Bir gün herkes terörist olacak!

~ 19.11.2015, Ayşe Yıldırım ~

"Herkes bir gün 15 dakikalığına ünlü olacaktır” diyen Andy Warhol, hayatta olsa ve Türkiye’de yaşasaydı bu sözünü “Bir gün herkes terörist olacaktır”a çevirirdi. Hatta AKP iktidarının kurmak istediği rejimi tam olarak algılasa, ünlü sözünü şöyle zenginleştirirdi:
“Bir gün herkes ya terörist olacak ya da Cumhurbaşkanı’na hakaret edecek.”
Bu tezin nedeni çok ve her geçen gün daha da artıyor. Birkaçını sıralayalım.
Tarih 13 Ekim. Şanlıurfa Bozova ilçesinde Jandarma YDGH operasyonu yaptı ve 10 kişiyi gözaltına aldı. Savcılığa sevk edilen 10 kişi haklarında delil olmadığı için “terör” suçundan serbest bırakıldı. Ama onlar gözaltındayken polis hepsinin Facebook, Twitter gibi sosyal medya hesaplarını kontrol etti. Aranan delil bulundu. 3 kişinin hesabındaki paylaşımlar “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçuna uygundu ve tutuklandılar.
10 gün sonra bu kez Ceylanpınar’da ev baskını yapıldı. 5 kişi PKK üyesi olduğu iddiasıyla gözaltına alındı. Savcılık delil olmadığı için onları da serbest bıraktı. Sosyal medya dedektifi emniyet güçleri olayın peşini bırakmadı. Mutlaka bir suç bulunmalıydı. 5 kişiden 3’ünün hesaplarındaki “detaylı” incelemede aranan suç bulundu; Cumhurbaşkanı’na hakaret...
Geçtiğimiz hafta Van’da bu kez bir gazeteci “yalan habar yazmak” suçlamasıyla, üç gazeteci de bu uygulamaya karşı çıktığı için gözaltına alındı. Bilinen yöntem devreye girdi, gazetecilerin sosyal medya hesapları incelendi. DİHA muhabiri İdris Yılmaz’ın Facebook hesabındaki bir karikatür “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlamasına uygundu. JİNHA muhabiri Vildan Atmaca ise tam bir yıl önce YPJ’li Arin Mirkan ile IŞİD’in öldürdüğü Deniz Fırat’ın fotoğraflarını paylaşmıştı; yani “örgüt propagandası”. İkisi de tutuklandı.
Hadi basından devam edelim. Hürriyet gazetesi ve Zaman gazetesi hakkında “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylemediği bir sözü çarpıtarak algı operasyonu yapıldığı” iddiasıyla soruşturma başlatıldı. Ama soruşturmayı basın savcılığı yerine Terörve Örgütlü Suçlar Bürosu başlattı.
Nokta dergisinin Erdoğan’ın şehit cenazesi önünde selfie çektirirken gösteren fotomontaj kapağı nedeniyle Emniyet, “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçundan toplatma talep etti. Nöbetçi olmayan yetkisiz savcı, bu suçun toplatmaya gerekçe olamayacağını biliyordu, emniyetten gelen talep yazısının üzerine el yazısıyla “terör örgütü propagandası yapmak” suçunu ekledi ve dergiyi toplattı. Başka bir kapak nedeniyle de derginin Genel Yayın Yönetmeni Cevheri Güven ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Murat Çapan da “halkı hükümete karşı silahlı isyana tahrik” suçlamasıyla tutuklandı.
Terörle Mücadele Kanunu’ndaki “muğlak” ifadesi nedeniyle uluslararası kurum ve kuruluşlarda bile kaygı uyandıran “terör” tanımı nedeniyle yapılan herhangi bir haber bile tutuklanma nedeni sayılabilir. Öyle ki avukat Fikret İlkiz’in dediği gibi “Terör konusunda görüş bildiren bir bilim insanının savunduğu bir fikir; eğer terör örgütü tarafından da aynı fikir savunuluyorsa uygulamada sorun yaratabilir. Böylece ‘terör örgütünün propagandası’ ya da ‘terör örgütünün amacını’ savunmak şeklinde değerlendirilebilir.”
Madalyonu ters çevirelim ve devam edelim.
Antalya Alanya’da iki ay önce “PKK protestosu” gerekçesiyle yüzlerce kişi tarafından dürümcü dükkânı yağmalanarak ateşe verilen Adıyamanlı Hüseyin Sertaç Kılınç zararlarının karşılanması için kaymakamlığa başvurdu. Kaymakamlık, “yaşananlar terör sayılmaz” diyerek başvuruyu reddetti. Yani dizi film senaryosundan terör çıkıyor ama Kürt birine ait dükkânın yağmalanması terör sayılmıyor.
Artık öyle bir rejimde yaşıyoruz ki herkes bir gün terörist olabilir ya da Cumhurbaşkanı’na hakaret edebilir. Buyrun “yeni Türkiye”nin “ileri demokrasi”sine...

 

cumhuriyet

Ayşe Yıldırım | Tüm Yazıları
Hits: 2946