Yeni Anayasa Ve Savunma / Savunmaemekçileri

~ 10.07.2011, Av. Reha TAŞKESEN ~
           Gelişmeler önümüzdeki süreçte TBMM’de yapılacak çalışmaların sonucuna bağlı olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yeni bir Anayasa ile yoluna devam edeceğine işaret etmektedir[1]. Konu yeni Anayasa olunca bir vatandaş olarak nasıl bir Anayasa olması konusundaki düşüncelerimizi paylaşma ve Anayasa metninde “Savunma/Savunma Emekçileri” ile ilgili nasıl bir vurgu yapılması gerektiğine dikkat çekme bir sorumluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.
 
            Türkiye’de Anayasa’nın değiştirilmesi konusunda ortak bir anlayış ortaya çıkmış bulunmaktadır. Ancak, “Yeni Anayasa” ile Türkiye’nin sorunlarının bir anda çözümleneceğini düşünmek de çok doğru değildir[2]. Konu eğer “İleri Demokrasi” anlayışının ve uygulamasının yerleştirilmesi ise; hukuk devleti, eğitim, kültür, sağlık, yüksek gelir düzeyi, güvenlik gibi temel koşulların tesisi ve devamlılığının da sağlanması bir zorunluluktur. Bu bakımdan devlet ile vatandaş arasında yapılacak ana sözleşmenin sürdürülebilirliğinin ancak yüksek yaşam kalitesinin sağlanması ile olanaklı olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
 
            Değiştirilme noktasına gelindiğine göre; sahipleneceğimiz bir anayasanın nasıl olması gerektiği hususunun da geniş şekilde tartışılması gerekmektedir. Anayasa maddelerinin bir kısmının evrensel hukuk ilkeleri ile uyumlu olacağı kaçınılmazdır. Bir kısım maddelerin ise yoğun şekilde tartışılacağı da açıktır.
 
            Küresel hukuk anlayışının, AB müzakere sürecinin, Türkiye’nin (idari, adli, mali) yapılandırılmasının yapılacak anayasa çalışmalarına ne şekilde yansıyacağı konusu önem arz etmektedir[3]. Her kesimden siyaset, hukuk, bilim insanlarımızın bütün sorunları evrensel, küresel, ülkesel boyutları ile akıl ve bilim temelinde tartışmalarının ve sonuçlarının da kamuoyu ile paylaşılmasının gelecekte yaşanabilecek yeni sorunların en aza indirilmesi ya da önlenmesi bakımından yarar sağlayacağı hususu dikkate alınmalıdır.
 
            Küresel hukuk anlayışının giderek etkin ve yaygın konuma gelmesi olasılığına daha önce örnek bazı konular ele alınarak değinilmiştir[4].
 
            AB, anayasası ve hukuku olan ulusalüstü bir tüzel kişilik olarak ortaya çıkmış bulunmaktadır[5]. AB müzakere süreci ise devam etmektedir. Egemenlik, Ortak Dış ve Güvenlik Politikası (ODGP), AB Hukuku’nun iç hukuka üstünlüğü, önceliği ve doğrudan uygulanabilirliği gibi hususlar Türkiye’nin gündemindedir ve de güncelliğini korumaktadır.
 
            Önümüzdeki süreç içerisinde başlama olasılığı bulunan anayasa çalışmalarının Türkiye’nin idari, mali ve adli yapılanmasında önemli değişiklikler yapması ise kaçınılmaz görülmektedir[6].
 
            Bu çerçevede “Yeni Yaklaşımlar” bir girişim başlatmış bulunmaktadır[7]. Değişik çevrelerden bir araya gelecek kişilerin katılımları ile yapılacak çalışmada genel anlamda anayasa konusu, özel anlam da ise savunmanın/savunma emekçilerinin anayasa metninde belki de bir cümle ile nasıl yer bulacağı konusu tartışmaya açılacaktır. Kuşkusuz bu çalışmanın sonuçları da “Yeni Yaklaşımlar” aracılığı ile kamuoyu ile paylaşılacaktır.
 
