Van yıkıldı ama şükür ileri demokrasi işliyor

~ 12.11.2011, Selahattin DUMAN ~

Bu tespitime itiraz eden olursa, önceden söyleyeyim, kafa atarım.. Hepsine pis dalarım.. Batı dünyasına orada sadece insanlık dersi verilmiyor, ileri demokrasi dersi de veriliyor.. Biraz gazlı, biraz coplu ama varsın olsun.. Ders derstir..

Tam gündemden düşüyor, dediğim sıraydı..

İkinci Van depreminin yaşandığı gün, elimize gelen gazetelere bakmıştım.. Birinci sayfada bir tek bile deprem haberi yoktu..

Bizim toplumsal hafızamızın unutma hızı, deryanın palamudu ile aynı düzeyde seyrettiğinden; kendi kendime “normal..” dedim..

Zaten Hırvatistan milli maçı da gelip çatmış..

Van depreminin iç sayfalara da girmemesi bir şanlı galibiyete bakar, çizgideydi..

İkinci deprem kütük gibi indi kafamıza..

Çıkarılacak ders şudur:

“Bizim ahali kesinlikle ders almaz.. Ahaliyi güdenler hiç almaz..”

***



Dünkü gazetelerde polisin Vanlı protestocuları coplarken çekilen fotoğraflarından bir kare, utangaç utangaç çift sütuna girmişti..

Normal şartlarda o fotoğrafın hakkı en az altı sütundur.. Ama potkan sıkıyorsa gel de koy..

Demokrasi dünyasının güzellikler âlemi memleketimizde “Seyrek bıyıklı asabi şahsiyetin” devamlı şiddet halidir potkayı sıktırmayan..

Değirmen taşına “Biraz yumuşak ol..” demenin âlemi yok.. Taş bildiği gibi döner..

Evvelki gün Van’da “Vali istifa..” diye çığrıştıkları için, kendilerini demokratik hak kullandıklarını zannedenler copu yiyince “Hakkın değirmende olduğunu..” anladılar..

İleri demokrasilerde valilerin protesto edilmeyeceğini öğrenebildilerse ne mutlu Vanlılar’a..

ALINGAN ABİLER

Bu işlerin başına dikilen hükümet adamı da şedit çıktı..

Valisi protesto edildi ya!

Eee? Edilmesin mi? Alelusul bakılıp “Sağlamdır..” denilen en baba binalar çökmüş, ikisi gazeteci, biri ABİLER onca kişi heder olmuş..

Şehrin gençleri de demokratik anlamda elbet birine fatura kesecek.. Toplanmışlar.. “Vali istifaaa!!” diye çığrışmışlar.. Ne var bunda?

Ayrıca ülke yönetiminin gelindiği noktalarda valilerin ne işe yaradığı da başka bir tartışma konusudur ama.. Gel de kemikleşmiş yapıya anlat..

Bu makamı ilga ettin, partizanlığı kime yaptıracaksın.. Seçim dönemi gelip çattığında bedava çamaşır makinesini kime dağıttıracaksın?

Her neyse..

İkinci sallantıda “Sağlamdır..” çetelesi atılan binaların altında kalanlar alınmamış da işin başına dikilen hükümet adamı alınmış..

Herhalde izansız Van gençliği koskoca bir hükümet adamına el vurup, çapik de tutmadı.. Bir de bağrışma devam etti..

“Dinlemiyorsanız ben de giderim..” demiş..

İyi işte.. Dinlemiyorlar.. çek git.. Polisi niye arkanda bırakıyorsun?

Bizim teşkilatımız “Vur” denildiğinde “Canını çıkarmaya..” talimlidir.. Valiyi yuhalayan, koca hükümet adamını dinlemeyen gençlere acır mı?

Copun vurduğu yerin acıması üç beş dakikadır.. Basalım biber gazını, iki saat uğunsunlar, demişlerdir..

***



“Dinlemiyorsanız ben de gidiyorum..”

