SBS 'de Hazin Tablo

~ 08.07.2011, Pervin KAPLAN ~

Amaç moral bozmak değil ama eğitimde tablo vahim

YENİ açıklanan kabinede ilk kadın bakan Nimet Çubukçu'nun ardından Milli Eğitim Bakanlığı'na akademisyen kökenli bir isim Ömer Dinçer geldi. Geçmişinde üniversitede enstitü müdürlüğünden dekanlığa, rektör yardımcılığından yurtdışında misafir araştırma görevliliğine uzanan akademik birikimi barındıran 75'inci Bakan Dinçer, "zorlu" bir bakanlığa geldiğini eğitimin "yükseköğretim" bölümünü yakından tanıyan biri olarak iyi biliyor.
Türkiye'nin geleceğini şekillendiren nesilleri ilgilendiren kararların alındığı bu bakanlığın önündeki en büyük sorun "öğrenmenin gerçekleşemediği" ve "eşitsizliklerin körüklendiği" eğitim sisteminde köklü bir reformu başarabilmek.
Yeni bakan Ömer Dinçer ile bazı verileri paylaşmak istiyorum. Bunlar OECD'nin katılımcı ülkelerin 15 yaşındaki çocuklarına uyguladığı, amacı temel becerileri ne kadar edinebildiklerini ölçen bir sınav olan PISA, ulusal sınavlar SBS, ÖSYS sonuçları, Eğitim Reformu Girişimi ile bakanlığın bazı verileri:
? Türkiye ekonomik kökenin öğrenci başarısını en çok etkilediği 3 OECD ülkesinden biri. Avantajlı kesimlerin çocuklarının yüzde 64'ü avantajlı okullarda okuyor. Oysa eğitim toplumsal eşitsizlikleri gidermenin en doğru aracıdır ancak Türkiye'de fırsat eşitliği sağlamıyor, eşitsizlikleri yeniden üretiyor. Sistem dezavantajı gidermiyor, koruyor.
? Eğitimde öğrenme gerçekleşmiyor. 30 ülke arasında Türkiye'nin yeri 2006'da 29. sırada iken 2009'da 34 ülke arasında 32. sırada. 15 yaşındaki çocuklar temel becerilerden yoksun. 100 çocuktan 42'si en basit matematik problemlerini çözemiyor. 80-(12 + 3 + 8)=?. Bu soruyu 600 bin liseli üniversite sınavında yapamadı. Geçen yıl SBS'de 8. sınıfların yüzde 75'i matematikte yüzde 66'sı fen bilimlerinde başarısız oldu. Bu yıl YGS'de fen bilimlerinde 802 bin, matematikte 227 bin liseli bir tek soruyu bile yanıtlayamadı.
? İlköğretimde kayıt oranları yüzde yüze ulaştı. Ancak zorunlu eğitim çağındaki 70 bin çocuk sistem dışında.
? Ortaöğretimde 100 çocuktan 44'ü devamsızlık yapıyor. 2008-2009 öğretim yılında 360 bin genç, liseyi terk etti. Yani okulların açık olduğu her gün 200 genç okulu bıraktı. Oysa kayıtlar kadar öğrencinin okula devamını sağlamak da eğitime erişimin bir göstergesidir.
? 48-72 ay grubunda okullaşma oranı yüzde 43 oldu ve bu öğretim yılında 25 ilin eklenmesiyle okul öncesi eğitim 57 ilde zorunlu oldu. Ancak bu iller arasında İstanbul, Ağrı, Hakkâri, Mardin, Gaziantep, Ağrı, Şırnak gibi en dezavantajlı iller yok.
? Liselerin Anadolu liselerine dönüştürülmesi projesinin tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor. Bu dönüşüm için MEB'in bütçeden tüm Türkiye için ayırdığı 40 bin TL ile ancak okulların tabelaları değiştirilir.
? Doğu illerinde görev yapan her 3 öğretmenden biri deneyimsiz ve sözleşmeli. Deneyimli öğretmenlerin Doğu illerinde görev yapması için "özendirici önlemler" alınmalı.
Yazının başlığında da söylediğim gibi amacım moral bozmak değil, ama bu veriler de Türkiye'nin sahip olduğu eğitim tablosunun acı hali.

 

(Habertürk 08.07.2011)

Pervin KAPLAN | Tüm Yazıları
Hits: 1738