Eğitimin Aritmetiği...

~ 19.03.2012, Erdal ATABEK ~

4+4+4

Yeni eğitim düzenlemesinin aritmetiği bu.

Aslına bakarsanız, Türkiye ortalaması 3.5 yıl olan eğitimin doğru aritmetiği şöyle olmalıydı:

1+1+1+ Buçuk

Bu formülde ilk, ortaokullar birer yıl, lise bir yıl olmalıydı.

Yükseköğrenime de yarım yıl yeterdi.

Nasıl olsa yükseköğrenim görenler de işsiz olacağına göre, çocukları yıllar yılı okutmak gereksizdi.

Okuyan kız çocuklarını eve kapatıp evlendirmek asıl olduğuna göre onları yıllar yılı okutmak da gereksiz olacak.

Eve kapatılıp, evlendirilip, en az üç çocuk yapmakla uğraşan kız çocuklarının ev aletlerinin kullanım kılavuzlarını okumaları yeterli olacaktır.

Nasıl olsa TV dizilerini anlamak için okuryazar olmak gerekmiyor.

Böylece işler çok kolaylaşacağı için de Bakanlık, genel müdürlük kadroları epeyce azaltılabilir.

Din iman eğitimi için ise nasıl olsa yıllar boyu sayıları artan kurslar çalışmaya devam edecek.

Bitti gitti. Telaşa, kavgaya mahal yok.

Boşuna kendinizi üzmeyin.

***

Yalnız, bir ufak mesele var.

Böyle yetişen çocuklarınız içerde iyi hoş, yeterli de dışarı adım atar atmaz açık bir yetersizlikle baş başa kalacaklardır.

Sadece biz bize kalsak idare edecek, ama dünya artık böyle dönmüyor.

AKPnin içinde de yurtdışında eğitim görmüş, dünyanın ne olduğunu bilen çok insan var.

Eğitim sorununun ne olduğunu, neden önemli olduğunu, ne yapmak gerektiğini bilen çok insan var ülkede.

Eğitim: insana anlamlı yaşamayı, dünyanın her yerinde çalışmayı, insanları ve kurumları yönetmeyi öğretmek için var.

Eğitim, anlamlı yaşayan, yararlı çalışan, başarıyla yöneten insan yetiştirmek için geliştirilmektedir.

Sizin kafanızdaki çerçeveye göre (asıl ideolojik eğitime göre) yetiştirdiğiniz çocuklar bu amaçlardan uzak kalacaktır.

Sorun burada.

***

Harvard nasıl Harvard oldu?

Sadece bu soruyu incelemek bile öğreticidir.

Harvard, başlangıçtan bugüne sürekli gelişerek dünya insanı yetiştirmeyi hedefleyen bir kurum oldu.

Din kurumu olmadı.

Dindar yetiştirme kurumu olmadı.

Harvardın çekirdek eğitimi bütün Harvard öğrencilerini kapsayan bir temel eğitimdir.

Bu eğitimde, kendini anlayan, kendini ifade eden, dünyayı anlayan, dünyanın tüm insanlarını (diliyle, diniyle, rengiyle, kültürüyle farklı bütün insanlarını) anlamayı hedefleyen, onlarla yaşamayı, onlarla çalışmayı yaşamın kendisi kabul eden bir temel vardır.

Böyle bir hedef tek dinin öğretisi ekseniyle, tek bir milliyetin, tek bir etnik kökenin ekseniyle gerçekleşmez.

Böyle bir eğitim amacıyla dünya insanı yetiştirilemez.

Laik eğitim bu amaç için vardır.

Laik eğitim amacı için bütün dünya, din eksenli eğitimden dünya bilimleri eksenli eğitime geçmek için yüzlerce yıl süren büyük mücadeleler vermişlerdir.

Dünya üniversiteleri ortaçağda, 1100 yıllarında, 1300 yıllarında kurulduğu zaman teoloji eksenli eğitim kurumlarıydı. Galileo Galilei Pisa Üniversitesinde matematik profesörüydü. Ama İncil ile çatışan gökbilim kuramı nedeniyle (Dünya’nın Güneş’in çevresinde döndüğü savını öne sürdüğü için) engizisyon tarafından yargılandı.

Rönesans ve aydınlanma ile de dünya bilimleri eksenli üniversiteler çoğaldı, sonra da tümü laik eğitim kurumları oldu.

Şimdi bunları yazıp çizmenin neden bir yararı olmuyor?

Çünkü, eğitim de ülkemizde hukuk gibi, hatta ekonomi gibi, politika gibi bir öfkenin, bir öç almanın, bir hesaplaşmanın aracı olmaktadır.

Böyle olduğu için de bilimin nesnel (objektif) hedefleri görünmez oluyor, hiçbir şeyin de yararı olmuyor.

Ama bir ülkenin eğitimi geleceğidir.

Bu gelecek de hepimizin geleceğidir.

2 kere 2 = 4

Bari bunu kabul etsek?..

(Cumhuriyet)

Erdal ATABEK | Tüm Yazıları
Hits: 1492