Seçilmiş Tiranlık ve 'Teslim Ol' Söylemi

~ 14.07.2011, Nilgün CERRAHOĞLU ~
Kimi TV açmak, gazete okumaktan vazgeçti.
Kimi kendini bahçe, börtü böcek işlere; torun-tosuna verdi.
Etrafımdaki CHP’li seçmenlerden bahsediyorum.
CHP’yi hep konuşuyoruz da, başını hangi duvara vuracağını bilmeyen muhalefet partisinin bunalan seçmenlerinden pek söz etmiyoruz.
En azından benim yakın çevremdeki bildiğim, tanıdığım CHP seçmenleri şu ara derin bir yalnızlık, umutsuzluk, bıkkınlık, soyutlanmışlık, boşlanmışlık hali yaşıyor.
Seçim sonrası zaten depresyon moduna girmişken üzerine yemin krizituz biber ekti.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu gerçi yemin/boykot krizilafından hazzetmiyor. Yerine demokrasi/özgürlük kriziifadesini tercih ediyor.
Haklı.
Ama tabii haklı olmak başka.
Haklılığını anlatabilmek, hakkını koparıp almak/alabilmek başka.
Yemin kriziolarak kitlelere mal olan krizde de böyle oldu ve CHP -krizin adından başlayarak- meramını kamuoyuna anlatamadı.
Gerçek ve algı farkı
Sevgili Şükran Soner de önceki gün yazdı. Gerçek başka. Algı başka. Hele içinde yaşadığımız medya demokrasisindegerçek ne olursa olsun; gerçekle/gerçeklerle artık kimse ilgilenmiyor. Varsa yoksa algı. Medyayı ele geçiren, algıyı dilediği gibi yönetiyor. Demokrasinin beşiği İngiltere’de Murdoch marifetiyle yapılan manipülasyonları görüyorsunuz. Nerede kaldı bizim gibi emekleyen demokrasilerde haber alma özgürlükleri”? Bizim buralarda da ağırlıklı biçimde medya artık AKP’nin eline geçtiğinden, algıyı o yönetiyor. Orada burada yükselen, yükseldiği yerde de hemen parazit bombardımanına tutulan CHP’nin sesi gerektiğince kitlelelere erişemiyor.
12 Haziran’da umduğunu bulamayan CHP, üstüne bir de bu kriz eklenince, şimdi ağır bir ezilmişlikduygusu yaşıyor.
CHP’ye her gün başka ayar veren Başbakan’ın salvoları bu duyguyu büsbütün pekiştiriyor.
Önceki gün gene Yüzde 26 alacaksın, asıp keseceksin!diyerek esip gürledi Başbakan: Yok böyle bir şey. Egemenlik kayıtsız şartsız milletinse buna teslim olacaksınız!
İki kişiden biri AKPye oy verdi!diye söze devam eden Başbakan;
millet egemenliğine kayıtsız şartsız teslim olacaksınızderken; belli ki yalnız AKP’ye oy veren o iki kişiden biriniyani yüzde 50” yi kastediyor.
Oylarını ötekipartiler arasında dağıtan yüzde 50’nin nazarında hiçbir kıymeti harbiyesi yok.
Ötekiseçmenler; AKP’li yüzde 50’ye tabi; tabi olmanın ötesinde teslim olacak!
Başbakan frenlenemez olduğunda...
Bu anlayışa siyaset bilimcileri seçilmiş despotizm/tiranlıkveyaçoğunluk tiranlığı, çoğunluk diktası, çoğunluk despotizmigibi adlar veriyor.
İtalya’nın dünyaca ünlü siyaset bilimcilerinden olan Giovanni Sartori; Azınlıklara saygı göstermeyen, bunun yanı sıra kontrol altına alınamayan parlamento çoğunluğunun olduğu yerde seçilmiş despotizmden söz edilir!diyor.
Diktatörlüklerin artık eskisi gibi meclisi feshederek yola çıkmasının mümkün olmadığını söyleyen sandıkla şekillenen parlamentogörünümününmeşruiyetaçısından günümüzde olmazsa olmaz zorunluluk olduğuna işaret eden Sartori özetle, Ancak ne var kidiyor:Fiiliyatta bu, ‘diktatöryal güç kullanımının’ yok olması/ortadan kalkması anlamına gelmiyor. Diktatörlük, özde ‘güç kullanımında aşırılık’ demektir. Sandıktan çıkan bir başbakan; kendinden başkasını kale almıyor ve başka hiçbir güç tarafından dengelenip frenlenemiyorsa, başbakan diktatörlüğü ve çoğunluk diktası’ başgösterir. Burada, anayasal bağlamdaki ‘diktatör’ sözcüğünden kasıt, ‘başbakanlık konumunun’ başka güçler tarafından dengelenemez olmasıdır.
Sartori; bu saptamaları aşırı ölçüde güç biriktiren İtalya Başbakanı, Berlusconi örneğindenhareket ederek yapıyor ve çoğunluğuk tiranlığınakarşı, çoğunluğun hükümet etme hakkı mutlak ve sınırsız olamaz!diyerek kamuoyunu uyarıyor.
Teslim olun! noktasındaçoğunluk; mutlak haküstünlüğü gasp ettiğinde, işte bunun adı tam bir çoğunluk tiranlığı/despotizmioluyor.
Seçimi kaybeden ve medyada sesi kısılanpartiler; temsil güçleriningitgide eridiğini görüyorlar.
Kazanan çoğunluk tarafından olağanüstü bir basınçlaüzerlerine abanıldığınıhissediyor ve her daim kaybeden yandakalacaklarına dair bir inanç geliştiriyorlar.
Başbakan’ın üst perdeden CHP’ye evire çevire ayar verensöylemleri; tam bu türden inançları pekiştiren söylemler.
CHP seçmeni depresyona girmesin de kim girsin?

(Cumhuriyet 14.07.2011)

Nilgün CERRAHOĞLU | Tüm Yazıları
Hits: 1974