Karanlıktaki Ülke

~ 24.12.2011, Ataol BEHRAMOĞLU ~

İki hafta üst üste yazdığım konunun arkasını bırakmak niyetinde değilim.

Karanlıktaki ülkede yapılan karanlık işlerin belki de en karanlığı olduğu için.

Arap harfleri ve Arapçayla ilkokul çağındaki çocuklarımızın dünyası karartılmak isteniyor.

İlgili kurumdan, bakanlıktan herhangi bir açıklama gelmedi.

Bekliyorum.

Yazmayı sürdüreceğim.

Bilgisayarımda konuyla ilgili okur mektupları birikiyor.

Onlardan da zaman zaman söz edeceğim.

Herkesi buradan bir kez daha uyarıyorum.

İlk ve orta dereceli okullara Arapça ders konulmasına karşı ciddi bir toplumsal muhalefet oluşturulamazsa, bunun anlamı, karanlıktaki ülkenin daha da zifir karanlıklara gömülecek olmasıdır.

Belki de oradan bir daha çıkmamak üzere.

***

Karanlıktaki ülkede 21 Aralık Çarşamba günü bir ışık parıltısı görüldü.

Bir ucundan tanık olduğum, göz kamaştırıcı bir ışıktı bu

İstanbulda, İzmirde, Ankarada, birçok başka kentimizde binlerce sağlık ve eğitim emekçisi, kol kola, omuz omuza yürüdüler

Ertesi günün gazetelerine tek tek baktım

Cumhuriyet, Bir Gün, Sözcü, Aydınlık gibi birkaçı dışında, hele renkli basının hemen tümünde, tam bir karartma operasyonu

Utanç verici, öfkelendirici, onursuz bir suskunluk, örtbas etme çabası

21 Aralıktaki kitlesel emekçi eylemini birinci sayfalarından, gereken önemi vererek duyurmamış olan bir basın, artık halkı aydınlatma işlevini değil, karartma görevini yerine getiriyor demektir

Günümüz Türkiyesinde yazılı ve görsel medyanın büyük çoğunluğuyla yaptığı budur.

***

En son Edirnede yerlerde sürüklenen, parçalanırcasına dövülüp hırpalanan çocukların görüntüleri bazı ekranlarda gösterildi

Bu gidişle bu birkaç ekranın da bütünüyle karartılacağı günler uzakta değil demektir

Bu ülkede, 12 Eylül faşist darbesi dışında, polisin gençlere karşı bu kadar acımasızca davrandığı, bu kadar orantısız güç kullandığı görülmedi

Yargı organları hiçbir zaman bu kadar açıkça hukuk dışılığın aleti, maşası, infaz memuru olmadı

Ülke hiç bu kadar karanlıkta değildi

Yapılanlar, yaklaşık iki yüzyıllık bir tarihe sahip olan aydınlanmacı harekete Jakoben diye saldıran karanlıkçılığın, onu bu ülkenin tarihinden ve geleceğinden silip süpürme çabasıdır

Atatürkün adını taşıyan kuruma Atatürk düşmanlığı tescillikimselerin atanması, bunun son göstergelerinden biridir.

Böyle bir atama, suç işleyen kişiye suçun araştırılması görevinin verilmesine benziyor

***

Karanlıkçılık, kavramların da karartılması demektir

Bazı Batı dillerinde ve bu arada Fransızcada bu sözün karşılığı, Latince karanlıkanlamına gelen obscurodan türetilmişobscurantismedir

Aydınlanmanın büyük akıllarından önde gelen bazılarının adlarıyla yücelen Fransız kültürü, şimdi bazı karanlıkçıların siyasal önderliğinde giderek cüceleşmekte

Fransız parlamentosunun içler acısı bir azınlık ve dağınıklık sergileyen oturumunda kabul edilen yasa, Türkiyede karanlığın daha da koyulaşmasına yol açacak

Günümüz Batı dünyası, evrensel aydınlanma kültürünün bu coğrafyada en seçkin uygulayıcısı olmuş ve o değerleri bugünkü Batıdan çok daha büyük bir bilinçlilik ve kararlılıkla geleceklere taşımaya yetenekli bir ulusun çocuklarını geçmişin kan lekeleri içinde kirletip lekelemeye çalışırken, onları ülke içindeki karanlıkçılığa karşı savaşımlarında yalnız bırakıyor, güçsüz düşürüyor

Ülkemiz içerden ve dışardan karanlıklarla kuşatılıyor

***

Karanlıklarda kalmak da ne yazık ki alışılan bir olgudur

Tenceredeki suyun ısısı azar azar yükseltilmedeyken farkına varmaksızın haşlanan kurbağa örneğini buraya da uygulayabiliriz

Göz azar azar arttırılan karanlığa da uyum sağlar

Farkında olmaksızın büsbütün görmezleşinceye kadar

Bugün yaşanmakta ve dayatılmakta olan süreç budur

(Cumhuriyet)

Ataol BEHRAMOĞLU | Tüm Yazıları
Hits: 2607