ATTAN KÜÇÜK EŞEKTEN BÜYÜK

~ 08.01.2012, Av. Ali Musa SARIÇİMEN ~

Hürriyet Gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, Uludere’de F-16’ların bombardımanı sonucu 35 yurttaşımızın yaşamını yitirdiği olayla ilgili,  gazetenin 6 Ocak 2012 tarihli  “Sayın Kaçakçı” başlıklı yazısında bakınız ne diyor:

“Sayın kaçakçı… Babası eşek anası attır. Eşek, atı becerir katır doğar… Kaçakçılık katır’dır. Yasak aşkın meyvesi…Kimin kimi, hangisinin hangisini becerdiğinin bi önemi yoktur... Neticede, devlet’le kaçakçı’nın çiftleşmesidir… Entel barların romantik tayfası ‘50 liracık için canını tehlikeye atmak zorunda kalan masum köylü’ filan diyor ama... Haftada iki sefer yaptığında, ayda 15 bin lira kazanıyor o masum!... Sayın terörist’le sayın kaçakçı arasında katır tepmişe dönmek istemiyorsa, bi karar vermesi lazım artık devletin... Kişneyecek misin? Anıracak mısın?.. Devlet’in de katır’ı var. İsmi Reşo... Üstelik madalyalı...”

Uludere’de 35 yurttaşımızın yaşamını yitirdiği  olayla ilgili “Ulusalcıların” fikir babası Bay Özdil’in yazdıkları bunlar. İğrençlikten öte bir şey, ortada ne bir fikir, ne de insanlık namına bir şey var. Daha da kötüsü Bay Özdil, bunları yazmak için ciddi paralar alıyor.  Yani Hürriyet’in sahibi bu iğrençlikleri yazsın diye, “Eşek, atı becerir katır doğar, kaçakçı katırdır, ölenler de kaçakçıdır” demesi için bu adama yüklü paralar ödüyor. İğrençlik, insanlıktan çıkmak bedava değil, yükünü alan gazetecilik adına bunları yazıyor…

Bir şey daha var ki,  kendine “ulusalcı” diyen epey bir okuyucu kitlesi var Bay Özdil’in. Öyle böyle değil, kin ve nefretle dolu, intikam arzusuyla yanıp tutuşan, tiksintilerini kusmak için fırsat kollayan bu “ulusalcı” okurlar, müthiş bir zevkle, dört elle sarılıyorlar Bay Özdil’in bu yazdıklarına. “Helal, yaşa, bravo” diyorlar ona…

Bay Özdil, bu yazısında, çoğu çocuk yaşta 35 insanın ölümüne, yok oluşuna, katledilişine, ailelerinin onarılmaz acılarına dair bir tek kelime dahi etmiyor. Hatta insanlıktan söz edenlerle açıkça alay ediyor. Ölenleri, o yoksul çocukları katırlarla eş görüyor, gösteriyor. Ha bir katır ha bir kaçakçı ölmüş fark etmiyor onun gözünde. “Eşek, atı becerir katır doğar, kaçakçı katırdır, ölen o çocuklar da kaçakçıdır” diyor.  

Böylesi bir iğrençlik karşısında insanların susmasını, böylesi bir ahlaksızlığı, vicdansızlığı anlamak mümkün değil. Bay Özdil,  bu pislikleri kustukça, okurları da bu yazılanları zevkle okuyor, bir sonraki iğrençliğini merakla bekliyorlar. “Bugün bizim Yılmaz ne yazmış, bize ne yedirecek” diye gazeteyi almaya koşuyorlar. Bir tür bağımlılık bu, O en ilkelinden ırkçılığın şarabını damıtıyor, onlar da bu iğrenç şarabı şehvetle içip sarhoş oluyor, sağa sola, ortalığa kusuyorlar.  

Dost başa düşman ayağa bakarmış, derler. Sormak lazım bu düşmana, “sen katır sırtında taşınan o cesetlerin, o çocukların ayağına hiç baktın mı? O katır dediğin insanların, kışın ortasında donmuş o ayaklarındaki postalları gördün mü?  O ayakkabılar, ayda 15 bin lira kazanan birinin mi yoksa henüz çocuk yaşta fukaralığın çaresizliği içinde, gecenin bir yarısında dağa vurmuş, buz kesmiş ayakların lastik kılıfı mı?

Sen Bay Özdil, o küçük ayaklara, o küçük parmaklara, parçalanmış o cesetlere bakıp, nasıl olur da o çocuklara, böylesi bir iğrençliği yakıştırabildin, “eşek atı becerir, bunlar katırdır” diyebildin?  
Peki ya sen, kendine “ulusalcı” diyen okur, bu iğrençliği okurken nasıl oldu da şevke, zevke gelebildin, insanlığından çıkıp “helal sana” diyebildin?

Peki ya sen, gazete patronu, “eşek atı becerdi” diyen bu iğrençliğe nasıl oldu da para verebildin, bunu gazetecilik sayabildin?

Peki ya sen, Türk halkı… Nasıl oldu da yer yerinden oynamadı, vicdanınla ayakta durabildin?

Eşek, atı becerir katır doğar… Kimin kimi, hangisinin hangisini becerdiğinin bi önemi yoktur. Kaçakçı katırdır, ölenler kaçakçıdır. Haftada iki sefer yaptığında, ayda 15 bin lira kazanıyor o masum!..

Bu sözler karşısında daha fazla ne söylenilir, bilmiyorum. İnsan insanlığından utanıyor.  Yazıklar olsun.
 

Av. Ali Musa SARIÇİMEN | Tüm Yazıları
Hits: 2989