Gaddar Suratlı Demokratlar

~ 27.01.2012, Kaan ARSLANOĞLU ~
19 Mayıs törenleri artık statlarda yapılmayacakmış. Televizyonların değişmez yorumcularından Gülay Göktürk kararı pek isabetli bulduğunu açıklıyor. Statlardaki kitlesel jimnastik gösterileri faşizmi simgeliyormuş. Hitler faşizminin ve onlar kadar faşist olan sosyalist devletlerin otoriter idarelerini çağrıştırıyormuş. Başka bir yorumcu araya giriyor, seyircilerin ellerindeki renkli kartonları indirip kaldırmak suretiyle oluşturdukları tribün resimlerini Bulgarlardan aldığımızı belirtiyor. Göktürk gözlerinde öfke kıvılcımları çaktırarak sesini yükseltiyor: “Onlar da faşistti zaten. Faşistti onlar. İnsanlara birer kişi olarak hiçsiniz düşüncesi işte böyle dayatılıyor! Faşistti… Faşistti onlar..”
Bundan yirmi-otuz yıl önce düşünebilir miydiniz sağ iktidar sahiplerinin önüne gelene “faşist” “yaftası” asacaklarını? Kendileri gibi düşünmeyen herkese “kominis” derlerdi o kurban olduğum klasik gericiler. Kavramlarımızı çaldı şimdikiler. Küfürlerimizi bile gasp ettiler. Biz kime ne diyebileceğiz kızdığımızda? Göktürk gibi yüzlercesi… Hemcinslerini kıskansalar tırnaklarını geçiriyorlar “faşist” diye, aynada suratlarını çirkin görseler ilk rastladıklarına histerik çığlıklarını fışkırtıyorlar: “Faşist.. faşisiist!” Ne diyelim bunlara? Demokrat mı?
Döve döve, hapse ata ata, öldüre öldüre demokrasi savaşlarını sürdürüyorlar. Sadece Irak’ta 1.5 milyon insan öldürdüler demokrasi için. Libya’da tecavüzler ettiler, linç ettiler, katliam yaptılar demokrasi için. Afganistan, Pakistan’da hasma müttefike demokrasi veriyorlar her gün kanla. Öldürüyor ve gülümsüyorlar, gülümsüyor ve öldürüyorlar. Demokrasi için, özgürlük için.
Onlara özeniyoruz ya, hiçbir şeyi Batılılar gibi yapamıyoruz, hep kötü kopyalar üretiyoruz. Bizim “demokratlar” her gün hoşgörüden, özgürlükten bahsediyor; ama gestapo bakışlarıyla. Arada bazıları gülüyor, gülümsüyor. Ancak çoğuna yakışmıyor tebessüm.
Düşünce içeriğiyle duygulanımın uyuşmaması psikiyatride şizofreni belirtisi olarak yorumlanır. Çocuğunun ölümüne ne kadar üzüldüğünü anlatır örneğin bir anne kıkırdayarak. En azından patolojik bir durumdur. Nefret suçlarından bahsedenler görüyoruz ekranlarda, nefret dolu yüzlerle. Kara gömlekli acımasızlığıyla başkalarının acımasızlığından yakınanlar çıkıyor halkın karşısına. Bu ne uyumsuzluk, bu ne derin ruhsal bozukluk diye sormayın. Gerçekte uyumludur düşünceleri ve söyledikleriyle, şefkatle kirlenmemiş bakışları.
Kara propaganda için bilgi gerekmez. Niye toplasınlar ki gerçeği, nasıl olsa çarpıtacaklar. Akıllarına estiği gibi atıp tutmak zaten etkilidir ve üstelik sıfır zahmetli.
Uzak tarihi bir yana bırakırsak 18. Yüzyılda ortaya çıkan “İsveç Jimnastiği”ni hiç mi bilmezler? Bu jimnastik sıklıkla toplu olarak yapılıyor, açık alanlarda, salonlarda. Bize 20. Yüzyıl başında gelen jimnastik de İsveç kaynaklı. 1896’dan itibaren olimpiyat oyunlarının ayrılmaz bir parçası oluyor stat gösterileri ve jimnastik. Tamam, Nasyonal Sosyalistler spor gösterilerini kendi ideolojilerinin bedensel sergilenişi olarak fetişleştiriyorlar. Tüm sosyalist ülkelerde toplu spor hareketlerine, stadyum gösterilerine büyük değer veriliyor, bu da doğru. Ama olgu dünya çapında bazen siyasi renkler katıştırılarak, bazen katıştırılmaksızın, toplumsal canlılığın, ruh ve beden sağlığına verilen önemin göstergesi olarak yaygınlaşıyor.
Örneğin 1930’da ortaya çıkan “Sağlık ve Güzellik Birliği” hareketini nereye koyacağız? Güzel kızlar açık havada açık saçık spor yapıyor. Göktürk bir baksa “İşte” derdi, “Sıfır numara faşist bunlar!” Bizim Temel’e sormuşlar: Bil bakalım, bir kız, pencereden bakii, ha bu nedur? Cevabı yapıştırmış: Orospidur daa! Ama İngiltere’de ortaya çıkmış. “League of Health and Beauty” bir kadın hareketi. Kadının toplumsal hayattaki rolünü güçlendirme amaçlı bir oluşum. “Faşist bunlar” yasaklayalım dememiş kimse. Üstelik sonrasında bayağı ırkçılık karşıtı bir yön kazanmış. Bu sonuncular Göktürk’ü ırgalamaz da, işin İngiltere’den çıkması! Kafası karışabilirdi. Bereket, o bir talimatlı gazeteci, düşünerek konuşmuyor, yazmıyor.
19 Mayıs Kurtuluş savaşının başlangıcı. İktidarın bir yandan anti emperyalist bilinçle bir derdi var, bir yandan Osmanlı’ya başkaldırıyı hazmedememesi ciddi sorun. Kadınların toplumsal bir güç olarak, hem de sporla, hem de spor giysileriyle ortalığa çıkması, belki de bunlar kadar rahatsızlık yaratıyor ileri demokratlarda.
Bahane bulmaksa medyadaki karanlık bakışlılara kalıyor. Eşgüdümlü bedensel hareketler faşizm ürünüymüş. Eşgüdümlü bedensel hareketler yüz bin yıldır var insanlık tarihinde. Hemen tüm ibadetlerde var. Üretimde var. Özellikle kapitalist üretimde çok yoğun biçimde var.
Bunların hangisinin demokrat ve bireyi geliştirici, hangisinin faşist ve bireyi ezici olduğuna zalim çehreli medya komiserleri karar verecek. Bize de bu talimatlara uygun demokratlar haline gelmek düşüyor. Bir gün herkesin ileri demokrat olması planlanıyor. Eşgüdüm içinde.
corbis-42-15688129.jpg
Health and Beauty League 1937
st1.jpg
Health and Beauty Birliği 1938
beden2.jpeg
Fransa'da bir stadyum jimnastik gösterisi (Hayat Ansiklopedisi, s.571, 1963)
eng4.jpeg
Health and Beauty Leauge 1932
england.jpeg
Health and Beauty L. 1935
norw-gymnastics-1621524a.jpg
1912 Olimpiyat Oyunları Norveç Takımı
 
(SolHaber)
Kaan ARSLANOĞLU | Tüm Yazıları
Hits: 1874