12 Eylül'ü yargılamak

~ 12.01.2012, Derya SAZAK ~

 Türkiye geç kalmış bir hesaplaşmayı nihayet yargıya taşıyor. 12 Eylül askeri darbesiyle ilgili iddianame Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Darbeyi yapan eski Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ile konsey üyelerinden Tahsin Şahinkaya, “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası” istemiyle mahkemeye çıkarılacaklar.
Türkiye’nin 60 yıllık demokrasi/darbeler tarihinde bu dava bir “ilk.” Şili’nin, Arjantin’in, Yunanistan’ın yaptığı gibi “askeri cunta”nın hayatta kalan üyeleri 12 Eylül’ün hesabını verecekler.
Kuşkusuz bu dava 95 yaşındaki Evren’in mahkemeye çıkarılmasının ötesinde bir anlam taşımaktadır.
1980 askeri darbesinin ağır ve kanlı bilançosu var:
Darbede 650 bin kişi gözaltına alındı. 230 bin kişi yargılandı. 7 bin kişi için idam cezası istendi.
50 kişi idam edildi.
12 Eylül darbesinde askeri cezaevlerinde ağır işkenceler uygulandı.
Latin Amerika örneklerindeki gibi kayıplar, gözaltında ölümler gerçekleşti.
İddianamede Çorum, Kahramanmaraş olayları, Abdi İpekçi suikastı darbeye zemin hazırlayan faaliyetler olarak sayılıyor.
“1 Mayıs 1977 katliamı” da bu zincirin parçası.
1980 darbesi “soğuk savaş” döneminde Sovyetler’e karşı “ileri karakol” olarak görülen Türkiye’de “sol” tehdidi ortadan kaldırmak için planlanmış “CIA güdümlü” bir darbeydi. ABD yönetimi darbe olunca “Bizimkiler yaptı” diye sevindi. Destekledi.
NATO’cu subaylar, Doğu-Batı bölünmesi karşısında ülkenin komünist bloğa kaymasını önlemek, solun ilerlemesini durdurmak adına “ülkü ocaklarını” örgütlediler. Genelkurmay içindeki “Özel Harp Dairesi”nin varlığını ilk kez Başbakan olduktan sonra Ecevit ortaya çıkardı. Bu dairenin bütçede görünmeyen ödeneği ABD yardımından karşılanıyordu. Ecevit, 1980 öncesi MHP’li “komandolar”ın “devlete yardımcı güç” olarak örgütlendiklerini Erzurum’da gören yapan bir generalden dinlemiş ve açıklamıştı.
Abdi İpekçi’yi öldüren Ağca da “ülkücü”ydü.
Sıkıyönetime rağmen askeri cezaevinden kaçırıldı.
O zamanlar Demirel, “Bana milliyetçiler cinayet işliyor dedirtemezsiniz!” diye meydan okurdu.
Oysa Ülkü Ocakları’nın 12 Eylül’e gelinmesindeki rolü yadsınamaz bir gerçekti.
O dönemin “kontr-gerilla” faaliyetlerinde silahlı sağ örgütler kullanıldı. Çorum ve Kahramanmaraş katliamları tezgâhlandı. Kan döküldü.
2012 Türkiye’sinde “geç de olsa” darbecilerin yargılanması tarihsel önemdedir.
İddianamede darbe sürecinin 1980 başında Genelkurmay Başkanı Evren ve kuvvet komutanlarınca verilen “uyarı mektubu” ile başladığı belirtilmekte. Savcı, 12 Eylül’de “hak ve özgürlüklerin sanal ve dokunulmaz bir devlet anlayışına feda edildiğini” savunmuş.
Dünün solcuları “bugünün ulusalcıları” umarız 12 Eylül davasını da “tiyatro”ya benzetmezler!

(Milliyet)

Derya SAZAK | Tüm Yazıları
Hits: 1299