını” tanımıyorlar…
“Arap Baharı” misali sıra dışı bir konjonktür… kendilerini yakalarından tutup al aşağı edene dek de çeyrek yüzyılı aşkın süreleri bulan saltanatlarından; uzaklaştırılamıyorlar…
Temcit pilavı gibi Türkiye’de tekrar tekrar gündeme getirilen “başkanlık sistemi” dendiğinde neden yalnız “ABD”/ “Fransa” örneklerinin hukuki-siyasi özellikleri sayılıyor da; bize çok daha yakın bu ülkelerin deneyimleri gündeme getirilmiyor; bunu anlamakta zorluk çekiyorum.
Fransa’da henüz çok yeni… hafta sonu yapılan seçimlerde cumhurbaşkanı değişti.
Seçimi kaybettiği için Elysee’den ayrılmak zorunda kalan Sarkozy, maganda yaşam tarzı ve lüks merakı yüzünden bilhassa cezalandırıldı. Sarkozy’nin Elysee’deki döneminde, şahsi servetini yüzde 30 oranında arttırdığı bu meyanda ortaya çıktı.
Bu konunun önümüzdeki dönemde hukuki soruşturmaya konu olup olmayacağı henüz belli değil.
Ancak daha devir teslim yapmadan, Hollande cumhurbaşkanlığı maaşını yüzde 30 oranında indirme kararı aldı. Paris sokaklarında yakın zamana dek motosikletle gezen Fransa’nın yeni cumhurbaşkanının, şatafatlı Elysee sarayında ikamet edip etmeyeceği de belli değil…
Bunlar farklı ülkelerden farklı “başkanlık modellerine” örnekler.
Tanrı aşkına söyleyin…
Türkiye Hollande Fransası’na mı benziyor? Putin Rusyası’na mı? Yoksa muhtemel bir Mübarek Mısırı’na mı?
(Cumhuriyet)