            “Yeni Yaklaşımlar” tarafından başlatılan bu alçakgönüllü ancak anlamı önemli olan çalışmanın örnek alınması ve çeşitlendirilerek, zenginleştirilerek çoğaltılması önümüzdeki anayasa çalışmalarına katkı sağlayacağı açıktır.
 
 
 
 
 
                                                                                              Av.Reha Taşkesen
                                                                                              10.7.2011, Ankara


Türkiye’de anayasa çalışmalarının başlangıcı Sened-i İttifak (1808) belgesine dayandırılır. Tanzimat Fermanı (1839), İslahat Fermanı (1856), 1876 Kanun-i Esasisi (1877 yılında başlayan Osmanlı-Rus Savaşı gerekçe gösterilerek askıya alınan Kanun-i Esasi 1909 yılında 21 maddede yapılan değişiklikler ile yeniden yürürlüğe konulmuştur), 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu, 1924 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu (1921 Anayasası gereksinmeleri karşılamıyordu ve 1876 Anayasası da henüz ilga olmamıştı) anayasal devlet düzeni istikametinde atılmış önemli adımlardır. 1961 ve 1982 Anayasaları hükümet darbeleri sonrasında yazılan anayasalar olmaları bakımından sürekli tartışma konusu olmuşlardır.
[2] RT, 1982 Anayasası Başlangıç, 7 Kısım (177 Madde), Geçici Hükümler (VI. Kısım, 19 Madde) şeklinde düzenlenmiştir. Geride kalan 29 yıl içerisinde 16 (61. Hükümet ile 17) hükümet döneminde kullanılan 1982 Anayasası, birincisi 17.5.1987, sonuncusu 17.3.2011 tarihinde olmak üzere 17 kez değiştirilmiştir. Başlangıç kısmında 2 kez değişiklik yapılmıştır. 81/177 madde değişmiştir. 21/81 madde birden fazla değişikliğe maruz kalmıştır. 5/19 geçici madde üzerinde de değişiklikler yapılmıştır. Bu kadar değiştirilen bir anayasanın hala başlangıçtaki anayasa gibi algılanıyor olmasına katılmak da mümkün değildir.
[3] RT, Küresel yeni bir hukuk anlayışı gelişmektedir. Serbest Ticaret Bölgeleri (NAFTA, AB, BDT, ŞİÖ, ASEAN) bağlamında ve küresel ölçekte başta Ticaret Hukuku olmak üzere gelişmeler olmaktadır. Uluslararası Ceza Mahkemesi kurulmuş ve çalışmaya başlamıştır. Bölgesel İnsan Hakları Mahkemeleri kurulmuştur ve çalışmaktadır. AB Anayasası ve AB Adalet Divanı AB bünyesinde ulusalüstü bir hukuk anlayışının ortaya çıkmasına yol açmıştır.
[4] Yeni Yaklaşımlar, RT, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk (1.4.2011) ve Küresel Ceza Hukuku Uluslararası Ceza Mahkemesi (28.5.2011).
[5] RT, Türkiye 29.10.2004 tarihinde Roma/İtalya’da imzalanan (taslak) AB Anayasası’na imza koyan üç aday ülkeden biridir.
[6] RT, Türkiye Gümrük Birliği (1.1.1996 tarihinden geçerli olmak üzere 1/95 Ortaklık Konseyi Kararı) , Katılım Ortaklığı Belgeleri, İlerleme Raporları çerçevesinde Anayasa’da değişiklikler yapmıştır. Kapsamlı değişiklikler 1995 yılında (Başlangıç ve 14 madde), 2001 yılında (Başlangıç, 32 madde ve 1 geçici madde) ve 2010 yılında (23 madde ve 3 geçici madde) yapılmıştır. Ölüm cezası 2004 yılında m34’de yapılan değişiklik ile kaldırılmıştır.
[7] “Yeni yaklaşımlar” tarafından düzenlenen bu çalışma 23.7.2011 Cumartesi günü Ankara Barosu Eğitim Merkezi (ABEM) salonunda yapılacaktır.
Av. Reha TAŞKESEN | Tüm Yazıları
Hits: 2702