Ülkeye hesap adamı gerekiyor

~ 01.10.2015, Kadir SEV ~

Ortada ne meclis, ne de hükümet var. Bu durumda 2016 yılı bütçesinin yeni yıla yetiştirilebilmesi olanaksız. Ama Anayasa ve yasalar gereğince, bütçe hazırlama takvimi işliyor. Bu çerçevede Sayıştay’ın 2014 yılı raporları da birer birer Meclis Başkanlığı'na sunulmaya başlandı.

Seçimler sonrasında oluşacak Meclis, bu raporlara bakıp, AKP iktidarını aklayıp aklamayacağına karar verecek.

AKP’nin hesap vermeye hiç niyeti olmadığı için, büyütüp beslediği bürokratik kadroları, devletin hesabını doğru dürüst tutmayı bir türlü öğrenemedi. Sayıştay raporlarındaki eleştirilere bakılırsa, kamu yönetimindeki çürümüşlük, dağınıklık sürüp gidiyor. Önceki yıllarda olduğu gibi 2014 yılında da, paraların nerelere harcandığı belirsiz; ödenekler doğru dağıtılamamış; Devletin ne kadar taşınırı, taşınmazı var; ne kadar borcu, ne kadar alacağı var, kimse bilmiyor.

Bu haliyle AKP hükümetinin aklanmaması gerekiyor.

AKP, 2016 yılına değin bütçe ve kesin hesap yasalarını meclisten geçirme konusunda hiç sorun yaşamadı. Yeni oluşacak parlamentoda bu lüksünün olmayacağı anlaşılıyor: Hükümetin geçmişteki harcamalarını, yeni parlamento aklamayabilir.

Peki, “Bütçesi aklanmayan bir hükümete ne yapılır?”

Bu sorunun yanıtını ben bilmiyorum, her gün televizyonlarda gördüğümüz siyasetin önde gelenlerinin ya da hukukçuların bileceğini de sanmıyorum. Doğru yanıtın, hukukun teknik terimlerinde değil siyasetin gerçeklerinde aranması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü hukuku, siyaset biçimlendiriyor. İç ve dış siyasi dengeler; toplumun kararlılık düzeyi; nereye doğru evrildiği; gelişmeler karşısında partilerin ne gibi tavır almayı tercih edecekleri; geleceklerini nerede görecekleri, gibi bir dizi okuma parçası, iyi okunup doğru yorumlanmadığı sürece bu sorunun doğru yanıtlanmasına olanak yok.

Aslında, Meclisteki çoğunluğunu yitireceğini düşünüyoruz ama bir bildiği olsa gerek; AKP hiç gitmeyecekmiş gibi davranıyor. Gereğini de yapıyor elbette: daha birkaç gün önce Davutoğlu hükümeti, güneydoğu için beş bin korucu alacağını ilan etti. Hangi aşiretlerden oy devşirmeye çalıştığını, ne kadar başarılı olacağını yakında göreceğiz.

AKP’nin atamaları hiç hız kesmedi. Bugün (30.9.2015) Resmi Gazetede yine atama kararları yayımlandı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı müsteşarı görevden alındı; Et ve Süt Kurumu ile Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdür yardımcılıkları ve yönetim kurulu üyeliklerine yeni atamalar yapıldı.

“AKP yasaları hiçe sayıyor” gibi sözlerin artık hiçbir anlamı kalmasa da biz yine tarihe not düşmek için yazalım: Davutoğlu hükümeti ülkeyi seçime götürmek üzere kuruldu. Seçimle ilgisi kurulamayan ya da gündelik ve zorunlu olanlar dışında herhangi bir tasarrufta bulunursa, Anayasaya ve yasalara aykırı davranmış olur ve yaptıkları atamalar, aldıkları kararlar gün olur, yargıdan döner.

AKP bilim insanından korkuyor. Hesap sorar çünkü. Eğitim alanındaki bütün güçlerini imam yetiştirmeye harcıyorlar. Tayyip Erdoğan, eğitim yılını imam okullarında yaptığı konuşmalarla açtı. Sekiz yıllık temel eğitim “garabetinden” ülkeyi kurtardıkları için çok sevinçliymiş, onur duyuyormuş. Bir Müslüman kendi ölüsünü yıkamak için hoca ya da imam beklememeliymiş. Tayyip Erdoğan’ın çok haklı olduğunu teslim etmeliyiz. Bulunduğumuz coğrafyada artık ölümler yüzlerle, binlerle anlatılmaya başladı. İmamları, hocaları beklersek ölülerimizi günlerce gömemeyiz.

Yeri gelmişken, laikliği savunduğunu söyleyen partilere de küçük bir değindirme yapılmasında yarar var: CHP, tarihte en çok imam hatip okulu açtığıyla övünüyor. Seçim güvenliğinin din adamları eliyle sağlanacağını söylüyor. Kendilerini laik olarak sunan partilerin bu gibi sözleri söylemekten utanacağı bir ortamın oluşturulmasına katkı vermek zorundayız.

 

 

Kadir SEV | Tüm Yazıları
Hits: 960