Kelepçeyi takarsan

~ 21.12.2011, Melih AŞIK ~

Türkiye ile ilgili vahim bir soykırım yasası çıkartmak üzere olan Fransa’ya tepkimiz:
- Sonuçları vahim olur, demekten ibaret...
Vahim olur da ne olur? Belli değil...
Bu konuda ne demişti Onur Öymen:
- Etkili olmak istiyorsanız nasıl bir karşılık vereceğinizi somut biçimde söyleyeceksiniz... ‘Bu yasa çıkarsa askeri ihalelere giremezsiniz’ diyeceksiniz mesela...
Öymen, bir tarihte, İsveç’in Avrupa Konseyi’nde düşmanca bir tavrına karşılık hızlı tramvay ihalesini iptal edeceğimizi bildirdiğimizi, karşı tarafın derhal yelkenleri suya indirdiğini anlatıyor.
Güçlü devlet, onurunu her şeyin üzerinde tutan devlettir.
Sana vize mi uyguluyorlar aynı anda karşılık verirsin.
Gururun ve onurunun turizmden önce geldiğini dosta düşmana gösterirsen bir daha seninle oynamaya cesaret edemezler. Fransa 2001 yılında ilk soykırım yasasını kabul ettiğinde sert karşılık verebilseydik belki işler bugüne bile gelmeyecekti.
* * *
Emekli Büyükelçi Uğur Ergun anlatıyor:
“Eskıden Londra’da hiçbir ülke diplomatına ceza uygulanmazdı. İngilizler ilk olarak 1985 yılında Londra’da yanlış yere park eden diplomatların arabalarına kelepçe takma uygulaması başlattılar. Uygulama özellikle Arap diplomatları hedef alıyordu. Bir ara benim büyükelçilik önüne park ettiğim arabama da kelepçe taktılar. Derken kelepçe uygulamasına aniden son verildi. Meğer bir Sovyet diplomatının aracına da kelepçe takılmış. Ama aynı gün Moskova’da İngiliz Büyükelçiliği’ne ait 90 araca birden kelepçe takılınca İngiltere uygulamaya son vermiş...”
Büyük devlet budur... Lafla değil eylemle konuşur...


Lib’oş hastalar!

Okurumuz, geçtiğimiz günlerde İzmir’deki bir özel hastanede ufak bir operasyon geçirmiş. Gözlemlerini aktarıyor:
“Hastanenin ikinci katı Libya’dan gelen yaralılara tahsis edilmiş. Hastane personeli ve hastalar bunlara ‘liboş hastalar’ adını takmış. Adamların kaldığı kat adeta kurtarılmış bölgeye dönüşmüş. Hastanenin hemen hiçbir kuralı 2. katta geçmiyor. Bu liboşlar bir kere çok saygısız ve gürültücüler. Yetmezmiş gibi odalarında, koridorlarda rahatlıkla sigara da içki de içiyorlar. Kimilerinin tedavisi büyük ölçüde bitmiş. Onlar da hastaneyi adeta otel olarak kullanıyorlar. Sabah çıkıp Karşıyaka’daki, Kordon’daki birahanelere takılıp akşama kadar kafayı çekiyorlar, sonra çakırkeyif bir halde geri dönüyorlar. Şikâyetler artınca bunları bir otele yerleştirmeye kalkmışlar. Ancak adamlar oteli beğenmeyip olay çıkarınca yeniden hastaneye dönmüşler. Bir hemşireye, bu heriflere neden bu kadar hoşgörülü davranıldığını sordum. ‘Hastanenin bir Libyalı için Libya devletinden aldığı tedavi parası aynı durumdaki Türk hastanın iki - üç katı daha fazla. Hoşgörünün temel nedeni para. Patronlarımız daha çok kazanacak diye faturayı bizler ödüyorüz’ yanıtını aldım...”


CHP gençliği

CHP Gençlik Kolları Başkanı İnanç Yıldız, Genel Başkan Kılıçdaroğlu tarafından görevden alındı...
CHP’ye son 6 yılda 6 gençlik kolları başkanı atama ile geldi, atama ile gitti.
2006 yılından bu yana gençlik kurultayı yapılmıyor. Bir gençlik kurultayı yapılsa da gençler kendi temsilcilerini seçseler... Biraz demokrasi solusalar... İyi olmaz mı?


Voltaire

Paris’e giden heyette yer alan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu demiş ki:
“Düşüncelerinize karşıyım ancak düşüncelerinizi savunmak için ölmeye hazırım, diyen Voltaire’in Fransa’sında bu tür bir yasa teklifinin gündeme gelmesini hayretle karşılıyoruz.”
Rifat Bey haklı... Çıkarılacak yasa düşünce özgürlüğünü de katletmektedir...
Ancak o söz Voltaire’e ait değildir...
Bunu da artık öğrenelim...
Söz aslında Evelyn Beatrice Hall’a ait olup Hall’ın Voltaire hakkında Stephen G. Tallentyre mahlasıyla yazdığı “The Friends of Voltaire” kitabında geçiyor. Yazar ifadeyi tırnak içinde kullandığı için Voltaire’e atfedilmiş. Hall, 1935 yılında bir dergiye yaptığı açıklamada ifadenin Voltaire’e ait olmadığını, Voltaire’in “Kendin için düşün ve bırak diğerleri de kendileri için düşünsün” sözünden hareketle, ifadeyi kendisinin ürettiğini söylemiştir.

 

Beyin, Türkçeyi anlamak için diğer dillerin aksine
iki kez işlem yapıyormuş.
Arapçaya ağırlık vermemizin sebebi o mu yoksa!
Haldun Ertem

 

Daniş!

Birkaç gündür üzerinde en çok yazılıp çizilen konulardan biri milletvekili danışmanlarının yeni maaşları. Gerçekten de danışmanlar iddia edildiği gibi yeni yılda yüzde 170 zamlı maaş mı alacaklar? Maaşları 5 bin 400 liraya mı çıkacak?
Hayır. Ne bu oranda zam söz konusu ne de 5 bin 400 lirayı bulan maaş. Maaşları halen 2500 lira dolayında olup, yeni yılda ellerine geçecek olan para 3 bin 600 lira kadar olacakmış....
Meclis’te 1000’in üzerinde danışman var.
Bu danışmanlar maaşlarının 5 bin 400 liraya çıkmayıp sadece 3600 lira olacağını günlerdir medyaya anlatamadıklarına göre... Biraz medya ile ilişkilerini güçlendirmeleri gerekiyor sanırız...

 

AKP’li Burhan Kuzu, “Muhalefet cenahında hep şeytan dolaşıyor” demiş.
Sizden mi korktu da o tarafa kaçtı acaba...
Fahrettin Fidan


Subayların kendisini askeri gazinoya sokmadığını söyleyen Bakan Yıldız “Sakallısın dediler yemek vermediler” demiş.
Allah için AKP kindarlık yapmıyor!
İçeri tıktıkları subaylara günde 3 öğün yemek veriyor...
Gülhan Elmas
 

(Milliyet)

Melih AŞIK | Tüm Yazıları
Hits: 1358