Davos’taki “Daha da gelmem..” restinin başka bir versiyonu.. Haa! Sahi.. Dinleselerdi ne diyecekti acaba?

Merak edenler için elifi elifine ben söyleyeyim.. “Depremde kaybettiğimiz taze canlara Allah’tan rahmet.. Yaralılara geçmiş olsun..”

Bu çok önemli.. Ölenler hükümet adamlarının hayır duasını almazlarsa öte tarafta sahipsiz kaldıklarından Araf’ta bekletiliyorlar..

“Daha başka?”

“Bölgeye çok miktarda çadır gönderilmiştir..”

VUKUATIN ASLI..

Dünden itibaren Van’a kar düştü, çadırın da çare olmadığı görüldü.. Zararı yok, yine de yollasınlar.. Fazla çadır gaz çıkarmaz..

“Başka ne var?”

“Kimse aç ve açıkta bırakılmayacaktır..”

“Devam et sayın büyük..”

“Herkes fedakârca görev yapmaktadır.. Burada çalışan hizmetlilere teşekkür ederim..”

“Bitti mi? Bu kadar mı?”

“İkinci deprem göstermiştir ki hasarlı binalara girilmemesi lazım.. Lütfen binalara girmeyin.. Maazallah..”

Bu kadarını iki yıkım, binden fazla artçı sallantı görmüş Van ahalisi de öğrenmiştir..

Hükümet adamının bu konuşmayı yapamaması ile Van bir şey kaybetmiş değil..

Sadece hükümet adamının televizyonda “Birinci haber olma şansı..” elden kaçmış.. Sinirler, öfkeler; taaa Ankara’dan, İstanbul’dan yollanan şedit mesajların ve “Yapıştır copu..” vukuatının aslı bu..

Bu arada coplanma işi; diplomasız, işsiz, mesleksiz, bir baltaya sap olamamış protestocu Van gençliğinin işine yaradı.. Nasıl mı? Hiç değilse “provokatör” oldular..

Bu da bir şeydir.. Paye payedir..

“Binalara girmeyin..” veya “Oturun çadırınızın kurulduğu yerde..” nasihatlerinin faydası da tartışılır..

Dün bölgede çalışan bir gazeteci arkadaşımı aradım.. Arkadaş gözettiğimizden bir de “Aman çadırda kal..” ukalâlığımız tuttu.. Cevabımızı aldık..

“Gece hava eksi on dereceye düşüyor, gel de sen kal..”

Televizyonlara bakıyorum.. Aynı hasarı yaşamış köylerden hiç ses seda yok..

Onlar milletin “tescilli” efendisi olduklarından, sessizliklerini vakarlarına veriyorum..

Aman vakarlarını korusunlar..

Ağzını açan azarlanmadan payını alıyor, üzerine üstlük bir de “Provokatör..” olarak kara kaplı deftere yazılıyor..

***



On gün önce televizyon kameralarına güvenip hükümet adamına sokulan ve “bize yardım vermiyorlar..” diye sızlanan köylü vatandaş fırçayı nasıl yediydi?

“Ben senin niyetini biliyorum.. Şimdi konuşturma beni.. Senin kim olduğunu ortaya çıkarırım..”

Ardından çatık kaş, sert adımlar, sinirli yürüyüşle olay yerini terk etme.. Kameralara devlet adamı vurgusu..

Şimdi merak ediyorum..

Birileri geldi.. İkinci dalgada göçen binalara “Sağlamdır.. İdare eder.. Allah’a emanet..” raporu verdi..

Hem de göz kestirimi, beş dakikada.. Bunca insan onların altında öldü, gitti..

Sayın Van Valisi o çalışmaların başında durdu mu? O raporları görüp onayladı mı? Birinciye gelen idareci olarak o çalışmalara ne gibi katkısı oldu?

Cevabını televizyondan dinlemek için beş on cop ve bir iki sıkımlık biber gazı yemeye razıyım..

 

(GazeteVatan)

Selahattin DUMAN | Tüm Yazıları
Hits: 1441