Hukuk devleti mi?

~ 02.12.2010, Okay GÖNENSİN ~

Otuz yıl önce DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler insanların gözü önünde vurularak öldürüldü.
Otuz yıl önce.

Ve bu otuz yıl boyunca dava görüldü! Ve de otuz yıl sonra dava zaman aşımından düştü!

Davanın nasıl olup da zaman aşımından düştüğünü, haberi okuyan herkes görebilir. Okuyan herkes de ortada bir gariplik olduğunu görecektir.

Gariplik çok açık: Ülkemizin onurunu yaralayan birçok cinayetin failleri sanki gizli eller tarafından korunuyor, bu davalar çıkmaza götürülüyor.
Yargı bağımsızdır…

Türkiye bir hukuk devletidir

Bu cümleler milyonlarca kere tekrar ediliyor. Bu cümleleri söyleyenler, başta siyasi iktidar sahipleri ve yargı olmak üzere, bu davaların nasıl böyle sonuçlanabildiğini açıklamakla yükümlüdür.

***
Yargıtay var, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu var, üst mahkemeler var, özel yetkili mahkemeler var. Ama herkesin gözü önünde işlenen cinayetlerin failleri bir şekilde kurtulabiliyor.

Abdi İpekçi’nin katilinin askeri cezaevinden nasıl kaçırıldığının cevabı hâlâ ortada yok.

Aynı katilin hapishaneden erken salınmasını sağlayacak bir uygulamaya giden yargı mensupları hakkında nasıl bir işlem yapıldığını kimse bilmiyor. Bu yargı mensuplarından birinin eşinin o katilin avukatı olması da ne baroları rahatsız ediyor ne de HSYK üyelerini.

***
Hrant Dink’in katili yine herkesin gözü önünde “çocuk” yapıldı ve yine herkesin gözü önünde az bir hapis cezasıyla kurtulacak; sonra toplumdaki “mümtaz” yerini alarak “kahraman muamelesi” görecek. Belki o da korunduğuna güvendiği için gazetecileri tehdit etmekten çekinmez.
Bu cinayetlerin açıkça görüldüğü gibi “uyutulması”, katillerin gizli eller tarafından himaye edilmesi bütün ülke için utanç vericidir, gerçekten onur kırıcıdır.
Hâl böyleyken bir hukuk devletinden söz etmek de düpedüz yalancılıktır. Bu davalar bu şekilde “temizlendikçe” Türk yargısı kuşku altında olacaktır.

***
Yüksek yargı var, barolar var, hukukçuların örgütleri var. Herhalde bu olaylar karşısında onların arasında da uyku uyuyamayanlar vardır.

“Muasır medeniyet” yolu, gerçek hukuk devleti yolu bu pisliklerin temizlenmesinden geçtiği içindir ki; yargıçlar, savcılar, bütün hukukçular şu andaki korkunç durumdan “vazife çıkarmak” zorundadırlar.

(GazeteVatan 02.12.2010)

Okay GÖNENSİN | Tüm Yazıları
Hits: 2898