Avrupa Solu Hollande'ı Bekliyor

~ 28.02.2012, Nilgün CERRAHOĞLU ~

Kılıçdaroğlu kurultaydan güçlenerek çıkarken Avrupa solunda da bir dizi ilginç gelişme yaşanıyor.

Avrupa sol partilerini uzun kış uykusundan uyandıran güç, Fransa Cumhurbaşkanlığı yarışına girdiğinden bu yana kamuoyu yoklamalarında önde giden François Hollande oldu.

Elysee Sarayından kapı dışarı edilmemek için akla gelebilecek her yöntemi deneyen ve Vichy Fransasının faşist söylemlerine dahi sarılmaktan çekinmeyen Sarkozy mesafeyi gerçi son günlerde kısalttı. Ama Hollande hâlâ önde gidiyor! Son yoklamalara göre Fransızlar sandığa bugün gitseler, oyların yüzde 26.5ini Sarkozy, yüzde 27.5ini de Hollande alacak.

Dominque Strauss Kahnın seks skandalı ardından hiç hesapta olmayan bir şekilde Sosyalist Parti adaylığına paraşütlenen karizma yoksunu Hollandeı ilgi merkezi yapan unsur, Fransız adayın partiye giydirdiği yeni sol kimlikoluyor.

Eski Kıtanın ekonomik-sosyal krizin üstesinden ancak merkez-sol politikalarla gelebileceğini düşünen sosyalist aday, geniş çevrelerde yankı yapan bir programla partisinin dümenini sola kırıyor.

‘Yeni bir cumhuriyet rüyası’

Kampanyanın ilk günlerinden itibaren programını kamuoyuna tanıtan Hollande, projelerini dört direk etrafında inşa ediyor.

Fransız halkına yeni bir cumhuriyet rüyası öneren Hollandeın 60 maddelik programı;adalet”, “eşitlik”, “ekonomik büyüme”, “gençliğin önünü açmakkriterlerine dayanıyor.

Genç kuşaklara iş güvencesi getiren işletmelere kolaylık sağlayan bir kuşak kontratı/contrat de generation önermekten, gençlere 150 bin yeni iş olanağı yaratmaya dek işgücü piyasasınımercek altına alan programın istihdama yönelik maddelerini,cinsiyet eşitliği yasasının uygulanmasınailişkin başlıklar tamamlıyor

Vergi adaleti içeren bir vergi reformu ve cumhurbaşkanı, bakan maaşlarında yüzde 30 indirim gibi mali önlemlere, cumhurbaşkanının dokunulmazlık statüsünü değiştirmek, yerel seçimlerde yabancılara oy hakkı tanımak, milletvekili seçimlerinde nispi temsil yönünde değişiklikler yapmak.. gibi kurumsal reform maddeleri eklemleniyor.

60 maddenin hepsinin ortak yanı, toplumda eşitlik ve adalet arayışını güçlendirmekvurgusunu yapan Hollande ayrıca, nükleer enerjide 2025e dek kademeli indirime gitmeyi hedefliyor. Dış politikada da Fransanın hemen Afganistandan çıkmasını savunuyor.

‘Laikliği korumak, geliştirmek’ taahhüdü

Hollandeın, Fransanın sol, cumhuriyet değerlerinedönüş yaptığı en vurucu alan laiklik”.

Laikliğe”; “insanları koruyanve aynı zamanda da özgürleştirenbir değer olarak göbekten bağlı olduğuna değinen, bu nedenle konuya vazgeçilmez önem atfeden sosyalist aday, sağ ve aşırı sağ çevreler tarafından içi boşaltılan kavrama bundan böyle sonuna dek sahip çıkacaklarını söylüyor.

Laikliği korumak, geliştirmek adına açıkça tavır koyuyor, taahhüt alıyor.

Programdaki bu çıkışları ve Cumhurbaşkanlığı yarışındaki önde giden konumu, Avrupanın merkez sol liderleri tarafından Hollandeın çok yakın takibe alınmasına yol açıyor.

Belçika, Danimarka, Avusturya, Güney Kıbrıs gibi ufak ülkeler dışında, ABnin hiçbir yerinde iktidarda olmayan sol partilerin hepsi şimdi umutlarını Hollandeın 22 Nisan-6 Mayıs tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde alabileceği zafere bağlamış durumda.

Paris Deklarasyonu

Önümüzdeki yılın İtalya, Almanya gibi iki büyük AB ülkesinde seçim yılı olması, bu ülkelerdeki sosyal demokratlar için Hollande etkisini bir hayat aşısı haline getiriyor.

Bir sosyalistin Fransada, Mitterand dan bu yana ilk kez Elysee ye çıkabilmesi ihtimali; Fransa cumhurbaşkanlığı seçimlerine nerdeyse tarihi kavşakgözüyle bakılmasına yol açıyor.

22 Nisan yarışına işte bu nedenlerden ötürü güç birliği yaparak hazırlanmaya karar veren önemli üç sosyal demokrat lider” -Fransadan Hollande, İtalyadan Pierluigi Bersani, Almanyadan Sigmar Gabriel- 16-17 Mart günlerinde Pariste bir araya gelerek bir Paris Deklarasyonuimzalayacak.

Dört sayfalık deklarasyonun içeriği henüz kesinleşmedi ama metindeki üç ana temanın büyüme”, “dayanışma”, “demokrasiolacağı biliniyor.

Avrupanın üç büyük sosyal demokrat partisinin katkısıyla oluşacak ortak deklarasyon çalışmalarına, geniş bir beyin takımı ile Almanyadan Friedrich Ebert, Fransadan Jean Jaures vakıfları da katılıyor. Ortak Avrupa solunun çıkışı için el ele çalışan katılımcılar, Paris Deklarasyonunun, Avrupada yeni bir siyasi salınımın başlangıcı olabilecek çapta ve önemdegörüyor.

Kurultay bahsini -bir sonraki kurultaya dek!- arkada bırakan Kılıçdaroğlu CHPsinin de 16-17 Mart deklarasyonunu izlemesinde yarar var.

Avrupa solunda ne de olsa ilk defa üçüncü yoldan başka bir şeyler söyleniyor ve yıllar sonra ilk defa sola sahip çıkan değerler konuşuluyor.

(Cumhuriyet)

Nilgün CERRAHOĞLU | Tüm Yazıları
Hits: 1607