Çözüm Senaryoları

~ 18.03.2012, Öztin Akgüc ~

Türkiyenin kurtuluşu için AKP iktidarından kurtulmanın gerekliliğine inananların, bu bağlamda farklı beklentileri, temennileri var. Bu beklentilerin, temennilerin başlıcalarını özetlemeye çalışayım:

Ekonomik kriz... Çözüm, ekonomik kriz sonucu yoksul, işsiz sayısı artacağından, yaşam koşulları daha da zorlaşacağından AKPyi destekleyen kitlelerin gerçeği görerek AKPden uzaklaşmalarıdır.

Cemaat - parti veya cemaat - Sayın RTE çatışması... AKP bir koalisyon, bir ortak yönetimdir. Ortaklar arasında egemenlik veya çıkar çatışması çıkarsa, ortak yönetimin zayıflaması, çatlaması sonucu, AKP ayrışır, destek kaybına, yenilgiye uğrar.

Sayın Gül, Sayın RTEnin su yüzüne çıkmayan çekişmesi... Sayın Gülün cumhurbaşkanlığına ısınması, Sayın RTEnin kişisel yol haritası, anayasa değişikliği ile birlikte başkanlık beklentisi gizli, su yüzüne yansımayan bir çekişmeye neden olmaktadır. Bu çekişme, rekabet, önümüzdeki olası bir cumhurbaşkanlığı siçiminde, Sayın RTEnin yenilgisine yol açarak, sürecin sonunu getirir.

Türkiyede AB yolunun açılışı, ABnin, AKPye desteğini çekmesi... AB, kendi çıkarları doğrultusunda AKP ve AKP tipi iktidarları destekleme eğiliminde olsa da, bu tür baskıcı, dini bir politika aracı olarak kullanan, dini eğitime yönelen, bir tür şeriat düzeni getirme eğiliminde olan bir parti ile ilkelerinin bağdaşmayacağını görerek desteğini çeker; AKP yönetimi altındaki Türkiyenin ABye güvenemeyeceği iletisini gizli ve açık şekilde vererek, AB destekçilerini harekete geçirerek, AKPyi sarsmaya başlayarak AKPnin sonunu hazırlayabilir, çoğu kişi Türkiyenin ABye girişini, Türkiyenin çağdışı yönetimlere sürüklenmesini önleyecek bir olanak olarak görmekte, bu görüşle ABye girişi desteklemektedir.

Sayın RTEnin sağlık sorunu... Sayın RTEnin sağlık koşulları nedeniyle AKP başkanlığını ya da politikayı bırakması halinde AKP, Sayın RTE gibi çeşitli grupların çimentosunu oluşturabilecek bir başkan bulamayacağından bu olgu partinin dağılma sürecine girmesine yol açar.

***

Benzer veya daha farklı senaryolar da olabilir; hatta gündemden düşmüş olmakla beraber, askeri bir hareketin çözüm olabileceğini düşünenler de bulunabilir. Tüm bu senaryolar, sorunun kesin çözümü için yeterli değildir. Eğer vatandaşların büyük bölümü egemenliğine, bağımsızlığına, özgürlüğüne, toplumsal haklarına sahip çıkmıyorsa, ulusal amaçları yoksa, itici bir moral güçten yoksunsa, ne yaparsanız yapın, nasıl senaryo yazarsanız yazınız sonuç hüsran olur, sorun çözülmez.

Halkımız başarabilir mi?

Mustafa Kemal Atatürkten alıntılar yaparak insanımızın en azından bir bölümünü tanımlamaya çalışayım:

Şurada acıklı bir hakikat olmak üzere arz edeyim ki, memleketimizde külliyatli yabancı parası ve birçok propagandalar cereyan ediyor. Buradaki gaye pek açıktır ki, milli hareketi neticesiz bırakmak, milli emelleri felce uğratmak... Bununla beraber her devirde, her memlekette ve her zaman ortaya çıktığı gibi bizde de kalp ve sinirleri zayıf, anlayışsız insanların yanı sıra vatansız ve aynı zamanda şahsi refah ve menfaatını vatan ve milletin zararında arayan sefiller de vardır.(Mustafa Kemal, 23 Temmuz 1919, Erzurum Kongresi Açış Konuşmasından.)

Zaman zaman yapmaya çalıştığım gibi Nutuktan alıntı yaparak, günümüze de uygun insan manzarasını betimleyeyim:

Güçsüz ve korkak insanlar, herhangi bir yıkım karşısında millet bir şey yapamaz diye düşünür ve milletin çekingen davranışlarına yol açarlar. Derler ki Biz adam değiliz, kendi kendimize adam da olamayız. Biz kayıtsız şartsız, varlığımızı yabancı eline bırakalım. Türkiyeyi böyle yanlış yollarda dağılma ve yok olma uçurumuna sürükleyenlerin elinden kurtarmak gerekir.

***

Günümüzde de ülkeyi bölmek, kendi emellerine hizmet edecek iktidarlar oluşturmak, propagandalarını yapacak, sesyayar olarak kullanılacak kişileri satın almak, yayın organları kurmak amaçlı ülkeye yabancı para girişi var. Birçok örgüt, dernek, TV kanalı, yayın organı, dış kaynaklardan besleniyor. Uçuk bir iddia gibi gelebilir. Ödemeler bilançomuzda kaynağını bulamadığımız AKP döneminde artan bir Net Hata ve Noksan kalemi var. Bu yolla ülkeye giren yabancı paranın bir bölümünün yabancı devletlerin Türkiye üzerindeki emellerini finanse etmek amaçlı olduğu düşünülebilir. Ortada net hata’, ‘noksan yok, tek taraflı kaynak girişi vardır.

Vatandaşlarımızın önemli bir bölümü, yabancı parasına, kalp ve kazip şöhretlere, kişisel çıkarlarını kollayan vatansız sefillere, özgüveni olmayanlara, baskılara karşı haklarına, özgürlüğüne, bağımsızlığına sahip çıkmazsa, ülkenin geleceğini de kurtarmak olanaksızlaşır. Senaryolar yazmak yerine, halkı uyarmaya, haksızlıklara karşı çıkmaya çağırmak daha yararlıdır. Halkın aydınlanması, tepki vermesi, haklarına sahip çıkması beklentisi, hayalin, umudun da ötesinde bir ütopya gibi gelebilir. Ancak başka çözüm yolu da yoktur.

(Cumhuriyet)

Öztin Akgüc | Tüm Yazıları
Hits: 1370